Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, sosyal medya hesabından kendisine ait olduğu iddia edilen görüntülere ilişkin, "45 gündür sahte dekontlarla, sahte belgelerle, sahte videolarla iftira atan ve algı operasyonu yapan FETÖ'cülere karşı bu ülkenin gazetecileri neredesiniz? Savcıları neredesiniz? Bu aşağılık teröristlerin kumpaslarından medet umanlar, bunları yayanlar, bunlara inananlar; kumpas davaları döneminde yaşananları hatırlamıyor musunuz? Bu aşağılık teröristlerle ömrümün sonuna kadar mücadele edeceğim" paylaşımını yaptı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, harekete geçerek İnce'ye ait olduğu iddia edilen görüntüler hakkında paylaşım yapan şüpheliler hakkında 'Tehdit', 'Şantaj' ve 'Belgede sahtecilik' suçlarından resen soruşturma başlattı. Söz konusu tartışmaların ardından İnce düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekildiğini açıklayarak, "45 gündür buna direniyorum zaten. O çekilemez diyenler var adaylıktan çekiliyorum, bunu memleket için yapıyorum" dedi.
FETÖ SİYASETİ DİZAYN ETMEK İÇİN KASET KULLANDI
Muharrem İnce'nin kaset iddialarının ardından adaylıktan çekilmesi akıllara CHP eski genel başkanı Deniz Baykal'a kurulan kaset kumpasını getirdi. 2010'da siyaseti dizayn etmek isteyen Fetullahçı Terör Örgütü, internette yayınladığı kaset montajıyla CHP'de depreme yol açmış, dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, istifa etmek zorunda bırakılmıştı. Devlete ve hükümete yönelik kara propaganda yürütülen firari Cevheri Güven, Deniz Baykal ile eski bazı MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin yayınlanmasına ilişkin kaset kumpası dosyasının da başta gelen isimlerinden oldu. Güven, Deniz Baykal'a kaset kumpası iddianamesinde, görüntüleri dağıtması için FETÖ tarafından görevlendirilen isim olarak yer alıyor. İddianamede Güven'in FETÖ'nün talimatı doğrultusunda Baykal'a ait video görüntülerini, internet ortamında yayılması için bazı basın yayın organlarına vererek yaydığı ortaya çıkmıştı.
Kumpas soruşturmasıyla ilgili Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan 437 sayfalık mütalaada görüntülerin FETÖ terör örgütü tarafından teknik takip ve izleme ile elde edildiği, siyasi sonuçlar kazanılma amacıyla internette yayınlandığı belirtildi. . Mütalaada FETÖ'nün benzer yöntemleri kullanarak siyasi amaçla görüntü ve ses kayıtlarının yapıldığı belirtilirken, dinlemelerle kişinin irtibatlarının ve özel hayatına ilişkin adreslerin belirlendiği, kişi evde olmadığı sırada evin kilit sisteminin fotoğraflandığı, İstihbarat Daire Başkanlığında kilidi açabilecek personel varsa onun, yoksa çalışılan çilingirin, hedefteki kişi evde değilken kilidi açtığı kaydedildi.
BAYKAL'IN EVİNE ÇİLİNGİRLE GİRİLEREK BÖCEK YERLEŞTİRİLDİ
Deniz Baykal'ın Angora Evleri'ndeki evine çilingirle girilerek 4 eski istihbaratçı polisin 28 Ağustos 2008'de dinleme cihazı olan 'böcek' yerleştirdikleri tespit edilmişti. Dinleme ve fiziki takip sonucunda, bazı sanıkların Baykal'ın zaman zaman gittiği Çukurambar'daki bir evi takibe aldıkları, 27-28 Mart 2010'da dairenin kapı kilit anahtarının kopyalandığı, 13 Nisan 2010'da dairenin salon ve yatak odası kısmına gizli kamera yerleştirildiği belirtilmişti.
AYNI OPERASYON MHP'YE DE YAPILDI
Siyasi hayatı dizayn etmeye çalışan FETÖ terör örgütünün hedefinde MHP'li yöneticilerin olduğu belirlenmişti. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince karara bağlanan FETÖ/PDY'nin usulsüz dinlemelerine ilişkin davasına göre, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 2004'e kadar görev yapan korumasının, özel kalem görevlilerinin, başdanışmanının telefonlarının dinlendiğine işaret ederek, bunun, partinin genel başkanının da dolaylı olarak dinlenmesini beraberinde getirdiğini belirtildi. Eski MHP Genel Başkan Yardımcıları ve milletvekilleri olan müştekiler Recai Yıldırım ve Metin Çobanoğlu'nun telefonlarının usulsüzce dinlendiği, ayrıca Yıldırım'ın Çankaya'daki dairesinin yatak odası, salon ve oturma odasında bulunan elektrik buatlarına da 2010 ve 2011'de ses ve görüntü aktaran cihazlar yerleştirildiği belirlenmişti. Fetullahçı Terör Örgütünün, müştekilerin özel hayatlarına ilişkin görüntüleri 12 Haziran 2011'deki seçimlerde Yıldırım ve Çobanoğlu'nun milletvekili adayı olmalarını engellemek, MHP'deki görevlerinden ayrılmalarını sağlamak ve onları itibarsızlaştırmak amacıyla "farklı ülkücülük" adlı dört ayrı blog ve internet sitesinde yayınlandığı belirtilen mütalaada, bunun üzerine Yıldırım ve Çobanoğlu'nun milletvekili adaylığından istifa ettikleri hatırlatıldı.