DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, A Haber'de Haktan Ünsal'ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal "Türk milleti teröre ve mandacı siyasete 'Hayır' dedi" | Video
Aksakal'ın konuşmasından öne çıkanlar:
"TÜRK MİLLETİ TERÖRE VE MANDACI SİYASETE HAYIR DEDİ"
Türk milleti 14 Mayıs'ta önemli bir karara imza attı. Teröre ve mandacı siyasete göğsünü siper etti. Bu baskılara karşı dik duruş sergiledi. Parlamentoyu milliyetçi vatansever, yerli ve milli solun içinde bulunduğu bir çoğunluğa emanet etti. Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nde birinci turda yüzde 50+1 oy oranı adaylar tarafından sağlanamayınca ikinci tura geçildi
İkinci turda da seçmen parlamentodaki iradenin hükümet gücünde de aynı şekilde yer alması kararını oluşturdu. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı açık ara farkla cumhurbaşkanı seçti. Ben seçimlerin çok daha detaylı bir incelemeye muhtaç olduğunu düşünmüyorum. Çünkü tartışma yaratacak bir sonuç yok ortada. Net bir sonuç var. Ekonomi politikaları esasen seçimlerin ve siyasetin ana zemini olmalıdır. Fakat son dönemlerde Türkiye üzerinde küresel emperyalist sistemin bölgemiz coğrafyasındaki hesaplar, hayalleri ve hevesleri biraz daha ete ve kemiğe büründürülmek istendi.
Çok uzun zamandır terör örgütlerinin eliyle devletimizi zafiyete düşürmeye çalışan bir yapı vardı karşımızda. Bunun öncülüğünü ABD sürdürüyordu. AB ülkeleri de kendi ekonomik çıkarları kapsamında bu politikalara destek veriyordu. ABD'nin girdiği hiçbir bölgede insan hakları hayat bulmamıştır. İnsanlar hayatlarını kaybetmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanı seçildikten sonraki uluslararası merkezlerin reflekslerini yakından takip ediyoruz. ABD Başkanı başta olmak üzere yaklaşık 90'ın üzerinde tebrik etmek için sıraya girdi. Bu Türk milletinin gücünü bir kez daha bu seçimlerde de göstermiş olmasından kaynaklanıyor diye düşünüyorum.
TÜRKİYE'Yİ YENİ DÖNEMDE NASIL BİR SÜREÇ BEKLİYOR?
Biraz önce tebrik telefonları sırasında giren devletler açısından sevindirici ve mutlu edici bir haber olarak değerlendirmek çok doğru olmaz diye düşünüyorum. Bir mecburiyet karşısında bunu yaptılar. Mutlu olduklarını düşünmüyorum. Çünkü onların planları altüst oldu. Arzuladıkları sistemi hayata geçirebilme noktasında en azından Türk milletinin buna izin vermeyeceğini gördükten sonraki stratejilerinin neler olduğunu görmek gerekiyor.
10 bin yıllık geçmişi olan bir milletiz bu topraklar üzerinde. 3 kıtada 620 yıl hüküm sürmüşüz. O küresel emperyal sistem bizim üzerimizden hiçbir zaman elini çekmemiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun dağıldığı dönemi düşünün. Bu toprakları tamamen ele geçirme arzusuyla siyaset üretmeye çalışmışlardır. Bundan sonra da buna devam edeceklerdir. Eğer onların bu sonuçlar itibariyle bizimle çok mutlu ve sevinçli bir ilişki içerisine gireceğini düşürürsek büyük bir zafiyet ortaya koymuş oluruz. Önemli olan ülkemizin ve milletimizin çıkarlarıdır.
Stratejilerimizi biz geleceğimizi güvence altına alacak politikalar üzerine kurmalıyız. 21 yıllık bir AK Parti iktidarı dönemi yaşadık. Bugünkü geldiğimiz noktada seçim öncesi Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyet'i kurduğu dönemde söyledikleri ve yaptıklarıyla, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına girerken, Türkiye Yüzyılı denilen sürece girerken, bu iktidar döneminde yapılanların özdeşleştiği bir video paylaşımı yapıldı. Bu önemli bir stratejidir hükümet adına. Bu minvalde gidildiği sürece Türkiye'nin sırtı asla yere gelmeyecektir.
KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ
Başka partilerin içişleri bizi ilgi alanımızda değil. Genel siyaset anlamında bakacak olursak başarıyı elde edemeyen siyasetçilerin görevlerini uzun süre sürdürme gayretleri temsil ettikleri partinin tabanları tarafından hoş görülmüyor. CHP'de ve onun öncesinde de SHP döneminde de bunlar hep yaşanmıştır, o hizipler, birbirlerine ayak oyunları yapmalar bilinmedik hususlar değil. Alışkın olduğumuz stratejiler bunlar. Aynı aktörler yine partinin ana yönetim kademesinde görevlerini sürdürüyorlar. Bu siyasi partiler yasasının vermiş olduğu bir avantaj. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bunca girdiği seçimin hiçbirinden başarı elde edemeden çıkması onların bundan önceki dönemde yapması gerekenleri bugün yapmasını beklemek adına biraz safdillik olur diye düşünüyorum.
Bunu CHP özelinde söylüyorum, onlar kendi öz olanaklarıyla kendi iç güçleriyle bir seçime katılmış değiller. Ya bir başkasının seçimden çekilmesini istemişlerdir. Ya da bir başkalarının kendilerine destek vererek seçimlere katılmalarını önemsemişlerdir. Geçtiğimiz yerel seçimde bunu yaşadık. Bazı büyükşehirlerin CHP'ye geçmesinde, CHP'nin özgün oy tabanıyla elde ettiği başarılar olmamasına rağmen bunların hepsini CHP'nin başarısıymış gibi göstermeye kalkma görüntülerini gördük.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de, bunu tabii tebessüm ederek takip ediyoruz, Bülent Ecevit'ten bile çok oy almış bir lider olarak tanıtmaya çalışıyorlar. Bülent Ecevit 12 Eylül öncesi yüzde 42'lik oyu tek başına aldı. Tek başına CHP'lilerin desteğiyle almıştı. Bugün alınan yüzde 47'lik oyun içerisinde HDP, İYİ Partili ve diğer ittifak yapılarının oyları var. Buna rağmen yüzde 47 almış. Siz bunu başarı olarak millete anlatmaya çalışırsanız, bu millet de buna sadece tebessüm eder. 2024 yılında mahalli idareler seçimi yapılacak. Onun karnesini de o gün ellerine verecektir diye düşünüyorum ben.
"MİLLET İTTİFAKININ İTTİFAK YAPISI KALMADI"
Millet ittifakının devamlılığı açısından değerlendirecek olursam, orada bir ittifak yapısının kalmadığını hepimiz biliyoruz. Oradaki tek eksiklik tarafların ortaya çıkıp 'Biz bu ittifakı artık dağıttık' demediği kısmı kaldı. Fiiliyatta böyle bir hadise yok. Önümüzdeki süreçte belki bölgesel itibarla birliktelikler yaşanabilir ama bunlar da oradaki toplum tarafından desteklenecek, beslenecek, stratejiler olmayacaktır. Çünkü bir güven zafiyeti vardır.
Bugün söylediğini yarın inkar eden ya da tam tersini yapan bir Millet İttifakı süreci yaşadık. Bunların birçok örneğini gözlemliyoruz. 31 Mart 2024'te yapılacak seçimlerde Millet İttifakı tarafında farklı parti yapılarını görebiliriz.
Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonraki manzarada da oradaki resmi olarak 6 parti gayrıresmi olarak 16 partiden hiçbirisini yan yana görüp bir durum değerlendirmesi yaptıklarına şahit olmadık.
Ama Cumhur İttifakı tarafında bir doğrultu tutarlılığı, bir hedef birliği, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü üzerine kurgulanmış, küresel emperyal sisteme karşı yek vücut veren bir ittifak yapısı var. Bundan sonraki süreçte de bu özgüvenle bu bakış açısıyla siyaset üretmeye devam edeceğiz.
Doğru olan her şeye desteğimiz devam edecek.