Son dakika: AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik AK Parti MYK Toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu.
Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları...
"HER DARBE İHANETTİR"
Darbelerin iyisi kötüsü olmaz ama en kötü sonuç doğuranlardan bir tanesi. Ülkenin o hale gelmesinde vesayet rejiminin sorumluluğundan bahsetmezler. Her darbe kendisine vatanseverlik atfetse de vatana ihanet eden bir sonuç doğurmuştur. 'Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir' ilkesi yeni cumhuriyetimizin omurgasını oluşturan bir ilkedir. Darbeler, ülkemize büyük zarar verdi. 12 Eylül'den 15 Temmuz'a kadar hepsinin bir kötülük mekanizması olarak ülkemizin bugünü ve geleceğine zarar verdiği biliniyor. 15 Temmuz'a verilen cevap darbe kültürüne verilmiş net cevap olmuştur.
"KILIÇDAROĞLU DARBECİLERİN ARGÜMANLARINI KULLANIYOR"
Bugün CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu darbeyi kınarken, 20 Temmuz darbesi kavramından söz ediyor. Seçim sonuçlarını kabul etmeme şeklindeki tavrını sürdürmeye devam ediyor. O günden beri kanun içerisinde, hukuk içerisinde alınan tedbirlere Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi bir sivil darbe diyerek, aslında darbecilerin kullandığı bir literatürü kullanıp sürekli olarak 15 Temmuz'daki darbe girişimine bir mazaret üretmeye çalıştıklarının farkında değiller ya da farkındalar ama maalesef bu çirkin yolu takip etmeye devam ediyorlar. Kanunlar, anayasa içinde tedbir almışsınız ama bu CHP genel başkanının hoşuna gitmiyor. Terör örgütünün gücünü kırmaya, karşı koyulan tedbirlerini sivil darbe olarak ifade ediyor. Sivil siyaseti aşağılamak için bir takım argümanlar üretilmişti. Maalesef kirli bir çizgi var. Darbecilerin sivil siyaseti aşağılamak için kullandığı argümanları, CHP genel başkanı tarafından kullanılmaya çalışılıyor. Lafın nereye gittiğini bilmeden ,cumhuriyet karşıtı açıklama yapıyor. Gayrimeşru olduğunu söylememize rağmen 'Böyle konuşmalar yapacağız' diyenler var. İlk defa bu derece darbecilerin kullandığı argümanların alenen kullanıldığı görülüyor. Bunun kaydını bir kez daha düşmüş olalım. Seçim millet iradesiyle tecelli etti.
TAHIL KORİDORUNDA SON DURUM
Barış konusunda ısrar edenin Türkiye olduğu görülüyor. Esir takası ve tahıl koridoru öne çıkıyor. Cumhurbaşkanımız girişimlerini sürdürmeye devam ediyor. Rusya'nın ve Ukrayna'nın alternatif planı söz konusu oldu. Biz Karadeniz'de çatışma ortamı olmasını istemiyoruz. BM çatısı altında iki ülke ile sürecin yürütülmesi gerektiğini ifade ediyoruz. İki tarafından masaya dönmek için Batı'dan beklentileri var. Müzakereler BM aracılığıyla yapılmalı. Bunların canlanmasıyla üçlü inisiyatifin tamamlayıcı olması kıymetlidir.
G20 ZİRVESİ'NDE TÜRKİYE TAKDİR GÖRDÜ
Burada Türkiye'nin çabaları takdir edildi. Türkiye'nin de desteklediği Afrika Birliği'nin üyeliğe kabul edilmesi kıymetli olacak. Türkiye'nin öncülük ettiği pek çok şey zirve bildirgesine girdi. İstanbul anlaşmasının bildirgeye girmesi önemli olmuştur. Kutsal kitaplara saldılar faşist darbe halini almıştır. Buna karşı biz duruşumuzu net şekilde ortaya koyuyoruz. Ama G20 bildirgesinde kınanmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Sıfır atık girişimlerinin de bildirgede yer almış olmasıdır. Artık dünya sistemini temsil eden kurumların yetersizliği ortaya çıkmaktadır. Yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç vardır.
AB İLE VİZE SERBESTİSİ
Seçimler sonrasında ortaya çıkan tabloyla AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin sıkılaşmaya başladığı gelişmeler ile de karşı karşıyayız. Bu çerçevede vize serbestisi ve gümrük birliğinin güncellenmesi konuları öne çıkmaktadır. AB ile değişik modeller hakkında çalışılıyor. 2016'da gümrük birliğinin güncellenmesine dair Avrupa Komisyonu başlatılmasını talep etti. Dünya istikrarsızlaşırken, Türkiye AB ilişkilerinin istikrarlı yapıya kavuşması kıymetli olacaktır.
DEPREM BÖLGESİNDE SON DURUM
Deprem bölgesi sürekli gündemimizde. Adıyaman'da 4 noktada dönüşüm projesi temelleri atıldı. 2 Eylül'de Hatay'da 600 dükkanın temeli atılmıştır. Şehir merkezlerinin inşası bakanlığımız tarafından başlatılmış oldu. Bölgedeki hayat normale dönene kadar çalışma sürecek.
KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ
Bir diğer konu CHP'nin içine girdiği çıkmaz sokak. Kılıçdaroğlu, koltuğunu korumak için demokratik sistemi zehirleyecek her türlü söylemde bulunuyor.
"KARABAĞ'DAKİ SEÇİM MEŞRU DEĞİL"
Karabağ'daki sözde seçim meşru değildir. Hiçbir meşruiyeti yoktur. Oldu bittiyle, seçim yapıp kendilerine cumhurbaşkanı seçiyorlar. Bir yanda sınıra silah yığılması diğer bir tarafta sözde seçim yapılması, yürüyen istikrar sürecine darbe vuran bir şeydir. Paşinyan Cumhurbaşkanımızın yeniden seçilmesiyle ilgili törene de gelmiştir. Ermenistan'ın bu tip korsan seçimlerden uzak durması gerekir. Türkiye kuşkusuz kardeş Azerbaycan'ı doğrudan desteklemektedir. Gerginliği yükseltmek Ermenistan'ın işine yaramaz.
"CHP'NİN TERÖR ÖRGÜTLERİ KARŞISINDAKİ BAĞIŞIKLIĞI ÇÖKTÜ"
Bugün CHP vekili açıklama yaptı, CHP sözcüsü çıktı, 'Kabul etmiyoruz' dediğinde kıymetli olabilir ama evveliyatı var. Seçim döneminden geliyor. Seçim döneminde Kılıçdaroğlu'nun adaylığına terör örgütleri destek verdiler. Bu tekil bir olay değil, kabul etmiyoruz demek yetmez. CHP'nin terör örgütleri karşısındaki bağışıklığı çöktü. Bu açıklamaları kınıyoruz. CHP de doğru bir karar alarak en sert tedbirleri ortaya koymalıdır.
KKTC'DE BM ASKERİ GERİLİMİ
BM Barış Gücü'nün şunu bilmesi gerekir, orada tek bir meşru kuvvet yok. Kuzey Kıbrıs Rum Kesimi'nin engellenmesi kabul edilemez. Yaralanan askerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. KKTC'nin sonuna kadar arkasındayız.