Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, muhalefetin öne sürdüğü "PKK'nın elebaşı Öcalan'la yargı mensubunun görüştüğü" iddiasının gerçek dışı olduğunu bildirdi.
Şanlıurfa'dan AK Parti milletvekili adayı olan Bozdağ, kentteki televizyon, gazete ve haber ajanslarının muhabirleriyle bir araya geldiği toplantıda, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Bozdağ, iktidarları döneminde Türkiye'de köklü değişiklikler yapıldığını, eser siyasetiyle hizmet ettiklerini söyledi.
Yatırım ve hizmetlerin yanı sıra yasakların kaldırılması konusunda da büyük reformlara imza attıklarını vurgulayan Bozdağ, dün konuşulmaya cesaret edilemeyen çok sayıda konunun, bugün Türkiye'nin gündeminde yer almadığını ifade etti.
Ana diller üzerindeki yasakları da kaldırdıklarının altını çizen Bozdağ, askeri yargıyı kaldırarak yargıda birliğin sağlandığını anlattı.
Şanlıurfa'daki yatırım ve hizmetleri aktaran Bozdağ, hızlı trenle ilgili ihalenin gelecek yıl yapılacağını bildirdi.
Bozdağ, deprem ve selden etkilenen kentin konut stokunun yenilenmesi için çalışacaklarını, kentsel dönüşümde adımlar atılacağını aktardı.
İçme suyu ve enerji alanında kentte yaşanan sorunların çözüme kavuşturulacağını da dile getiren Bozdağ, kırsal mahallelerin şehir şebeke suyuna kavuşturulacağını, Şanlıurfa için çözüm odaklı çalışacaklarını kaydetti.
"Her gün yalana irtifa kazandırıyorlar"
Muhalefetin, "bir yargı mensubunun terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'la görüşmek üzere İmralı'ya gönderildiği" iddiasının hatırlatılması üzerine Bakan Bozdağ, şunları söyledi:
"Meral Hanım'ın açıklamaları çok talihsiz bir açıklama, demeyeceğim. Çünkü bilerek yapılmış bir açıklama olarak değerlendiriyorum. Bizim oradaki cezaevinin güvenlik kısmında, çatısında birtakım sıkıntılar olması nedeniyle yağmurda da akıntılar olması nedeniyle ilgili yer komutanlığının talebi üzerine askerlerin konuşlu bulunduğu binalarda inceleme yapmak, ne ihtiyaç var onu tespit etmek, bununla ilgili teknik değerlendirme yapmak üzere talepte bulunuldu. Bunun üzerine Bakanlık oraya inşaat mühendisi, makine mühendisi bir de tetkik hakimi gönderdi. Çünkü böyle yerlere aynı usul var, gönderiliyor ve bunlar gidiyorlar sadece askerlerimizin konuşlu bulunduğu yerlerde inceleme yapıyorlar. Ne yapılabilir, teknik bir raporu da Bakanlığımıza sunuyorlar. Sayın Akşener'e bu yazışmalar, ziyaretler aktarılıyor. Halbuki yazışma metinlerini okusa, talebin kimden geldiği, ne için geldiği, gidenlerin ne yaptığı, neler yaptığı bütün burada yazılı ve açık."
Bu konuda dün yaptığı açıklamayı hatırlatan Bozdağ, muhalefetin yalan söylediğini ve yazıların çarpıtıldığını, kamuoyunun aldatıldığını belirtti.
Bakan Bozdağ, "Böyle bir bilgi varsa, açıklayın, dedim. Hemen şimdi başka kanala geçtiler. 'Ben söylersem zarar görür.' Dün bir yargı mensubuydu. Şimdi daha üste çıkıyor. Her gün yalana irtifa kazandırıyorlar. Böyle bir hadise söz konusu değildir. Tamamen gerçek dışıdır. Bugün Adalet Bakanlığı sitesinden bunların evraklarını yayınlayacağız. Çağrı yapıyorum, AK Parti'nin zarar görmesini, seçimde kaybetmesini istemiyor musunuz? İstiyorsanız, madem böyle bir görüşme var, koy da biz oy kaybedelim ama yok." diye konuştu.
PKK'nın, HDP'nin, Yeşil Sol Parti'nin, Emek ve Özgürlük İttifakı'nın, Cumhurbaşkanı Seçimi'nde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceklerini açıkladıklarını anımsatan Bozdağ, Kandil'in masaya hükmettiğini kaydetti.
Bekir Bozdağ, "Masadaki genel başkanlardan daha çok Yeşil Sol Parti, HDP bileşenleri ve Kandil çalışma yapıyor. Biz bunu söylemeyecek miyiz? Söyleyince, sıkışınca 'AK Parti de şunu, bunu yapıyor.' diye İmralı yalanını ortaya atıyorlar. Bu onları kurtarmaz." dedi.
Milletin cevabı vereceğini dile getiren Bozdağ, şöyle devam etti:
"'Elimde resmi yazı var.' diyor. Resmi yazı varsa, ben de söylüyorum, bu resmi yazıyı açıklaması lazım. Ben açıklıyorum resmi yazıyı. Nereden biliyorsun? Başka bir yazı yok çünkü. Tek yazı var elimizde, bu. Onun dışında yazı yok. Eğer uydurmadılarsa, onu bilmiyorum. Uydurdularsa onu da açıklasınlar ki uydurma yazı mı, değil mi, değerlendirelim. Milletimiz yalan, dolan siyasetine prim vermeyecektir. Gözüyle gördüğü, kulağıyla duyduğuna gereken cevabı verecektir."
- "Yansımasından endişe ediyor olabilir"
Adalet Bakanı Bozdağ'a, cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun katıldığı canlı yayında kendisi hakkında bazı kayıtların ortaya çıkacağını söylediği ve "17-25 Aralık sürecinde de sahte ses kayıtları yaptılar." ifadesini kullandığı hatırlatıldı.
Bozdağ, şunları kaydetti:
"Kılıçdaroğlu, 'Benimle ilgili kaset var, çıkabilir, aman inanmayın.' Biz nereden bilelim seninle ilgili kaset var mı, yok mu? O zaman bu kaset var ve bunlar biliyorlar. Böyle bir kaset var ki anlaşılan, çıkınca kıyamet kopacak. Şimdiden ön alıyorlar, 'Aman inanmayın.' Böyle bir kaset var mı, yok mu? Varsa siz nereden biliyorsunuz? Sizi tehdit mi ettiler, şantaj mı yaptılar? Onu da bilmiyoruz. Çağrı yapıyorum, Sayın Kılıçdaroğlu'na eğer kendisine bir tehdit, şantaj varsa Cumhuriyet savcılıklarına lütfen müracaat etsin. 'Beni tehdit ediyorlar, bana dönük şantaj yapıyorlar.' diye şikayette bulunsun. Adli süreçler başlatılsın. Seçim yaklaştıkça, manipülasyonlar artıyor. 'Bana şu olacak, bu olacak', daha öncelerde 'Suikastlar olacak', hiçbiri olmadı. Bütün bunların hepsi algı operasyonunun parçası da olabilir. Böyle görüşme var mı, yok mu, kimlerle görüştü? Biz bilmiyoruz ama belki olabilir. Yansımasından endişe ediyor olabilir. Sizin hakkınızda böyle bir olay varsa, şüphelendiğiniz bir şeyler varsa, size dönük tehdit, şantaj varsa lütfen Cumhuriyet savcılıklarına müracaat edin, sizi hukuk korusun."
Kılıçdaroğlu'nun "17-25 Aralık'ta Erdoğan'ın başına gelen gibi" dediğini ifade eden Bozdağ, Kılıçdaroğlu'nun o dönem ses kayıtlarını TBMM'de dinlettiğini anımsattı.
Bakan Bozdağ, Kılıçdaroğlu'nu aldattığı Türk milletinden özür dilemeye davet ederek, şunları aktardı:
"FETÖ terör örgütünün ihanetine bilerek veya bilmeyerek verdiği destekten dolayı da Cumhurbaşkanı'mızın şahsına ve ailesine dönük iftiraların hakikat gibi algılanmasına yol açsın diye yaptığı gayretlerden dolayı hem pişmanlığını göstermeli hem de Cumhurbaşkanı'mızdan özür dilemelidir. Söyle, söyle, yanına kalsın. Bu ahlaki yaklaşım değildir. O özür dilemezse, gereğini yapmazsa, sandıkta aziz milletimiz ona bu konuda da en güzel cevabı vereceklerdir. Bu konuda da herhangi bir şüphemin olmadığını ifade etmek isterim."