Kastamonu'nun Tosya ilçesinde inşa edilen Tosya Adalet Sarayının açılış törenine katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Yargıtay tarafından onanan Gezi Davası karalarını eleştirenlere sert çıktı. Bakan Tunç, yargıya sürekli taş atanların, yargıyı karalamaya çalışanların tavırlarının Yargıtay'ın Gezi Olayları ile ilgili verdiği kararda bir kez daha görüldüğünü söyledi.
Gezi Olayları ile ilgili Yargıtay'ın aldığı kararı eleştirenlere cevap veren Bakan Tunç şöyle konuştu: "Birilerinin hazmedemediği, yargıya sürekli taş atanlar, sürekli karalama çalmaya çalışanlar, dün Yargıtay'ımızın Gezi Olayları ile ilgili verdiği kararda, yargıya yönelik saldırıları bir kez daha gördük. Yargı bağımsız, tarafsız. Anayasamızın 9'uncu maddesi, 'yargı yetkisi bağımsız mahkemelerce kullanılır' diyor. Anayasa'mızın 138'inci maddesi açık, hiçbir merci, kişi yargı yetkisinin kullanılmasında, mahkemelere, hakimlere emir ve talimat veremez. Yargı kararları eleştirilebilir ama yargının tamamını töhmet altında bırakabilecek, hakarete varan cümlelerle saldırırsanız. Orada Anayasa'nın 138'inci maddesini hatırlatmak gerekir. Siz sokakları ateşe vereceksiniz, onlarca insanın ölümüne sebep olacaksınız, kamunun, özel şahısların araçlarını alt üst edip, ortalığı ateşe verip, dükkanları taşlayacaksınız, Gezi Olaylarını çıkartıp, 'Gezi masumdu' diyeceksiniz. Hukuk devletlerinde sokakları ateşe verenlerin, insanları öldürenlerin, onları tahrik edenlerin, hesabı sorulmayacak mı? Hesap sorulmazsa orada hukuk devletinden bahsetmek olur mu? Gezi yargılanamaz, ne demek? Gezinin ne olduğunu bu millet gördü. Orada iki ağaç bahane edilerek sokakları ateşe verenlerle ilgili yargı sürecinin haksız bir yargılama olduğunu nasıl söylersiniz? Bunu söylerken de 'talimatlarla karar verdi' diyerek yargıya hakaret ederseniz burada siz yargı tarafsızlığına saygı duymuyor, hukuk devletini benimsemiyorsunuz demektir. O nedenle yargının kararlarına saygı duyacağız, hukukun üstünlüğü, milletimizin huzuru, terörle mücadele noktasındaki kararlığımızdan hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz."
2001 yılından itibaren Türkiye'de Adalet saraylarında önemli dönüşümlerin yapıldığını anımsatan Bakan Tunç: "Bizim avukatlık yaptığımız yıllarda, 15-20 yıl önce adalet sarayları, merdiven altında, hükümet konaklarının içerisinde köşelere sıkışmış vaziyette, bilgisayarlar yoktu, daktilo sesleri gelirdi ve hakim savcıların görev yaptığı mekanlar, duruşma salonları gerçekten adalet hizmetlerinin kaliteli bir şekilde sunulmasına imkan vermeyecek nitelikteydi. Fotokopi kağıtları avukatlardan istenir durumdaydı. O günleri çok çabuk unuttuk. Şimdi yaklaşık 400'e yakın adalet sarayını ülke genelinde inşa ettik. Programda olanlar, devam eden, projesi çizilen, ihale süreci devam edenler var. 6 Şubat depremleri nedeniyle de 11 vilayette ağır hasar gören binalarımızı yeninden inşa edeceğiz. Onları da süratli bir şekilde, 1-2 yıl içerisinde o şehirlerimize kazandırmanın mücadelesini veriyoruz. Önceliğimiz deprem bölgesi. Teknolojinin bütün imkanlarını da adalet hizmetlerine sunmanın gayretindeyiz. Özellikle dünyada yargı hizmetlerinde teknolojiyi en iyi kullanan ülkelerin başında geliyoruz. Özellikle UYAP sistemimiz, hakim ve savcılarımızın dosya takibi, avukatlarımızın dava açabilmeleri, bürolarından görüntülü sistem ile duruşmalara katılabilme imkanını sağlıyor" dedi.
Adaletin önünde engel olmaya çalışanların karşısında durmaya devam edeceklerini kaydeden Tunç sözlerini şöyle sürdürdü: "Adaletten hiç ayrılmadan, hukukun üstünlüğünden hiçbir zaman taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Türkiye'de yargı bağımsızlığını, tarafsızlığını tam anlamıyla daha da ileriye taşıyarak hukukun üstünlüğüne inanarak, vatandaşlarımızın hak kayıplarının asgariye indirilmesi ve onların yargı hizmetlerinden en kaliteli ve hakkaniyetli şekilde yararlanması gayreti içerisinde olacağız. Temel hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri birer birer kaldırdık, bundan sonra da engel olmak isteyenler olursa onların önünde milletimizle beraber duracağız. Demokrasi çıtamızı güçlendirmeye, milli iradenin bayrağını hiçbir zaman yere düşürmemeye gayret göstereceğiz. Bunu hep sizin desteği ile yaptık. Gezi olaylarında sizlerin desteğiyle, birlik, bütünlüğü sayesinde aştık. 17-25 Aralık Yargı ve Emniyet Darbesi sürecinde sizlerin verdikleri desteklerle aştık. 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi kalkışmasında milletimizin desteği ile demokrasimize, milli iradeye sahip çıktık. Yargımızı, yargı mensuplarımıza o gece kahramanca mücadele eden ve darbecilere karşı ilk dakikalardan itibaren soruşturmaları başlatan yargı mensuplarımıza müteşekkiriz. Milletimizle beraber hareket ettiler, işte milletin yargısı bu.
Vatandaşlarımızın güçlenmesi için çalışmalar yürütmeye devam edeceğiz. Daha hızlı ve kaliteli hizmetin sunulması ve ülkemizin kalkınması noktasındaki kesintisiz yürüyüşümüzü inşallah devam ettireceğiz. Önce insan demeye devam edeceğiz, insanımızı güçlendirmeye devam edeceğiz, eğitimden sağlığa, sosyal politikalardan kültüre varıncaya kadar her alanda insanımızı güçlendireceğiz. Nereden nereye geldiğimiz, sağlıkta, eğitimde, adalette, her alanda belli. Her alanda insanımızı güçlendirmenin gayreti içerisinde olduk. Bundan sonra da 'önce insan, insanı yaşat ki devlet yaşasın' diyerek insanımızı güçlendirmeye devam edeceğiz."