İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), sıcak havayla mücadelede sınıfta kaldı. İstanbul'u besleyen barajlardaki su doluluk oranı son 9 yılın en dip seviyesini gördü. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre İstanbul'daki baraj doluluk oranı 22 Eylül itibariyle yüzde 24,15 olarak ölçülürken mega kent için önemli bir uyarı da İBB Meclisi Çevre, Yenilenebilir Enerji ve İklim Değişikliği Komisyon Başkanı Sadullah Hasanoğlu'ndan geldi.
'SU KALİTESİNDE BÜYÜK RİSK'
Hasanoğlu "İstanbul'da bugün itibariyle baraj doluluk oranı yüzde 24 seviyesinde, Maalesef ki yarın yüzde 24'ün altına düşmüş olacak. Yüzde 24 rakamı ortalama baraj doluluk oranı, Asya ve Avrupa Yakası olarak incelediğimizde durum çok daha vahim. Avrupa Yakası'ndaki doluluk oranı yüzde 8,3, Asya Yakası'ndaki baraj doluluk oranı ise yüzde 47,3. Bir kaç gün daha yağmur yağmazsa eğer Avrupa Yakasında su kesintisi riski söz konusu ve zaten küçük küçük kesinti haberleri almaya başladık. Tabi barajlardaki suyun yüzde 100'ünü kullanmak mümkün olmadığı için aslında Avrupa Yakası için durum kritik. Barajların dibe vurması su kalitesi açısından da büyük risk oluşturuyor" dedi.
'İSKİ MELEN SİSTEMİNDEN YETERLİ MİKTARDA SUYU ALMIYOR'
Son 4 yılda baraj doluluk oranının yüzde 41, 85 olduğuna dikkat çeken Hasanoğlu, yönetimsel hatalar nedeniyle 2019 yılından sonra İstanbul'da su yönetimi stabilitesini kaybettiğini aktardı. Hasanoğlu açıklamasında, "İstanbul'un su programının AK Partili İBB'de olduğu dönemde 22 Eylül tarihinde 2015-2019 yılları arasında baraj doluluk oranı 5 yıllık ortalamada yüzde 54,88'de. 22 Eylül günü baz alınarak 2015 yılında baraj doluluk oranı yüzde 63,07, 2016 yılında yüzde 46,67, 2017'de yüzde 56,08, 2018'de yüzde 56,77 ve 2019 yılında yüzde 51,80 olarak kayıtlara geçti. İstanbul aynı İstanbul, su kaynakları aynı su kaynakları…
Zaten 2019 yılından sonra İstanbul'da yeni su kaynağı üretimi sıfır, hiç yeni su kaynağı üretilmedi, 1 ton bile... Mevcut su kaynaklarının yönetimi üzülerek ifade etmeliyiz ki fantezi peşinde koşan bir yönetim var. İstanbul'un yıllık su ihtiyacı 1,1 milyar metreküp, sadece Melen sisteminden yıllık 1,15 Milyar m3 su temin etme imkanı varken… İSKİ'nin Melen Sisteminden yeterli miktarda suyu almadığını görüyoruz. 2021 yılında Melen Sisteminden alına su miktarı 625 Milyon metreküp seviyesinde kalmış. Melen Sisteminin 2021 yılında kapasite kullanım oranı yüzde 54,4 seviyesinde kaldığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.
'MAKSİMUM SEVİYEDE SU ÇEKİLSEYDİ BARAJ DOLULUK ORANI YÜZDE 50-60 OLACAKTI'
Barajlarda su seviyesinin yüzde 24 seviyesine düşmesinin asıl sebebi ise 2022 yılında yapılan büyük yönetim hatasında saklı olduğunu vurgulayan Hasanoğlu, "2022 yılında Melen Sistemi Kapasite Kullanım Oranı yüzde 30 seviyesinde kalmış durumda. Melen Sisteminde akım gözlem noktalarından geçen su miktarı yıllık 2 Milyar metreküp iken İstanbul'a alınan su miktarı 351 Milyon metreküp...
İçinde bulunduğumuz 2023 yılında ise barajlar alarm vermeye başladığı için ihtiyaç duyulan su maksimum düzeyde yine Melen Sisteminden sağlanmaya çalışılıyor. 2023 yılı Melen Sistemi Kapasite Kullanım Oranı yüzde 70. Bugün itibariyle Melen Sisteminden alınan su miktarı 562 Milyon metreküp. Melen suyu 2022 yılının ikinci yarısından itibaren maksimum düzeyde İstanbul'a çekilmeliydi. Eğer 2022 yılında Melen'in su kapasitesi aynı 2023 yılında olduğu gibi yüzde 70 düzeyinde olsaydı şuanda İstanbul'da barajlarda doluluk oranı ortalama yüzde 50-60 seviyesinde olacaktı" diye konuştu.
'İBB İSTANBUL'U 2023'TE SUSUZLUK RİSKİYLE BURUN BURUNA GETİRDİ'
İBB yönetiminin elektrik faturasından kaçındığı için Melen'den yeterli su çekmediği için İstanbul'un susuzluk riskiyle karşı karşıya bırakıldığını belirten Hasanoğlu açıklamasına şu şekilde devam etti:
"İstanbul ehil olmayan ellerde elektrik faturasından kaçınmak için susuzluk riskiyle test ediliyor. 2022 yılında Melen Sisteminden 2023 yılındaki kadar su çekilseydi, fazladan oluşacak elektrik gideri İSKİ bütçesinin yaklaşık binde 7-8'i kadar olacaktı. İşte resmi rakamlardan görüyoruz ki mevcut İBB yönetimi İstanbul'u adeta susuzluğun eşiğine getirmiş oldu. Sonuç olarak, İstanbul'un su yönetimi her şeyden önemli hayati bir konu olarak uzman ellerde yönetilmesi gereken bir konudur. İstanbul hepimizindir. Su meselesi siyasi bir konu değil bütün İstanbulluları ilgilendiren hayati bir konudur. Biz İstanbul'da başta su olmak üzere her konuyu önce bir İstanbullu olarak ele alıyor ve her konuyu bu bakış açısıyla değerlendiriyoruz. Üzülerek ifade ediyorum ki son 4 buçuk yılda İstanbul'daki bütün kazanımlarımız her gün artan hızla gerilemeye devam ediyor. İşte 4 buçuk yılda mevcut İBB yönetimi yeni su kaynağı üretemediği gibi hazırda var olan tesis ve projeleri verimli şekilde işletmeyi dahi başaramıyor. İstanbul'u 2023 yılında susuzluk riskiyle burun buruna getirmiş durumda."