Başkan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'nin 28. Dönem 2. Yasama Yılı açılışı dolayısıyla Meclis Genel Kurulu'nda konuşma yaptı. Erdoğan, merakla beklenen konuşmasında enflasyon ve hayat pahalılığıyla mücadele konusunda net mesaj verdi:
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın küresel ekonominin dengelerini bozan sonuçları, her geçen gün farklı bir yönüyle tezahür etti. Dünya genelinde enflasyon oranları son 60-70 yılın en yüksek seviyelerine ulaştı. Gıdadan enerjiye, ticaretten istihdama kadar her alanda ciddi sıkıntılar yaşandı. Gelişmiş ülkeler dahil hemen hiç kimsenin önünü net bir şekilde göremedi. Türkiye de ister istemez bu olumsuzluklardan etkilendi. Seçimlerin ardından hem mevcut küresel ekonomik görünümü hem de gelecek dönemde karşılaşabileceğimiz muhtemel tehditleri dikkate alan bir politikaya yöneldik. Amacımız, bu hassas dönemden ülkemizi en az kayıpla ve şayet arzu ettiğimiz neticeleri alabilirsek en büyük kazançla çıkarmaktır.
Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkeyi büyütme stratejimiz, ekonomi politikasının omurgası olmaya devam ediyor. Enflasyonla mücadelemiz sürecek. Milletimizin canını yakan hayat pahalılığını ortadan kaldırmak, deprem başta olmak üzere ülkemizin acil meselelerini çözmek, ülkemizi büyütmeyi sürdürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Asırlık hayalimiz Türkiye Yüzyılı'nı, diğer alanlardaki hedeflerimizle birlikte gerçekleştirmeden durmayacağız, duraksamayacağız. Küresel ekonominin geleceğine ilişkin endişelerin arttığı bir dönemde, biz sadece umudumuzu korumakla kalmıyor; istihdamdan ihracata her başlıkta artan tempomuzla iddialarımızı somut çıktılara dönüştürüyoruz.
Türk ekonomisinin başarısı herkesin hayat kalitesini yükselten, aksi durumun ise herkese bedel ödeten bir tablo ortaya çıkardığının asla unutulmamalı. Ekonominin ruhunu oluşturan güven ve istikrar iklimini bozacak her türlü söz, tutum ve davranıştan uzak durulmalı. Ülkemizi, küresel ekonominin içinden geçtiği şu fırtınalı atmosferden yara almadan sahil-i selamete ulaştırmak, siyasetçiler olarak hepimizin milletimize karşı ortak mesuliyetidir.
GELİN, CUMHURİYETİN 100'ÜNCÜ YILINI YENİ ANAYASAYLA TAÇLANDIRALIM
Yamalı bohçaya dönen darbe anayasanın 2023 Türkiye'sini taşıyamadığı açıktır. Gelin Cumhuriyetimizin 100. yılını yeni anayasa ile taçlandıralım. Darbecilerin direktifi olarak değil, gerçekten milli, yerli, sivil, vizyoner bir anayasa isteyen herkes bu çağrının muhatabıdır. Bu millet, demokrasi mücadelesini sivil anayasayla taçlandırmayı hak ediyor. 15 Temmuz gecesi darbecilerin ölüm kusan silahlarına meydan okuyan bu millet, demokrasi mücadelesini sivil anayasayla taçlandırmayı fazlasıyla hak ediyor.
Biz de bu özlemi daha fazla geciktirmeyelim. Anayasa metninin kısa veya uzun olacağı, hangi konuları içerip hangilerini alt düzenlemelere bırakacağı, milletin her bir ferdinin ortak manifestosu niteliğini nasıl taşıyacağı, bütün bunların tamamını hep birlikte konuşup, tartışıp, kararlaştırabiliriz. Genel Kurul salonumuzdaki Başkanlık kürsüsünün hemen arkasında yazan 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.' ilkesinin hakkını ancak bu şekilde verebiliriz. Türkiye'yi, 12 Eylül darbe yönetiminin 41 yıl önce milletimizin sırtına sardığı mevcut anayasa kamburundan kurtarmak hepimizin en öncelikli sorumluluğudur. Milli Mücadele gibi bir destanı; yokluklar, ihanetler, karanlık hesaplar içinde zafere ulaştıran Meclisimizin, bugün de Türkiye Yüzyılı'nın ufkunu aydınlatacağından şüphe duymuyorum.
DEPREM KONUTLARINI TESLİM ETMEYE BAŞLIYORUZ
Yakında inşası tamamlanan deprem konutlarının hak sahiplerine teslimine başlıyoruz. Bu yılki ek bütçeyle bölgeye 762 milyar lira tahsis etmiştik, 2024'te bu rakam 1 trilyon lirayı geçecek. Eylül'ün ilk haftası açıkladığımız Orta Vadeli Program'daki önceliklerimizin başında da deprem bölgesindeki yaraların sarılması yer alıyor. Depremin ülkemize toplam maliyetinin 105 milyar doları bulacağı hesaplanıyor. Böyle bir meblağ, gelişmiş ülkeler dahil tüm ekonomiler için çok büyük bir yüktür.
VİZEYİ KALDIRMAYAN AB BİZDEN BİR ŞEY BEKLEMESİN
AB bize karşı örtülü bir yaptırım gibi kullandığı vize dayatması başta olmak üzere haksızlıklarından geri dönerse yanlışını düzeltmiş olur. Yapmazlarsa bizden herhangi bir beklentiye girmesinler. Kopenhag yerine 'Ankara Kriterleri' der yolumuza devam ederiz.
HAMDOLSUN KARABAĞ'DA HAK YERİNİ BULDU
30 yıllık işgalin ardından Azerbaycan toprağı olan Karabağ özgürlüğüne kavuşmuş, hamdolsun, burada da hak yerini bulmuştur. Ülkemiz bölgesinde zulme ve işgale geçit vermemiştir.
Erdoğan, Bahçeli'yle Meclis bahçesinde tokalaştı.
İSLAM DÜŞMANLARI KENDİ SONLARINI HAZIRLIYOR
İslam düşmanlığını adeta kutsayanlar, dolaylı olarak destekleyenler, Türkler'e ve Müslümanlar'a yönelik nefret suçlarına göz yumanlar kendi sonlarını hazırlıyor. İslam'a ve Türklere karşı düşmanlık besleyenlerle aynı çuvala girenler, bir gün aynı akıbete maruz kalmaya mahkumdur. Türkiye'nin dostluğunun ne kadar değerli ve kritik olduğunu Karabağ'dan Libya'ya, Suriye'den Somali'ye kadar tüm kardeşlerin çok iyi bilir. Türkiye'ye karşı hasmane politika izleyip de günün sonunda kazançlı çıkan hiçbir ülke, hiçbir toplum, hiçbir kurum yoktur.
BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ
BU sabah (Ankara saldırısı) emniyet birimlerimizin vakitli müdahalesi neticesinde iki caninin etkisiz hale getirildiği eylem, terörün son çırpınışlarıdır. Vatandaşın huzuruna ve güvenliğine kast eden alçaklar emellerine ulaşamamıştır, asla da ulaşamayacaktır.
Güney sınırlarımızın tamamını en az 30 kilometre derinliğinde bir güvenlik şeridiyle koruma stratejimiz bakidir. Bunun için, 'Bir gece ansızın gelebiliriz' sözü, kulaklardan hiç eksik olmasın, diyoruz.
FETÖ MEZARLIKTA ISLIK ÇALIYOR
FETÖ ihanet şebekesinin, yurt dışındaki militanları vasıtasıyla yaymaya çalıştığı 'Yıkılmadık, ayaktayız' havası bir çeşit "Mezarlıkta ıslık çalma gayreti". Bu ülkede bir daha asla FETÖ yeniden dirilemeyeceği gibi, benzer örgütlerin de yeni ihanetler sergileyebilmesi mümkün değildir. Operasyonlarımız neticesinde adeta can çekişen terör örgütlerine siyasi hesaplarla moral aşılamanın vebali çok ağır olacaktır. Özellikle sanat öne sürülerek milli iradeye kastedenlerin propagandasının yapılmasını kabul edemeyiz. AİHM'İn ByLock ve Bank Asya ile ilgili skandal kararı bardağı taşırmıştır. FETÖ'cü alçaklara bu karardan ekmek çıkmaz. Türkiye milim geri adım atmayacak.