Evli ve 4 yaşında bir çocuk annesi olan kadın, cam balkon yaptırmak için bir adamla tanıştı. İnşaat mühendisi olan ve aynı zamanda cam balkon işiyle uğraşan bu kişiyle telefonda zaman zaman görüşmeler yaptı. Bir gün akşam saatlerinde işinden çıkıp evine giden diş teknisyeni koca, evinin kapısını anahtarla açtığı sırada kapı zincir sürgüyle çekildiği için eve giremedi. Kapıya gelen karısına neden zincir sürgü taktığını sordu. Eşi hiçbir şey demeden zincir sürgüyü kaldırdı ve kocasını içeri aldı. Koca, içeri girdiğinde ise şoka uğradı. Evinde tanımadığı bir adamı gören koca deliye döndü. Cam balkon işiyle uğraşan adama "Benim evimde ne işin var" diye sordu. Adam da "Sakin ol, yanlış anladın" karşılığını verdi. Öfkelenen koca, polisi aramak istedi ancak cam balkon işiyle uğraşan kişi, "Çoluğum çocuğum var, polisi ararsan biterim, kafama sıkarım, buradan kendimi atarım" karşılığını verdi. Ancak yine de polise haber veren koca, evinde bulunan tanımadığı kişiden şikâyetçi oldu.
'KONUT DOKUNULMAZLIĞINI İHLAL'
Olay mahkemeye taşındı. Yerel mahkeme, konut dokunulmazlığı ihlali unsurlarının oluşmadığına dikkat çekerek sanığın beraatine karar verdi. Karar, Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edildi. Dosyayı inceleyen Yargıtay 18. Ceza Dairesi, gece vakti sayılan bir zaman diliminde kocasının evde ve haberi olmadığı bir sırada kadının sanıkla kahve içmelerinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını belirtti. Daire, sanığın konuta girmesinin kadının göstermiş olduğu rızanın meşru amaca yönelik olmadığını, dolayısıyla geçerli veya varsayılan bir rızası bulunmadığından konut dokunulmazlığını ihlal ettiğine karar verdi.