İzmir'in Seferihisar ilçesi eski Belediye Başkanı Hamit Nişancı'nın babası Turgay Nişancı (83), gençlik yıllarında aynı köyden 17 yaşındaki Mükerrem Sakarya'yı evlenme vaadiyle hamile bıraktı. Ancak, para için onu terk edip yine aynı köyden bir kızla evlenerek arazi zengini oldu.
Psikolojisi bozulan Mükerrem Sakarya (77), tedavisinin ardından dünyaya getirdiği oğlu Recep Nişancı'yı (58) kendi başına büyüttü. Açtığı babalık davası ise reddedildi. Recep Nişancı 40 yıl sonra açtığı babalık davasını DNA testi sayesinde kazanarak 34 taşınmazdan oluşan 1 milyar liralık servete ortak oldu. Bu arada ölen Turgay Nişancı'nın bıraktığı vasiyetnamede Recep Nişancı'ya pay bırakmadığı ortaya çıktı. Bunun üzerine vasiyetnamenin iptali davası açan Nişancı, şimdi 34 taşınmazın keşfi için mahkemeye başvurdu.
Davanın acılı kadını Mükerrem Sağlam (77) SABAH'a konuştu: "Tek suçum sevmekti. Benle görüşürken Gülseren ile de duygusal ilişki kurmuş. 17 yaşındayken hamile kaldım. Halası ve eniştesinin 'Gülseren ile evlenirsen, seni evlatlık olarak alacağız. Bütün mallarımız senin olacak' demesi üzerine beni bırakıp onunla evlendi. Hatta bu nedenle oğluna eniştesinin ismi Hamit'i, kızına da halasının ismi Emine'yi koydu. Yaşadığım hayal kırıklığı nedeniyle psikolojim bozulmuştu. Bu nedenle akıl hastanesine yatacaktım. Ailem, 'Biz bakarız' diyerek sahip çıktı. Bu arada oğlum dünyaya geldi. O dönemde savcılığa suç duyurusunda bulundum ancak 6 aylık yasal süreç geçtiği için başvurum reddedildi. Yıllarca kucağımda bebeğimle adliyeye gidip geldim. Daha sonraki yıllarda evlendim ve 2 çocuğum daha oldu. 59 yıllık hukuk mücadelemi şimdi oğlum sürdürüyor. Adalete güveniyorum. Geç de olsa yerini bulacak."
BABAMA HEP SARILMAK İSTEDİM, İZİN VERMEDİLER
Taksicilik yapan Recep Nişancı (59) ise şunları söyledi: "Annem adımı Yüksel koymuş. Babam ise kendi babasının adı olan Recep vermiş. Nüfusta Yüksel olarak geçiyordu. Daha sonra resmi olarak Recep diye değiştirdim. Babamı çok sevdiğim için ben de oğluma Turgay adını verdim. Babam hayattayken, aile baskısı yüzünden, kendi ismini taşıyan torununun sünnetine gelemedi.
Recep Nişancı babasıyla.
Ölene kadar ona hep sarılmak istedim ama ölüm döşeğinde bile görmeme izin vermediler. Sadece cenazesine katılabildim. Vasiyetnamenin de baskıyla yazdırıldığını düşünüyorum. Babamın binlerce dönüm bahçesi var. Ama oğlu olarak o bahçelerden bir tane bile mandalina yiyemedim. Arazilerinden 14'ünü başkalarının üzerine geçirdiler. Hakkımı sonuna kadar arayacağım."