Türkiye gibi bir vatanımız, Türkiye gibi bir yuvamız olduğu için Allah'a ne kadar şükretsek azdır. Türkiye; Çerkes'i, Tatar'ı, Gagavuz'u, Arnavut'u, Pomak'ı, Boşnak'ı, Türkmen'i, Ahıska'sı, Özbek'i, Uygur'uyla tarih boyunca dara düşen her kardeşine eman ve esenlik yurdu oldu. Biz de "Nerede bir vatandaşımız, soydaşımız varsa oradayız" şiarıyla Rumeli'den Kafkasya'ya hiçbir kardeşimizi boynu bükük bırakmadık. Ortak tarih, dil, inanç ve kültür birliği içinde olduğumuz tüm ülkelerle yeniden kucaklaştık.
Türk Devletleri Teşkilatı'nı kurarak Türk cumhuriyetleriyle bağlarımızı daha da güçlendirdik. Can Azerbaycan'la birlikte, 30 yıllık işgalin ardından Karabağ'ı özgürlüğüne biz kavuşturduk. TİKA'mız ve Vakıflar Genel Müdürlüğümüzle ecdat yadigârı eserleri ayağa kaldırdık, şehitliklerimizi yeniden ihya ettik. YTB, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfımızla dilimize, tarihimize, medeniyet değerlerimize sahip çıktık.
Türk Hava Yollarımız, Anadolu Ajansımız, TRT'mizle beşeri ve ticari bağlarımızı perçinledik. Bosna-Hersek'te sel felaketi, Arnavutluk'ta deprem yaşandığında kardeşlerimizin yanında ilk biz olduk. 21 yıldır sürdürdüğümüz bu çalışmalarımız neticesinde, Evlad-ı Fatihan'ın kalbini yeniden fethettik. 28 Mayıs'tan sonra da merhum Aliya'nın emanetine sahip çıkmaya devam edeceğiz. ANKARA