Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ByLock kullanmak, Bank Asya'da hesabı olmak ve gizli bir tanığın ifadesiyle Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden ceza alan öğretmen Yüksel Yalçınkaya'nın açtığı davada Türkiye hakkında ihlal kararı verdi. AİHM kararı sonrasında siyasiler bu karara tepki gösterdi.
KILIÇDAROĞLU'NDAN AİHM KARARINA DESTEK
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise Türkiye'nin tepkisini çeken Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarını ise sevindiren AİHM kararını savundu. Kılıçdaroğlu sosyal medya platformu Twitter/X'den yaptığı açıklamada, "Anlaşılan o ki Saray Hükümeti, "Türkiye'yi daha ne kadar itibarsızlaştırabilirim, daha ne kadar küçük düşürebilirim" arayışına girmiş. İçeride AYM kararlarını uygulamayarak 'ben anayasayı tanımıyorum' diyen Saray, AİHM kararlarını da yerine getirmiyor. Bakmayın "dik durma, boyun eğmeme" yalanlarına… Türkiye, uluslararası sözleşmelerde AİHM kararlarına bağlı olduğunu beyan etmiş, bu kararları uygulayacağına söz vermiştir. Saray bilmiyor olabilir, ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin geleneği, her şartta verdiği sözü tutmaktır" ifadelerini kullandı.
FETÖ'CÜLER KILIÇDAROĞLU'NUN AÇIKLAMASINA SEVİNDİ
Sosyal medyada ise Kılıçdaroğlu'nun bu sözlerine tepki yağdı. FETÖ'cü isimler ise Kılıçdaroğlu'nun bu sözlerine destek verdi. Firari FETÖ'cü Adem Yavuz Aslan "Gecikmeli de olsa Kemal Kılıçdaroğlu AİHM kararlarının bağlayıcılığını hatırlattı" diyerek Kılıçdaroğlu'nun açıklamasını destekledi. Kimi FETÖ hesapları ise Kılıçdaroğlu'nun açıklamasının sevindirici olduğunu vurguladı.
KARARLA İLGİLİ ADALET BAKANI NE DEMİŞTİ?
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AİHM'nin Yüksel Yalçınkaya kararına ilişkin açıklama yapmış şunları söylemişti: AİHM bugün açıkladığı kararında Türk mahkemeleri tarafından yapılan yargılama sonucunda FETÖ terör örgütü üyesi olduğu tespit edilen bir kişinin yaptığı başvuruya ilişkin ihlal kararı vermiştir. İlk derece mahkemesinden, istinafa, Yargıtay'dan Anayasa Mahkemesi'ne her derecedeki yargılama makamlarımızın delilleri yeterli gördüğü bir dava hakkında, AİHM'in yetkisini aşarak delil incelemesi yapmak suretiyle ihlal kararı vermesi kabul edilemez. AİHM aslında, Dulaurans/Fransa, Bochan/Ukrayna (2) kararlarında Sözleşme'nin delillerin kabul edilebilirliği ya da delillerin nasıl değerlendirileceğinin ulusal hukukun ve ulusal mahkemelerin yetkisinde olduğunu belirtmişti. Bu nedenle, ulusal mahkemelerce yapılan hukuk kurallarının uygulanması, yorumlanması ve delil değerlendirmesinin kendi incelemesinin konusu olamayacağını vurgulamıştı. Ancak AİHM, bugün açıkladığı Yalçınkaya kararında bu yerleşik içtihadından ayrılmıştır. AİHM açıkça delil değerlendirmesi yapmak suretiyle yetkisini aşmış ve ulusal mahkemelerin hukuk kurallarının uygulanması ve delil değerlendirme yetkisini inceleme konusu yapmıştır. AİHM kendi içtihatlarında defalarca delilleri değerlendirme yetkisi olmadığını belirttiği halde, konu FETÖ yargılamaları olunca delil değerlendirme yoluna gitmiştir. Hükümetimizce ayrıntılı bir şekilde bilgilendirildiği ve itiraz edildiği halde, hakkında Türk Yargısınca FETÖ üyeliği suçlamasından iki ayrı yakalama kararı bulunan bir kişiyi Büyük Daire duruşmasında başvuranın temsilcisi olarak kabul eden AİHM, tarafsız bir yargılama yapmayacağını en baştan belli ederek hukuka ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı bir karar vermiştir. Ülkemiz, ulusal mevzuata ve uluslararası yükümlülüklere uygun olarak yaptığı terörle mücadelesinde kararlılığını sürdürecektir."
MHP'NİN TEPKİSİ NE OLMUŞTU?
MHP'li Feti Yıldız sosyal medya platformu Twitter/X'den yaptığı açıklamada şunları söylemişti: "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ; 'ByLock kullanıcısı olan', 'örgütün talimatıyla Bank Asya'da hesap açan' 'FETÖ terör örgütünün hiyerarşisine tabi olan bir kişiye verilen 6 yıl 3 ay hapis cezasını hak ihlali olarak değerlendirdi. Bylok'un terör örgütünün haberleşme aracı olduğu adli hakikat olarak karar altındadır. AİHM'nin, Türk Mahkemelerinin kararına esas olan delilleri değerlendirme yetkisi yoktur. AİHM Büyük dairesi yetki tecavüzünde bulunmuş, kendisini bağlayan sözleşmeye açıkça aykırı bir karara imza atmıştır. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, delillerin ortaya koyulmasına, tartışılmasına ve değerlendirilmesine ilişkin alana giremez. Yetkisini aşıp derece mahkemeleri ile temyiz merciinin yargı yetkisi alanına müdahale edemez."