Bugün 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı. Türkiye'nin dört bir yanında 19 Mayıs, konserler, sergiler, eğlenceler, yürüyüşlerle büyük coşku içinde kutlanacak. Ankara'da gençlik, Anıtkabir'e çıkacak. İstanbul'da ise sabah saatlerinde Taksim Cumhuriyet anıtında Taksim Cumhuriyet anıtına çelenk bırakıldı. Taksim meydanındaki törenin ardından saat 10.30'da Atatürk Kültür Merkezinde Protokolünde katılacağı kutlama programı yapılacak. 14.30'da tarihi yarımadada Gençlik atanın izinde bisiklet turu yapılacak. 16.30 Haliç'te su sporları bayrak geçiş töreni olacak. 19.19'da ise Üsküdar 19 Mayıs gençlik yürüyüşü gerçekleştirilecek.
Milli uyanışın 104. yılı! Bakan Kasapoğlu ve 81 ilden gelen gençler Anıtkabir'i ziyaret etti | Video
Mustafa Kemal Paşa, bundan 104 yıl önce bugün ulusal bağımsızlık için Samsun'a ayak basarak milli mücadelenin işaret fişeğini verdi ve Anadolu'nun bağımsız savaşını örgütledi. Anadolu insanının büyük özverisi ve vatan aşkını arkasına alan Mustafa Kemal Paşa, Anadolu'nun düşman çizmeleri altında kirletilmesinin önüne geçti. Milli iradenin gücüne ve milletin hamiyetine yürekten inanan Mustafa Kemal Paşa'nın şu sözleri de milletine olan güven ve saygısını açık şekilde dile getiriyor: "Bu millet, kılı kıpırdamadan dava uğruna ve benim uğruma, canını vermeye hazır olmasaydı ben, hiçbir şey yapamazdım."
ÜLKE SAVAŞ YORGUNUYDU
Mustafa Kemal Paşa, Samsun'a çıktığı sırada Osmanlı Devleti her bakımdan bir kıskaç altındaydı. Hatta Samsun'a yola çıktığı gün 15 Mayıs 1919'da İzmir Yunanlar tarafından işgal edilmişti. Ülke, 1911 Trablusgarp Savaşı'ndan itibaren Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı olmak üzere aralıksız şekilde 7 yıldır savaş içindeydi. Bu yıpratıcı savaşlar Osmanlı Devleti'ni iyice zayıflatmıştı. Üstelik İtilaf Devletleri'nin Almanya'yı mağlup etmesi ve Osmanlı'nın da Almanya'nın yanında savaşta olması dolayısıyla Osmanlı da yenik olarak savaştan çıkmış, 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi imzalanmıştı.
'GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER'
13 Kasım'da İstanbul'u fiilen işgal eden İtilaf Devletleri, Mondros hükümlerine binaen Anadolu'yu da işgale başlamıştı. İstanbul Boğazı'na düşman donanması demirledi. Yıldırım Orduları'nın lağvedilmesi üzerine bu orduların komutanı Mustafa Kemal Paşa da aynı gün İstanbul'a ulaşmıştı. Kartal istimbotuyla Haydarpaşa'dan Galata'ya düşman zırhlıları arasından geçerek gelen Mustafa Kemal Paşa, tarihe geçen o sözleri söylemişti: "Geldikleri gibi giderler." Bu söz milli mücadelenin ilk işareti oldu ve Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak Anadolu mücadelesini işte bu sözün gerçekleşmesi yolunda örgütlemeye girişti. Düşman da 6 Ekim 1923'te İstanbul'dan ayrılmak zorunda kaldı.
9. ORDU MÜFETTİŞİ OLARAK ANADOLU'YA GEÇTİ
Mustafa Kemal, 1919 baharında, Gebze-Kocaeli yolu üzerinden gizlice Anadolu'ya geçme planı yaparken, hükümet kendisini 9. Ordu Müfettişi olarak Anadolu'ya gönderdi. Hükümetten ve Genelkurmay'da bulunan arkadaşları vasıtasıyla aldığı resmi görevin geniş gücüyle milli mücadele için ilk girişimlerde bulundu. Daha sonra görevden alınmasına rağmen sine-i millete dönerek bütün rütbelerinden azade bir şekilde Anadolu halkının mücadelesinin başına geçti. Mustafa Kemal Paşa, Samsun'dan sonra Havza ve Amasya'da halkı işgallere karşı bilinçlendirmek, milli bilinci uyandırmak için genelgeler yayımladı. Daha sonrasında Erzurum ve Sivas Kongreleri ile milli irade yolunun zahmetle döşenen taşları 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortaya çıkardı.
BU İHTİYAR KELLE SENİN UĞRUNA FEDA OLSUN
Mustafa Kemal Paşa, Anadolu'ya geçtikten sonra en büyük desteği belli başlı din adamlarından aldı. Bu din adamlarından biri de Amasya Müftüsü Abdurrahman Kâmil Efendi'dir. Mustafa Kemal Paşa, 12 Haziran'da Amasya'ya geldiğinde kendisini karşılayanlar arasında Abdurrahman Kâmil Efendi de vardı. Abdurrahman Kâmil Efendi o görüşmeyi şöyle anlatmıştı: "Konuşmalar bittikten sonra müsaade istedim. Paşa ayağa kalkarak elimi öptükten sonra 'Baba bu işte muvaffak olmak da var, olmamak da. İnşallah olacağız. Eğer olamazsak bizi asarlar, kelle gider ne dersin?' dedi. Ben de 'Hey oğul sen ki genç yaşında başını vatan ve millet uğruna feda etmişsin. Benim bu ihtiyar kelle de senin uğruna feda olsun' dedim."