Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Adli Yargı Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hâkimleri Kura Töreni'ndeki konuşmasında özetle şunları söyledi:
SANCAĞI SİZLER YÜCELTECEKSİNİZ: Bugün kura çekerek görevlerine başlayacak olan toplam 1102 adli yargı hâkimi ve cumhuriyet savcısı ile idari yargı hâkimini tebrik ediyorum. Kadınların geçen dönem olduğu gibi yine başarılarıyla en ön sıralarda yer almasından duyduğum mutluluğu ayrıca belirtmek istiyorum. Şu an Türkiye sathında 15 bin 412'si cumhuriyet savcısı, 7 bin 409'u hâkim olmak üzere toplam 22 bin 821 hâkim ve savcı görev yapıyor. Bugünkü kura törenimizle birlikte bu sayıyı 23 bin 923'e çıkarmış oluyoruz. Buradaki her bir hâkim ve savcı adayımızı şehit Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz'ın misyonunu taşınmaya namzet bir kardeşimiz olarak görüyorum. Şehit savcımızın devrettiği adalet sancağını sizler yücelteceksiniz. İnşallah gelecek nesillere kutlu bir emanet gibi sizler teslim edeceksiniz.
STANDARTLARI YÜKSELTTİK: Adalet hizmetlerinin hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmesi için bugüne kadar omuz omuza mücadele verdik. Milletimizin gözünde adliye kapısını adaletin kapısı haline getirmek için hep beraber çaba harcadık, ter döktük. Hayata geçirdiğimiz her değişiklikle ülkemizin demokrasi ve hukuk devleti standartlarını daha da yükselttik. Göreve geldiğimizde ülkemizi 4 ana sütun üzerinde inşa edeceğimizi vaat etmiştik. Bunların da eğitim, sağlık, adalet, emniyet olduğunu söylemiştik. Aradan geçen 21 yılda ülkemizin içinde bulunduğu şartlar ve karşılaştığı sıkıntılar ne olursa olsun bu sözümüze sadakatle bağlı kaldık.
MAHKEME SAYISI YÜZDE 95 ARTTI: Yüksek yargı organlarımızı; mimarisi, teknolojik donanımları, imkânları ve diğer müştemilatıyla göz dolduran hizmet binalarına kavuşturduk. Mahkeme sayılarımızı adli yargıda yüzde 95, idari yargıda yüzde 45 oranında artırdık. İstinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesi ile birlikte Yargıtay Hukuk ve Ceza dairelerinin iş yükü yaklaşık yüzde 68 oranında azalmıştır. Vatandaşlarımıza Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapabilme imkânı getirdik. Yıllardır demokratikleşme adına dillendirilen ama bir türlü yapılamayan askeri yargıyı kaldırarak askeri suçların sivil mahkemelerde görülmesini yine biz sağladık. Hafta sonu nöbetçi noterlik uygulamasını başlatarak vatandaşlara 7 gün hizmet verilmesini sağladık. Yargıda hedef süre uygulamasıyla öngörülebilirliği artırdık, yargılamaların uzamasına sebebiyet veren durumları asgariye indirdik.
EN BÜYÜK ENGEL, DARBE ÜRÜNÜ ANAYASA: Türkiye'nin hedeflerine ulaşmasının önündeki en büyük engel darbe ürünü mevcut anayasadır. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını darbe anayasasıyla karşılamış olmayı açıkçası içimize sindiremiyoruz. Yargı alanında 2002'den beri yürüttüğümüz zorlu mücadeleyi inşallah sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasa ile taçlandırmak istiyoruz. 28'inci yasama döneminde önceliklerimizin en başında Meclis'imizin de takdiri ile Türkiye'yi darbe anayasasından kurtarmak vardır. Milletimize verdiğimiz ve tuttuğumuz diğer tüm sözler gibi Allah'ın izniyle bu idealimizi de hayata geçireceğimize yürekten inanıyorum.
'FETÖ İLE MÜCADELEMİZ ARTARAK DEVAM EDECEK'
Su uyur; ama FETÖ vari terör örgütleri uyumaz. Kökü dışarıda bu yapıların en küçük bir rehaveti tekrar palazlanmak için fırsata çevireceğini aklımızdan asla çıkarmıyoruz. Son FETÖ'cü hain de işlediği cürümlerin hesabını yargımıza vermeden ne biz ne de devletimiz güvende olacaktır. Geride bıraktığımız seçimlerde zafiyet gördükleri anda neler yapabildiklerine hep birlikte şahit olduk. Milletimize bir daha ne 17-25 Aralık tarzı girişimleri ne de 15 Temmuz ihaneti gibi acıları tekrar yaşatmamakta kararlıyız. FETÖ ile mücadelemiz artarak devam edecektir.
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen töreninde hakim ve savcı adayları, görev yerlerini öğrenirken heyecan dolu anlar yaşadı.
YAKALASALAR BİZİ DE ŞEHİT EDECEKLERDİ'
17-25 Aralık girişiminin yargı ve emniyet birimlerine verdiği zarar ile 15 Temmuz ihanetinin orduya verdiği zarar aynı mesabededir. Benim 2 korumamı şehit ettiler, acımasızca. Eğer bizi de yakalayabilselerdi bizi de şehit edeceklerdi. Rabbim fırsat vermedi, yakalayamadılar. 10 binler havalimanında bizleri karşıladı. Bay Bay Kemal de tankların arasından FETÖ'cülerin koordinesinde Bakırköy Belediyesi'ne gidip kahvesini içerek bizi seyretti. 'Haberim olsa ben de orada olurdum' diyor. Hayatı yalan. Böyle bir derdi yok. Halbuki orada FETÖ'cüler bizi yakalayıp şehitlerimizin izine koyuverseydiler o zaman herhalde kendisi de zil takıp oynardı.
ADALETİN ÖLÇÜSÜ SOSYAL MEDYADAKİ TEPKİ OLAMAZ
Sizlerden
sadece aklınızı, ahlakınızı, vicdanınızı değil devlet, millet adına müessesenizi de korumanızı bekliyorum. İletişim araçlarının günlük hayatımızda giderek daha fazla yer işgal ettiği günümüzde şu gerçeğin altını tekrar çizmek istiyorum: Sosyal medyada cübbe giyip ahkâm kesenler asla bizim referansımız olamaz. Adaletin ölçüsü sosyal medyadaki tepkiler değil kanundur, nizamdır, maşeri vicdandır, hukuktur. Kararınızı verirken hiç kimsenin, hiçbir gücün, hiçbir maddi değerin sizi yönlendirmesine lütfen müsaade etmeyin. Parayı pulu her zaman bulursunuz; ama unutmayın hak ve hukuk bulunmaz. Ben sizlere güveniyorum. Sizlere inanıyorum.