Milli
ve dini bayramlar barışın, paylaşmanın, hatırlamanın, her anlamda birliğin, dirliğin, kardeşliğin, tasada ve sevinçte yekpare olmanın bahtiyarlığıdır. Toplum hayatımızın düzen ve denge halinde, huzur ve güven dahilinde sürdürülebilir bir nitelik kazanabilmesi adına bayramın ahlaki ve manevi mesajına, ihsan, ikram ve cömertlik çağrısına riayet ve sadakat gösterilmesi halisane dileğimdir.
Bayramda küslerin barışıp kucaklaşmasını, dargın gönüller arasındaki buzların erimesini ve sıla-i rahim ruhunun vatanın her yöresinde bir bayrak gibi yükselmesini diliyorum.
Artık herkesin durum ve duruş muhasebesi yapması büyük bir ihtiyaç. Türk dünyası ve Türkiye Yüzyılı'nda, insan-insan, insan-millet ve millet-devlet ilişkileri üzerinde dürüstçe kafa yorulması gerek. Karanlıktan şikâyet edip ışıkları söndürme çabasıyla vakit ve vakar iflası içine gömülenlerin öncelikle insana ve millete bakış açılarını, dünyaya ve beşeriyete yaklaşım adımlarını gözden geçirmelerinde yarar var. Bu iflah olmaz şaşkınların, karşıladığımız bayramların mehabet ve muhabbet ikliminden istifade ederek milli mensubiyet bilincine, fikri, zihni ve iradi tutarlılık çizgisine ulaşmaları, ayrıca mahkûm oldukları darboğazdan kurtulmaları muhtemel olmakla birlikte, bugüne kadarki tecrübelerle bunun pek de mümkün görünmediği aşikardır. ANKARA