Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Türk demokrasi tarihinin kara lekelerinden 12 Eylül darbesinin 43'üncü yılında Ankara Ulucanlar Cezaevi Müzesi'nde düzenlenen '1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu'nda konuştu: Her ne kadar 1987'den itibaren 23 kez değiştirilmiş, hatta 2017'de tarihi bir değişikliğe gidilmiş olsa da elimizdeki metin bir darbe yasasıdır. Her değişikliğin anayasanın anlam bütünlüğünü bozduğu bir gerçektir. Biz bu amaçla 10 yıl önce TBMM çatısı altında yeni anayasa çalışması başlattık. En geniş siyasi katılımlı çalışma muhalefet, partilerinin yan çizmesi sebebiyle akim kaldı. Ülkemizi, özgürlükçü sivil anayasaya kavuşturma hedefimizden vazgeçmedik. Yine de milletimize verdiğimiz sözün takipçisi olmayı sürdürdük. Geçtiğimiz yıl önce anayasa için söyleyecek sözü olan bilim insanlarımızın temsilcilerinin katıldığı çalıştay düzenledik. Ardından kendi anayasamızı hazırladık. Maalesef bu süreçte MHP ve AK Parti dışında yeni bir anayasa tüzüğü hazırlayan çıkmadı. İş somut adım atmaya geldiğinde muhalefet, dümeni başka tarafa kırıp ortadan kayboldular. Gerçi onlara da hak vermemek elde değil.
Parti içinde ayrı kavga, ittifak ortakları arasında ayrı kavga, yurtiçine yurtdışına ayrı selam. Herkes kendi kavgalarına bu kadar gömülmüşken yeni anayasa ve emek gerektiren bir konuyla kim niye uğraşsın ki. Bizim için yeni anayasa meselesi her daim ilk sırada yer almayı sürdürüyor. Türkiye Yüzyılı hedefimizin uzuvlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar mücadele etmeyi asla bırakmayacağız. Önemli olan anayasaları modern dünyanın güzel kavramlarıyla süslemek değil, bu metinlerin ruhuna uygun uygulamalar koymaktır. Her sistem onu işletecek kişilerin anlayışına ve tarzına göre somut uygulamalara dönüşür. Bize düşen sistemi en sağlam, gerçekçi, sürdürebilir şekilde kurmaktır. Kısa metinler istismara uğrayabilir, uzun metinler ise siyasi ve sosyal dönüşümün önünü tıkayabilir. Dünya ve ülke şartlarına göre metni ne kadar değişirse değişsin hep bu anlayışın devam etmesini sağlayan bir anayasayı ülkemize kazandırmak istiyoruz.
TAŞINMASI ZOR BİR YÜKE DÖNÜŞTÜ
Yeni anayasayı parlamentodaki tüm gruplarla konuşacak, görüşeceğiz. Bu işe olumlu bakarlarsa yolumuza devam edeceğiz. Cumhur İttifakı buna hazır. Tüm siyasi partilere, sivil topluma, akademi mensuplarına sesleniyorum, en ideal anayasa metnini bulmak için konuşalım, tartışalım, müzakere edelim. Ama bu süreçten kaçmayalım. Yamalı bohçaya dönen bir anayasa ile devam etmek artık taşınması zor bir yüke dönüşmüştür. Nice yükü omuzlarından atan Türkiye'nin darbe anayasası için de doğru olanı yapacağına inanıyoruz. Yeni anayasayı ülkemize kazandırana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
KALBİMİZE SAPLANAN HANÇER!
İnsanı
önceleyen, milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan, toplumun gerisinde kalan değil, topluma dinamizm katan bir anayasa hedefliyoruz. Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız. Ülkemizi yeni, sivil, demokratik, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasaya kavuşturma hedefimizden vazgeçmedik. 12 Eylül yönetiminin ülkemizin kalbine sapladığı en büyük hançer, üzerinde hâlâ konuştuğumuz, tartıştığımız 1982 darbe anayasasıdır.
Türkiye Yüzyılı iddiamızı güçlendirmek için geçmiş hedefleri geleceğin birikimleriyle birleştiren yeni anayasaya ihtiyaç olduğu bir gerçektir. Hiç şüphesiz yeni anayasa metni sihirli bir değnek gibi, ülkenin siyasi, ekonomik yapısını bir anda değiştirip Türkiye'yi bir masal diyarı haline getirmeyecektir. Ancak insanların doğrudan gelen hak ve özgürlüklerinin, bütün bunları bir meşruiyet zemininde kuşanan Türkiye'ye çok şey katacağı açıktır.
Erdoğan, Ulucanlar Cezaevi Müzesi'nde düzenlenen "1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu"nda konuştu ve tüm partilere yeni anayasa çağrısı yaptı.
73 YILLIK DEMOKRASİMİZ ÇOK DAHA İYİSİNİ HAK EDİYOR
Dünyada BM'de temsil edilen ülke sayısı kadar anayasa vardır. Her ülke kendi tarihine, siyasi, sosyal ihtiyaçlarına göre ayrı bir anayasa süreci yaşamıştır. Türkiye'nin anayasa süreci de 200 yılı buluyor. Cumhuriyet döneminde de anayasa tecrübelerimiz olmuştur. Fakat 1960 yılından itibaren anayasalarımız darbelerle şekillendirilmiş, yürürlüğe konulmuştur. Türkiye gibi 2000 yıllık devlet geleneğine, ilk asrına ulaşan cumhuriyet tecrübesine, 73 yıllık demokrasi birikimine sahip bir ülke çok daha iyi bir anayasayı hak ediyor. Mesela ABD anayasası 27 kez değişmiş olmasına rağmen ülkenin ihtiyaçlarını hâlâ karşılayabilmektedir. Bir de kâğıt üzerinde çok iyi metinlere sahip anayasaları olup da demokrasi ve hukuk devletinden çok uzak uygulamaların sürdüğü ülkeler de söz konusudur. Bizim medeniyet tarihimiz anayasa bakımından çok ama çok zengindir. 1904-1960-1982 anayasalarının her birinin kendi dönemlerine ilişkin ayrı hikâyeleri vardır. Bugün bize düşen görev, kendi hikâyemizi yazıp gelecek nesillere bırakmaktır.
ULUCANLAR, MAMAK, DİYARBAKIR CEZAEVLERİNİN DİLİ OLSA DA ANLATSA...
Bugün
12 Eylül. Bundan tam 43 yıl önce Türkiye, en karanlık günlerinden birini yaşadı. Neredeyse her hanenin yaşanan acılardan nasibini aldığı o meşum günler hafızalarımızdan asla silinmedi, silinmeyecek. Şu Ulucanlar Cezaevi'nin, Mamak Cezaevi'nin, Diyarbakır Cezaevi'nin, Sağmalcılar Cezaevi'nin dili olsa da o günleri anlatsa. İdamından sonra yargılandığı suçla ilgisinin olmadığı ortaya çıkan veya Hüseyin Kurumahmutoğlu gibi işkence ile öldürülen gençlerimizin vebali, darbecilerin yakasını öteki dünyada da bırakmayacaktır. Darbenin üzerinden 7-8 yıl geçtikten sonra idamla yargılananlar dahil; dipçik darbeleri ile cezaevine tıkılanların tamamına yakını serbest kaldı. Sadece bu bile tüm safhaları ile yapılan işin ne kadar göstermelik olduğunun işaretidir.