DIşişleri Bakanı Hakan Fidan, uluslararası toplumun İsrail'i iki devletli çözüme zorlayacak bir tavır içerisinde olması gerektiğini vurguladı ve Türkiye'nin, kalıcı barışın garantörü olabileceğini söyledi. Dün, gazetelerin Ankara temsilcileri ile bir araya gelen Fidan, sıcak gündeme ilişkin şu mesajları verdi:
GARANTÖRLÜK MEKANİZMASI: İsrail bölgede kalıcı barış ve güvenliğini istiyorsa Filistinlilerin bir devleti olmalı. Hem Filistinliler hem de diğer devletler buna razı olacaklar. Her iki tarafın da mutabık kalacağı bir antlaşmaya varıldıktan sonra, bunun gereklerinin yerine getirilmesi hususunda garantör ülkeler sorumluluk üstlenmeli. Garantörlük fikrini ortaya atıyoruz. Bu bir tekliftir, daha iyi teklifler varsa değerlendiririz. Önemli olan bu krizi vesile bilerek iki devletli çözümü hayata geçirmek, bölgeye kalıcı barışı getirmektir. Barış garanti alınmadıkça İsrail kendisini emniyette hissedemez. Kendisini emniyete alma adına sürekli şiddet uygulayacak.
Bugün Lübnan'a gidecek Hakan Fidan dün Umman ve Pakistanlı mevkidaşları ile Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniyye ile telefonda görüştü. Fidan, Haniyye ile Filistin'deki son gelişmeleri ve sivillerin serbest bırakılması imkanlarını ele aldı.
7 EKİM SÜRPRİZ OLDU: 7 Ekim'de yaşananlar herkes için sürpriz oldu. Gazze'den diğer tarafa kolayca geçilebilmiş olması, bunun operasyonel sonuçları herkesi şaşırttı. Bu, İsrail güvenlik sistemindeki zafiyeti ortaya çıkaran, uzun yıllar tartışılacak olan bir konu. 7 Ekim'de ve müteakip süreçte, sivilleri hedef alan hiçbir eylemi tasvip etmiyoruz. Sivillerin hedef alınmasını kınıyoruz.
TÜRKİYE'NİN BARIŞ GİRİŞİMİ: İki ana kulvar üzerinde çalışıyoruz. Birincisi, 7 Ekim'den sonra İsrail'in misillemesiyle başlayan çatışmalarda, tarafları sivillerin daha fazla zarar görmesini önleyecek tavırlar almaya çağırıyoruz. İsrail, Gazze'yi şu ana kadar benzeri görülmemiş şekilde bombalıyor, yoğun sivil ölümlerine yol açıyor. İsrail'in elektriği, suyu, yakıtı kesip bir yokluğa, açlığa mahkûm etmesi, sivilleri korkutarak Gazze'nin kuzeyinden güneyine doğru hareket ettirmesi kabul edilemez. Sivillere saldırıların durması, Gazze'ye insani yardımın girmesi yönünde çalışmalarımız var. İkinci kulvarda ise bu sarmal durduktan sonra, bu kriz kalıcı barış fırsatına dönüştürülebilir mi? Bunun arayışındayız.
İSRAİL'E HİÇ YAPTIRIM OLMADI: Amerikalılarla yaptığım görüşmede gündeme getirdim. Onlar da "İki devletli çözüm istiyoruz" diyorlar. Özellikle Demokratlar... Ama İsrail, eleştirilere aldırmadan kendi politikalarını ilerletmeye alışkın bir ülke. Sonuçta hiçbir yaptırım yok. Sadece tartışmaların olduğu bir zemin var. Uluslararası toplum, İsrail'i iki devletli zorlayacak bir tavır içerisinde olmalı. ABD merkezli sistem, kendi hilaflarına bir pozisyon olduğu zaman savaş öncesinde hemen yaptırımı gündeme getiriyor. Ama işin içinde İsrail varsa, yıllardır kınamadan öteye geçilemiyor.
ÇİN FAKTÖRÜ: Çin gittikçe artan şekilde Ortadoğu'ya müdahil olmak istiyor. Çin Dışişleri Bakanı ile yaptığım görüşmede fikirlerimizin büyük bir ölçüde örtüştüğünü gördük.