Başkan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ve kuvvet komutanları, Malazgirt Zaferi'nin 952. yıldönümü dolayısıyla Bitlis Ahlat'ta Selçuklu Mezarlığı'nı ziyaret etti. Daha sonra kutlamaların yapıldığı Ahlat etkinlik alanına geçen Erdoğan burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Bir sene sonra bizleri, şehitlerimizin mübarek kanlarıyla yoğrulmuş bu topraklarda tekrar buluşturan Rabb'imize hamdediyorum. Malazgirt'in temsil ettiği değerlere samimiyetle sahip çıkan Ahlat halkını, canıgönülden tebrik ediyorum. Özellikle, istikbalimizin teminatı olan gençlerimizi, Malazgirt ruhunu yaşattıkları için kutluyor, her birini alnından öpüyorum. Bugün bir kez daha "demiri demirle dövenlerin, Anadolu'yu aşkla yoğuranların" destanına şahitlik ettik.
Dünyaya insan hakları ve demokrasi dersi vermeye kalkanların çoğu, geçmişteki ayıpları nasıl örteceğini düşünürken, biz hamdolsun ecdadın zaferlerini şeref madalyası olarak göğsümüzde iftiharla taşıyoruz. Bizi anlamak, bizi tanımak isteyenler, hiç uzağa gitmesin, buraya gelsin. Türk milletinin şanlı tarihini öğrenmek isteyenler, Ahlat'ı ve Malazgirt'i ziyaret etsin. Zaferlerimizin ve gurur günlerimizin her birini, ülkemizde yeni bir dönemin, milletimizin fertleri arasında yeni bir kucaklaşmanın zemini haline getirmek istiyoruz.
Burası Belh ve Buhara ile birlikte "Kubbetü'l İslam" unvanına sahip üçüncü yer. Ahlat, 8 bin 200 ecdat mezarıyla birlikte bu topraklardaki mevcudiyetimizin sicil belgesidir. Selçuklu Kabristanı'ndaki her bir şahideyi, aynı zamanda bir hafıza kaydı olarak görüyoruz. Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet nesli olarak birlikte geleceğe yürüyoruz.
"Ahlat yurdun tapusudur, şehri ecdat yapısıdır, büyük Malazgirt Zaferi, fetihlerin kapısıdır" mısralarında anlamını bulan zaferden bir gün önce Sultan Alparslan'ı ve ordularını fethe hazırlayan, yiğitleri gazaya katılan Ahlat beylerine, Ahlatlı neferlere yüce Allah'tan rahmet diliyorum. Anadolu'nun fatihi, Malazgirt destanının şanlı komutanı Sultan Alparslan'ı ve istiklalimizin uğrunda asırlardır canlarını ortaya koyan tüm şehitlerimizi, gazilerimizi şükranla yâd ediyorum. Ahlat yolunda elim bir trafik kazasında vefat eden Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun Hoca'mıza bu vesileyle bir kez daha rahmet diliyorum. Mümtaz bir ilim ve gönül adamı olan Haluk Dursun Hoca'mız, geride pek çok eser ve hayırla yâd edilen miras bırakmıştır. Rabb'im, kendisinden razı olsun diyorum.
GÜÇLÜ BİR GELECEĞE YÜRÜYECEĞİZ
TÜRK tarihine zaferler ayı olarak geçen ağustosu, anlamına ve önemine uygun şekilde hep birlikte idrak ettik. Yarın Malazgirt'te olacağız. 30 Ağustos'u Ankara'da kutlayacağız. Ardından, 85 milyon olarak, 29 Ekim'de Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına ulaşmanın sevincini yaşayacağız. Geçmişten ders çıkartarak, ibret alarak, daha müreffeh, daha güçlü bir geleceğe yürüyeceğiz. Tarihimizde çok önemli bir kilometre taşını ifade eden bu seneyi, en güzel şekilde değerlendirmenin gayretindeyiz.
KARDEŞLİK SEFERBERLİĞİ
Ülkemızin 6 Şubat'ta "asrın felaketi" olan depremlerle sarsıldığı, akabinde rekabet seviyesi yüksek bir seçim geçirdiği şu süreçte, Türkiye olarak, böyle bir kardeşlik seferberliğine ihtiyaç duyuldu. Şimdi hep beraber 31 Mart'a hazırlanıyor muyuz? 31 Mart'ta başta İstanbul, Ankara olmak üzere buraları, şu anda maalesef adeta çöp, çukur, çamura çeviren zihniyetten geri alıyor muyuz? Öyleyse kaldıralım ellerimizi. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.