Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Mamak'ta coşkulu kalabalığa hitap etti.
Başkan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Ankara'yı sadece Mamak'la Sincan, Gölbaşı'yla Pursaklar arasında bir şehir görenler, kalp gözüyle bakmayanlardır. Şayet öyle baksalardı burada bütün Türkiye'yi göreceklerdi. Şayet öyle baksalardı Türküyle, Kürt'üyle, Sünni'siyle, Alevi'siyle bu milletin tüm evlatlarını görecekti.
Bu vatan topraklarını parçalamak, bu milleti kendi içinde bölmek dışında gayeleri olmayanların kalp gözleri zaten mühürlüdür. Onlar bu hakikatleri zaten göremezler. Bizim sözümüz ülkesinin huzuru, devletinin bekası, milletinin birliği için çarpan yüreklerdir. Bizim sözümüz, Malazgirt'ten bu yana Anadolu coğrafyasını ebedi vatan bilen, Selçuklu'dan Osmanlı'ya, oradan Cumhuriyete devrolan ecdat mirasına dört elle sarılanlardır. Bizim sözümüz, cumhuriyetinin ilk asrındaki eksiklerini tamamlayarak başlattığımız Türkiye Yüzyıl'ının hızla inşası için sabırsızlananlardır. Bizim sözümüz, PKK'sından FETÖ'süne tüm terör örgütlerinin ülkesi üzerindeki hain emellerine karşı tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet şiarında buluşanlaradır. Bizim sözümüz, emperyalistlerin asırlardır üzerimizde oynadıkları oyunları bir kez daha boşa çıkarmak için bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız diyerek kenetlenenleredir.
Bizim sözümüz, ipinin bir ucu terör örgütlerinin, bir ucu tefecilerin, bir ucu küresel şarlatanların elinde olan tek parti faşizmi artıklarını karşımıza bin bir suratla çıkaranların riyakarlıklarına dur diyenleredir. Velhasıl bizim sözümüz, milletimizedir.
KILIÇDAROĞLU SÖZÜNÜ KANDİL'E SÖYLÜYOR
Siyasi hayatımızın her döneminde başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı görevlerimizin her safhasında, bugün de sözümüz yine milletimizedir. Yarın da öyle olacaktır. Cumhur İttifakı da sözünü millete söyleyenlerin ittifakıdır. Rabbimize bize dünyaya böyle asil bir milletin evladı olarak gelme şerefi bahşettiği için ne kadar hamt etsek azdır. Biz de hamdımız eser ve hizmette göstermenin gayreti içindeyiz. Biz sözümüzü millete söylerken seçimdeki rakibimiz CHP Genel Başkanı ne yapıyor dersiniz? Her gün bir başka maskeyle sahnede arzı endamı eyleyen bu zatın sözünün kimlere olduğunu en iyi sizler biliyorsunuz. CHP Genel Başkanı, özerklik diyerek, Selahattin Demirtaş özgür kalacak diyerek, YPG'yi terör örgütü olarak görmüyoruz diyerek, cezaevlerindeki serbest bırakacağız diyerek sözünü Kandil'e söylüyor. Kandil'dekiler de her gün başka bir elebaşı ağzıyla kendisini desteklediklerini açıklayarak CHP Genel Başkanı'na mukabele ediyor.
Başkan Erdoğan: "Kılıçdaroğlu sözünü Kandil'e söylüyor! Her gün başka bir maskeyle çıkıyor" | Video
CHP Genel Başkanı, uğruna Ankara'dan İstanbul'a yürüdüğü FETÖ'cüleri de cezaevlerini boşaltma, kamudan atılanları geri alma, yurt dışındakilere kapıları açma taahhüdü vererek sözünü söylüyor. Onlar da içerideki ve dışarıdaki tüm mecralarını kendisinin emrine tahsis ederek CHP Genel Başkanı'na verdiği desteği sürdürüyor. CHP Genel Başkanı'nın seslendiği bir diğer yer de Avrupası'ndan Amerika'sına Türkiye'nin büyümesinden ve güçlenmesinden rahatsız olan tüm odaklardır. Bunlar da Kılıçdaroğlu'na cevaplarını aleyhimize yaptıkları dergi kapaklarıyla, TV programlarıyla, sosyal medya kampanyalarıyla, kaynattıkları fitne kazanlarıyla veriyorlar. Evet, tablo işte bu kadar net.
BİZİM ÜZÜNTÜMÜZ CHP'Lİ KARDEŞLERİMİN İÇİNE DÜŞÜRÜLDÜKLERİ DURUMDUR
Bay Bay Kemal Selo'ya ne diyor? Kim bu Selo? Diyarbakır'da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan değil mi? Bunların içerisinde Yasin Börü yavrumuzun ölümüne neden olan bu Selo değil mi? Şimdi ne diyor? 'Eğer Selo'yu çıkarmak istiyorsanız oyu bize vereceksiniz' diyor. Bizim üzüntümüz ne biliyor musunuz? Ülkesine ve milletine sevgilerinden şüphe duymadığımız CHP seçmeninin onlarla birlikte hareket eden diğer partilere gönül verenlerin içine düşürüldükleri durumdur. Buradan hangi partiye, hangi adaya oy vermiş olursa olsun, 85 milyon vatandaşımın, Ankaralı kardeşlerimin tamamına sesleniyorum. Sizler 14 Mayıs'ta partinizin de size telkin ettiği tercihinizi sandığa yansıtarak vazifenizi yerine getirdiniz. Artık yeni bir seçim olan 28 Mayıs'ta hepiniz tercihinizde serbestsiniz. CHP Genel Başkanı, kendisine açılan krediyi yanlış ittifaklara, yanlış yollara, yanlış hayallere saparak heba etti. Ne diyordu ben hesap uzmanıyım. Sen nasıl hesap uzmanısın ki toplam oyları 1 puan eden, bu civarda dolaşan partilere kalktın 40'a yakın milletvekili verdin. Bu nasıl hesap uzmanlığı? Şu anda Cumhur İttifakı 323 parlamenterle parlamentoda yerini aldı.
TÜRKİYE YÜZYILI'NIN ETRAFINDA KENETLENELİM
Gelin 28 Mayıs'ta hep birlikte Türkiye Yüzyılı'nın etrafında kenetlenelim, gelin ülkemizin önünde yeni bir dönemi birlikte açalım, gelin Türkiye'nin asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini 21 yılda nasıl beraber telafi etmişsek, Türkiye Yüzyılı'nın yükselişini de hep birlikte sağlayalım. Biz 2014 yılında ülkemizin eski sistemine göre seçimle gelen ilk cumhurbaşkanı olduktan sonra herkesi kucaklama sözü vermiş ve bu sözümüzü tutmuştuk. Şurada kardeşlerim Esenboğa Havalimanı'nı kim yaptı? Bay Bay Kemal mi yaptı? Biz yaptık biz… Havalimanından şehre bu gördüğünüz yolları kim yaptı? Melih Bey'in Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde birlikte yine biz yaptık. Bir de bu belediye başkanına bir sorun ya sen ne yaptın? 4 yıl oldu, 4 yılda ne yaptın? Bunları bir sorun. İstanbul'a sorun, sen İstanbul'da 4 yılda ne yaptın? İzmir'e sorun, sen ne yaptın? İzmir'in Havalimanı'nı da bu kardeşiniz yaptı. Yaparsa, AK Parti yapar.
Yeni yönetim sistemimizin ilk cumhurbaşkanı olarak Bay Bay Kemal, İzmir milletvekili değil mi? İzmir-İstanbul arası 7,5 saatti. 3 saate biz indirdik. Manisa-İzmir arası Sabuncubeli Tüneli, dağları deldik, kim deldi? Biz biz… Yaparsa AK Parti yapar. Bir sorun arkadaş sen İzmir milletvekilisin, İzmir belediyesi sizde, ne yaptınız şu İzmir'e bir söyleyin? Yağmur yağdığı zaman her tarafı sel alıp götürüyor. Bu ülkenin 85 milyon vatandaşının her birinin hayatına katkılarda bulunan, hizmetlerimizle 81 vilayetimizin her karışına dokunan eserlerimizle sözümüzün eri olduğunu ispatladık. Ankara'da eğitime bakın? AK Parti var… Sağlığa bakın, AK Parti var. Bilkent'i kim yaptı? İşte en son yeni muhteşem hastanemizi yaptık. Kim yaptı? Yine biz yaptık.
Eserlerimizle, hizmetlerimizle yola devam ettik. Şimdi yine bir söz veriyoruz. 27 Mayıs'ta ülkemizin demokrasi tarihinin en önemli yol ayrımlarından biri, pazartesi 29 Mayıs. İstanbul'un Fethi'nin yıldönümü olması hasebiyle şanlı tarihimizin en önemli zaferlerinden biri. İşte 27-29, bu iki önemli günün arasında 28 Mayıs var. 28 Mayıs'ta inşallah acılarımızdan ders aldığımız ve zaferlerimizden gurur duyduğumuz bir şölene gelin diyorum Pazar gününü çevirelim.
Kökenine, inancına, mezhebine, meşrebine, siyasi tercihine bakmaksızın her bir insanımızın da bu kutlu yürüyüşte yerini almasını arzu ediyoruz. Hz. Mevlana'dan ilhamla, 28 Mayıs gecesini dünü dünde bırakıp yeni şeyler söyleyeceğimiz taze bir başlangıç haline dönüştürmek için bizimle olmanızı bekliyoruz. Siz yapar mısınız? Gönlümüz de, kollarımız da sonuna kadar açıktır. Çünkü biz 85 milyonun cumhurbaşkanıyız. 85 milyonun tamamının hizmetkarıyız. 85 milyonun her birinin geleceğine ışık tutuyoruz. Ankara'nın bize işaret ettiği yol budur. Biz de her vakit olduğu gibi bugün de siz ne diyorsanız, onu söylüyoruz, siz hangi istikameti gösteriyorsanız oraya doğru yürüyoruz.
Unutmayın en büyük düşmanımız rehavettir. Zafer sarhoşluğudur. Biz sandığı boş bırakırsak gelir birileri orayı doldurur. Yurt dışındaki kardeşlerimizi telefonlarınızla muhakkak arayın. Bugün son gün. İnşallah neredeyse yurt dışında 2 milyona yaklaştı kullanılan oy. İstiyoruz ki yurt dışından da inşallah gümbür gümbür oylar gelsin. Yurt dışında çok güzel bir tablo sergilediler. Aynı kararlı tutumu Pazar günü ülkemizin tüm şehirlerindeki sandıklarda da göreceğimize inanıyorum. Dün bunu Malatya'da gördüm. 50 bin insan katıldı. Sonra Sivas'a gittim, 100 bin kişiyle mitingimizi yaptık.
Her fırsatta altını tekrar tekrar çizdiğim gibi bizim siyasetimiz eser ve hizmet siyasetidir. Ankara-Sivas YHT'yi yaptık mı? Fuat Bey, ilk açılışını yaptı. Ben de dün tekrar gittim. Meğerse coşku acayip. Ama Sivaslı bir arkadaş vardı, 7'li masanın çevresinde. 7'li masanın çevresindeki arkadaş daha Sivas'a gidemedi. Halbuki tren de hazırladık sana yüksek hızlı tren, onunla da gidebilirsin. Gidemedi… Niye? O Bay Bay Kemal'in takdimiyle görevliydi. Onu yaptı. Ama biz gidiyoruz. Biz Sivas'ı Allah için seviyoruz. Cumhur İttifakı Sivas'tan 4 milletvekili çıkardı. 5'in 4'ünü hamdolsun bize verdi. Biz de Sivas'ı boş bırakmadık, bırakmayız.
Biz asla istismar siyaseti yapmadık. Hele hele yalan siyaseti asla yapmadık. Milletimize yapmayacağımız şeyi söylemedik. Söz verdiğimiz her şeyi de yapmak için gece gündüz çalıştık. Biliyorsunuz bir de hayatı yalan üzerine kurulu olanlar var. SSK'yı batırmakla başlayan kariyerini bir kaset kumpasıyla CHP'nin başına monte edilerek sürdüren bu kişi, şimdi bu ülkeyi yönetmeye talip.
14 Mayıs öncesi ve sonrasıyla bölücü elebaşlarının yaptıkları açıklamalar bunlar. Ellerinde binlerce insanımızın kanı olan Kandil'deki terör baronlarının her gün kendisine desteklerini beyan ettiği birine benim ülkem teslim edilebilir mi? Artık ayyuka çıkan bu teröristlerle işbirliğini perdelemek için gençlerimizin keskin zekasını yansıtan bir video üzerinde yeni yalanlar uyduran, olmadık hakaretler savuran birine benim ülkem teslim edilir mi? Seçim gecesi bizim elimizdeki sonuçların aynısı kendisinde de olduğu halde, kendi seçmenlerinin gözünün içine baka baka öndeyiz yalanı söyleyen birine bu ülke teslim edilebilir mi? Daha birkaç hafta önce rakip gördüğü bir diğer adayı kaset tehdidi ve kumpasıyla geri çekilmeye zorlayan birine ülke teslim edilir mi? İşte buyurun şimdi birçok dezenformasyona rağmen bizimle hareket etmeye karar veren Sayın Sinan Oğan'la birlikte inşallah bu süreçte Allah'ın izniyle Pazar akşamı bu zaferi milletçe beraber kutlayacağız.
Terörle mücadelede bizimle aşık atmaya hiçbirinin gücü yetmez. Cudi'de bu teröristleri ininde yok olmaya sevk eden kimdi? Bizdik… Gabar'da, Tendürek'te, Beslerderesi'nde kimdi? Bizdik… Bunların böyle bir derdi olmadı. Şimdi kafayı nereye taktılar? 'Mültecileri gelir gelmez biz hemen dışarı göndereceğiz.' Arkadaşlar biz bir Almanya'yı, bir Fransa'yı, bir Amerika'yı görmezden gelemeyiz. Onlar nasıl ki bu mültecilerle ilgili adımları belli bir program içinde yapıyorlarsa biz de aynı şekilde belli bir program içinde yapıyoruz, şu an itibarıyla 500 bin civarında mülteciyi Suriye'nin kuzeyindeki briket evlere göndermeye başladık. Bir diğer adımı atıyoruz, Katar'la müşterek attığımız adımla 1 milyon mülteciyi inşallah iskan edebileceğimiz konutların yapımı da ayrıca devam ediyor. Projeler şu anda hazırlanıyor. Biz ihanet şebekesi değiliz, biz ensarız. Muhacirlere de o şekilde yaklaşıyoruz. Bay Bay Kemal, partindeki hırsızlık, yolsuzluk, taciz, tecavüz olaylarının üstünü kapatan birine tüm ferleriyle milletin değerlerini koruması için bunlara ülke teslim edilir mi? Diyarbakır annelerini bir gün olsun ziyaret etmeyen böyle birisine Türkiye teslim edilir mi? Kim bunlar? Evlatları dağa kaçırılan, Kandil'e kaçırılan ve bu evlatlara taciz, tecavüz her türlü ahlaksızlığın yapıldığı böyle bir yapı. O gözü yaşlı annelere bir gün olsun ziyaret dahi etmeyen bu Bay Bay Kemal, şimdi de kalkmış insanlık dersi veriyor.
SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞÜ
500 bin civarında mülteciyi Suriye'nin kuzeyindeki briket evlere göndermeye başladık. 1 milyon mülteciyi iskan edeceğimiz konutların yapımı da devam ediyor"