Terör davalarının temyiz incelemelerine bakan Yargıtay 3. Ceza dairesi takipsizlikle sonuçlanan 17 Aralık kumpas soruşturmalarıyla ilgili kesin kararını verdi. Aralarında polis şeflerinin de bulunduğu 61 sanığın yargılandığı davada, yerel mahkeme tarafından verilen cezalar onandı. Bazı sanıklar hakkındaki farklı suçlardan verilen cezalar ise düzeltilerek onandı. Yargıtay, FETÖ'nün hükümeti devirmeye yönelik yaptığı bütün kumpas soruşturmalarını anlattığı gerekçeli kararda yer alan diğer başlıca detaylar şu şekilde oldu:
* FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski emniyet müdürü Hamza Tosun, ABD'deki Hakan Atilla davasında tanıklık yapan eski komiser Hüseyin Korkmaz, eski polisler Alparslan Çalışkan, Sinan Sağyalavaç ve Hayri Akın'ın dosyaları firari olmaları nedeniyle ayrıldığından bu sanıklar hakkında hüküm belirlenmedi.
* Eski emniyet müdürleri Yakub Saygılı, Kazım Aksoy, Yasin Topçu ve Nazmi Ardıç'ın aralarında bulunduğu 15 sanığa verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis onandı.
* Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 17 Aralık kumpasının hükümete karşı girişilen darbe girişimi olduğuna karar verdi.
* Tüm kanıtlara göre, FETÖ'nün tarihsel geçmişi, amacı, hedefi, stratejisi, tertiplediği kumpas davaları, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz askeri darbe girişimine değin yaşanan ve süreçte, soruşturmaların kurgulanması, soruşturmalardaki usulsüzlükler, hukuka aykırılıklar, operasyonun yapılma şekli ve biçimi, sonuçları hep birlikte bir bütün olarak değerlendirildi. Savcıların, örgüt mensubu emniyet görevlileriyle birlikte hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs ettikleri belirtildi.
* Marmara'dan sorumlu emniyet imamı Mensur Ünal, Türkiye yargı imamı İlyas Şahin, 3 hafta süreyle darbe girişimi planını onaylatmak amacıyla birer gün arayla ABD'ye giderek planı örgüt elebaşısı Fetullah Gülen'e onaylattıktan sonra operasyondan önce 2 gün önce ülkeye dönerek aldıkları eylem talimatını örgütün yargı ve emniyetteki mensuplarına iletti.
* FETÖ, devlet otoritesini ve tüm anayasal kurumları ele geçirme yönündeki hedefinin önünde ve mutlak iktidarına giden yolda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı kendisine en büyük engel olarak gördü. Erdoğan'ın resmi konutu ve ikametindeki çalışma ofislerine dinleme cihazı yerleştirildi, Oslo görüşmelerinin ses kayıtları sızdırıldı, MİT Müsteşarı ifadeye çağırıldı, MİT tırları kumpası devreye sokuldu ve son olarak 15 Temmuz darbe girişimi gerçekleştirilerek hükümete yönelik eylemler zinciri tamamlandı.
POLİS ŞEFLERİNİN AĞIR MÜEBBET HAPİSLERİ ONANDI
Yargıtay, FETÖ'nün hükümeti devirmeye yönelik yaptığı bütün kumpas soruşturmalarını anlattığı gerekçeli kararda, 17 Aralık operasyonunun nasıl yapıldığına dair bütün detaylara yer verdi. Aralarında eski emniyet müdürleri Yakub Saygılı, Kazım Aksoy, Yasin Topçu ve Nazmi Ardıç'ın aralarında bulunduğu 15 sanığa "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları onandı. Mahkeme ayrıca o dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eski bakanlar Mehmet Zafer Çağlayan ve Muammer Güler'e karşı "haberleşmenin gizliliğini ihlal etme" suçundan verilen hapis cezalarını da onadı.
17 ARALIK HÜKÜMETE DARBE SAYILDI
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 17 Aralık kumpas operasyonun hükümete karşı girişilen darbe girişimi olduğunu karar verdi. Dava dosyasında yer alan tüm kanıtlara göre, FETÖ'nün tarihsel geçmişi, amacı, hedefi, stratejisi, tertiplediği kumpas davaları, 17/25 Aralık ve nihayetinde 15 Temmuz askeri darbe girişimine değin yaşanan ve süreçte, soruşturmaların kurgulanması, soruşturmalardaki usulsüzlükler, hukuka aykırılıklar, operasyonun yapılma şekli ve biçimi, sonuçları hep birlikte bir bütün olarak değerlendirildi. 17 Aralık operasyona dönüştürülen soruşturmaların koordinatör Başsavcı vekili firari Zekeriya Öz olduğunun belirtildiği kararda, soruşturmaların savcısı olan Celal Kara ile soruşturma savcıları Mehmet Yüzgeç'in, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olup, bu örgütün nihai amacı doğrultusunda 17 Aralık soruşturmalarını yürüten aynı yapılanmaya mensup emniyet görevlileriyle birlikte iştirak halinde cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellememe teşebbüs ettikleri belirtildi.
YARGI VE POLİS GÜCÜNÜ SİLAH OLARAK KULLANDILAR
17 Aralık darbe girişimleri öncesinde örgütün Marmara bölgesi istihbarattan sorumlu emniyet imamı ve aynı zamanda operasyonların İstanbul ayağının örgütteki sivil planlayıcılarından olan Veysel Ekrem kod adlı Mensur Ünal ile Kartal kod adlı Türkiye yargı imamı İlyas Şahin'in yaklaşık üç (3) hafta süreyle üzerinde çalışılan 17 Aralık nihai darbe girişimi planını onaylatmak amacıyla birer gün arayla ABD'ye giderek planı örgüt elebaşısı Fetullah Gülen'e onaylattıktan sonra operasyondan önce 2 gün önce ülkeye dönerek aldıkları eylem talimatını örgütün yargı ve emniyetteki mensuplarına ilettikleri kaydedildi. Soruşturma görünümü altında ve bu kılıfa gizlenerek gerçekleştirilen darbe girişiminde, yargı ve polis gücünün silah olarak kullanıldığı kaydedildi.
TEK HEDEFLERİ ERDOĞAN
FETÖ'nün, devlet otoritesini ve tüm anayasal kurumları ele geçirme yönündeki hedefinin önünde ve mutlak iktidarına giden yolda kendisine en büyük engel olarak gördüğü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğu, 2010'lu yılların başından itibaren örtülü biçimde yürüttüğü güç mücadelesini müteakiben ilerleyen süreçte açığa döküp, hukuku araç olarak kullanmak suretiyle hukuksuz bir takım eylemlere giriştiği belirtildi. 2011 yılına gelindiğinde Başbakan Erdoğan'ın resmi konutu ve ikametindeki çalışma ofislerine dinleme cihazları yerleştirilmesini sağlayarak casusluk faaliyetine girişen örgütün, 2009 yılında gerçekleştirilen Oslo görüşmeleri ses kayıtlarının 2011 yılı içerisinde sızdırılmasını sağladığı, yargıdaki mensupları eliyle yürütülen bir soruşturma bahanesiyle MİT Müsteşarı ve üst yönetim kadrosunun PKK/KCK terör örgütüne yardım ettikleri iddiasıyla 2012 yılında ifadeye çağırıp MİT üzerinden dolaylı olarak Başbakan'ı terör örgütüne yardımla suçlamak istediği, böylelikle yargıyı silah olarak kullanarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Hükûmetini itibarsızlaştırarak devirmeye çalıştığı kaydedildi. Tüm bu girişimlerinden sonuç alamayan terör örgütünün MİT tırları kumpasıyla uluslararası yargı organları nezdinde Türkiye hükümetini sorumluluk altına sokmaya çalıştığı, bundan da istediği sonucu elde edememesi üzerine, taşeronu olduğu küresel emperyalist güçlerin desteği ile 15 Temmuz 2016 tarihinde anayasal düzeni yıkarak devlet otoritesini nihai olarak ele geçirmeye dönük askeri darbe girişiminde bulunduğu, Hükûmete yönelik eylemler zincirinin bu şekilde tamamlandığı kaydedildi.
"KABİNEYİ BURADA TOPLAYACAĞIZ"
Soruşturmayı yürüten sanıkların amacının iş başındaki Hükûmeti devirmek olduğunu gösteren delillerden birisi de soruşturmada bu denli kritik ve önemli görev ifa ettiği anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütü üyesi firari sanık Hüseyin Korkmaz ile suç tarihinde Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Teknik ve Fiziki Takip Büro Amirliğinde dinlemeci polis olarak görev yaptığı anlaşılan, aynı şekilde kaçak olan firari sanık Sinan Sağyalavaç arasında, Mali Şube Müdürlüğünde kurulu bilgisayarlar arası anlık yazışma amacıyla kullanılan "Spark" adlı yazılım programı üzerinden gerçekleşen ve 25 Aralık dosyası olarak bilinen dava dosyası iddianamesinde de yer alan yazışma içerikleri oldu. Hüseyin Korkmaz ile Sinan Sağyalavaç arasındaki yazışmalarda ise şunlar delil olarak dosyaya girdi.
Hüseyin Korkmaz : "buradan iş çıkartacağız unutma"
Sinan Sağyalavaç : "inşallah bitecek komiserim, rahat olun"
Hüseyin Korkmaz : "güzel bir konu olacak bu"
Sinan Sağyalavaç : "nefes aldırmayacağız onlara"
Hüseyin Korkmaz : "kabineyi toparlayacağız burada"
Sinan Sağyalavaç : :)
Hüseyin Korkmaz : :)
Sinan Sağyalavaç : "komiserim listeyi atabilir misiniz"