Ankara İl Emniyet Müdürü'nde şoför olarak görev yapan polis memuru Köksal Kaşaltı, 15 Temmuz'daki hain kalkışma sırasında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde şehadet şerbetini içti. Geride gözü yaşlı bir anne, eş ve yetim kızını bıraktı. Türk milletinin destan yazdığı 15 Temmuz gecesinde göreve koşan polis Köksal Kaşaltı, sabah saat 05.00'da son mesajını attı. İki aylık hamile eşi ve annesine "Ben iyiyim, siz yatın artık" mesajıyla iyi olduğu haberini verdi. Ancak FETÖ'cü hainler tarafından şehit edildi.
'GURURU DAHA BÜYÜK'
Kahraman şehidin annesi Satı Kaşaltı SABAH'a konuştu. Acılı anne şunları söyledi:
Bize yatın artık dedi ama benim içime bir ateş düştü. Aradım ama bir daha da ulaşamadım oğluma. O günden beri güneş doğmadı bize. Her gün özlem ve tarifsiz bir acı ile yaşıyorum. Yüreğime düşen ateş gün geçtikçe büyüyor. Evlat acısı başka bir şeye benzemez derler ya doğruymuş. Acısı, özlemi çok büyük. Gururu ondan da büyük.
Hayallerimizi çaldılar, oğlumun gençliğini çaldılar. Bizi mahvettiler. Eşim ve küçük oğlum bu acıya dayanamayıp hemen sonra vefat etti. Acı bize katmerli geldi. Sanki hayattaymış gibi onunla konuşurum, dertleşirim, halimi anlatırım. Ama yanımda olduğunu biliyorum. Nefesini hissediyorum. Cevap veremiyor ama beni dinlediğini biliyorum. O bana ben de ona hiç kıyamazdım ama vatan hainleri kıydı ikimize de.
VATAN VE BAYRAK SAVAŞIYDI
Ailesine, vatanına çok düşkün, melek gibi bir evlattı. Çok şükür dua edeni çok. En güzel yerde benim oğlum. Peygamber efendimize komşu oldu benim oğlum. 15 Temmuz bir vatan savaşıydı. Hainlerle vatan, bayrak sevdalıları arasındaki bir savaştı. Allah'a çok şükür biz galip geldik. Şu bayrağın dalgalanması şeref veriyor sana. Benim oğlumun kanı var bu bayrakta.