Her siyasi partinin her yerde mitingler yaptığını, her yerde noktası olduğunu dile getiren Soylu, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (Ekrem İmamoğlu), 'Beni şurada konuşturmadılar.' Mesela dün Trabzon'da iki miting vardı. Biri MHP'nin mitingi, biri de CHP'nin mitingi. O zaman MHP deseydi ki 'Ya ben uymuyorum, beni şehrin dışına attınız. Benim kuram böyle çıktı, ben geleceğim, mitingi meydanda yapacağım.' CHP'nin yaptığı yerde miting yapmış olsaydı, bir kaos olmaz mıydı?" diye konuştu.
Bakan Soylu, 4 Mayıs'a kadar Türkiye'de seçimle ilgili propagandayı İçişleri Bakanlığının yürüttüğünü dile getirerek, "Ben bir yöntem koydum arkadaşlara. Dedim ki 'Hiç kimseye müdahale etmeyeceksiniz, kim ne yapıyorsa onu yapsın.' 4 Mayıs'a kadar da öyle oldu. Yanlış mı söylüyorum? Şunu yapabilirdim. 'Meydanlarda izin vermiyoruz ancak otobüslerinizde, diğer yerlerde yapabilirsiniz.' diyebilirdim. Bu kanunun tanıdığı bir haktır. Onu yapmadık ama herkes istediği gibi kampanya yapabilme kabiliyetine sahip oldular." ifadelerini kullandı.
Seçimin 4 Mayıs'tan sonra Yüksek Seçim Kurulunun uhdesine geçtiğini belirten Soylu, "Orada herkesin Seçim Kurulu'nun koyduğu kurallara da uyması lazım. Uymazsa ne olur, kaos olur. Uymazsa ne olur, güvenlik alamazsınız. Uymazsa ne olur, insanlar birbirlerine girer. Onu isteyenler de var. Biz de ona müsaade etmemek için yine toleranslı davranmaya mümkün olduğu ölçüler içinde devam ediyoruz." değerlendirmesini yaptı.
"MUHARREM İNCE ADAYLIKTAN ÇEKİLDİ. HANİ NİÇİN ÇEKİLDİ?"
Soylu, yıllardan beri iki grubun Türkiye'yi antidemokratik gösterdiğini; bunlardan birinin Batı, Amerika ve Avrupa, diğerinin ise Türkiye'nin muhalefeti olduğunu ifade ederek şöyle devam etti:
"(Muhalefet) Her şeyi söyler. Söylenmeyecek lügatta söz kalmaz. Her şeyi anlatır, her şeyi tüketir ama Türkiye antidemokratiktir. Ülkenin seçilen cumhurbaşkanına söyler. Geçmişte seçilmiş başbakanına söyler ama 'antidemokratik' der. Bu, hep böyledir. Biraz her muhalefet öyledir. Biraz böyle hırçın davranmayı, aynı zamanda kendi mağduriyet alanını oluşturmayı severler. O mağduriyet alanından da oy devşirmeye çalışırlar. Şimdi mağduriyet alanı oluşturmayı seviyorsun da adamı yine FETÖ entrikasıyla beraber devre dışı bırakabilmek için elinden gelen gayreti de ortaya koymuşsun. Tamamen ortada. Şimdi Muharrem İnce adaylıktan çekildi. Hani niçin çekildi? Yani insan bir adaylığa çıkar. Bunun mücadelesini verir. Seçime 3 gün kala adaylıktan çekilir. Niçin çekilir?"
Bakan Soylu, sürekli araştırma yaparak çalıştığını, siyaset yaparken neyin ne şekilde nasıl olabileceğini gören, değerlendiren bir kişi olduğunu vurgulayarak "Allah'ın izniyle pazar günü akşamı bu ülkede 'Türkiye Yüzyılı'nın kapısı açılacaktır. Bu kadar açık ve net. Millet, her şeyi net bir şekilde görmektedir." dedi.
"21 YILLIK İSTİKRAR OLMASAYDI BİZ KENDİ MİLLİ VE YERLİ ARABAMIZI YAPAMAZDIK"
Türkiye'nin birçok badirelerden geçtiğini aktaran Soylu, bunların hiçbirini mazeret olarak milletin önüne sunmadıklarını kaydetti.
Soylu, "Eğer 21 yıldır istikrar olmasaydı biz Sakarya Gaz Sahası'ndan gaz çıkaramazdık, 21 yıllık istikrar olmasaydı biz kendi milli ve yerli arabamızı yapamazdık. Bakın, basit bir iş değildir. Yüz yıllık teknolojilerle yarışıyoruz şu anda. Yani yüz yıllık teknolojilerin, altyapıların getirdiği arabalarla birlikte karşı karşıya yapıyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin bu adımları 21 yıldır istikrarla beraber attığını vurgulayan Soylu, şu ifadeleri kullandı:
"Karşımızda çok basit bir şey var. 7 tane adam bir araya gelmiş. Ben bu sabah seyrettim galiba. Meral Akşener dün akşam 'O bakanlıklar böyledir. Bu bakanlıklar...' Çok büyük bir devlet tecrübesi var ya. 5,5 ay biz aynı partide siyaset yaptık. 5,5 ay İçişleri Bakanlığı yaptı, yapamadı. Zaten beceremediği için devam edemedi. Çünkü eline yüzüne bulaştırdı. Bunu hepimiz biliyoruz ve herkes biliyor. En iyi şekilde de ben tanırım. Şimdi diyor ki; 'Ben devleti iyi bilirim' diyor. 5,5 aylıkla devleti bu kadar biliyorsa herhalde bizim kadar yapsa devleti af ile gaf ile yutmuş olacaktı. Diyor ki işte 'Şu bakanlığın şurada olması lazım'. Bakanlık pazarlıkları yapılıyor. Bu geçmişte de böyleydi."