Yüksek Mahkeme, Yargıtay'ın bu konuda ki benzer kararlarına dikkat çekerek, HTS verilerinin delil olarak kullanılmasının kanuni bir temele dayanmadan veya hukuka aykırı şekilde elde edildiğine yönelik iddialar açısından bir ihlal bulunmadığına karar verdi.
Fetullahçı Terör örgütünün askeri mahrem yapılanmasına mensup kişilerin belirlenmesi amacıyla Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında başvurucu Murat Albayrak'ın örgütün mahrem sorumlusu tarafından 24 kez ardışık, 46 kez de tekil olarak arandığı ve tanık beyanları doğrultusunda örgütün mahrem yapılanmasında yer aldığı tespit edildi. Açılan ceza davasında Murat Albayrak, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkum oldu. Mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunu bölge adliye mahkemesi esastan reddetti, Yargıtay kararı onadı.
ADİL YARGILAMA HAK İHLALI BAŞVURUSU YAPTI
Bunun üzerine Albayrak, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin tespitine ilişkin kayıtların hukuka aykırı şekilde elde edilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu. Başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, kritik bir karara imza attı. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay'ın birçok kararında ankesörlü/kontörlü sabit hatlara ilişkin HTS kayıtlarının delil olarak elde ediliş yönteminin hukuka uygun olduğuna dair değerlendirmelerde bulunduğuna atıfta bulunarak, adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar verdi.
YÜKSEK MAHKEME : "HAK İHLALİ YOKTUR"
Başvurucuya ait GSM hattına ilişkin iletişimin tespiti sonucunda elde edilen veriler yönünden de incelemede bulunan Yüksek Mahkeme, Albayrak'a ait elde edilen verilerin delil olarak kullanılması açısından Yargıtay ve derece mahkemelerinde yapılan tespit ve değerlendirmelerin takdir hatası ve açık bir keyfilik içermediğini vurguladı. Başvurucunun kullanımındaki GSM hattından telekomünikasyon yoluyla kurulan iletişimlerin tespiti kararları doğrultusunda elde edilen HTS verilerinin delil olarak kullanılmasının kanuni bir temele dayanmadan veya hukuka aykırı şekilde elde edildiğine yönelik iddialar açısından bir ihlal bulunmadığı değerlendiren Anayasa Mahkemesi, adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar verdi.