Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararlara göre, 28 Şubat sürecinden sorumlu tutularak yargılandıkları davada "54. Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek suçuna iştirak" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılan dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Ahmet Çörekçi, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Dairesi Başkanı Cevat Temel Özkaynak ve dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı Çetin Doğan haklarında verilen kararlarda hak ihlali olduğunu öne sürerek AYM'ye başvurdu. Söz konusu başvurularda, suç oluşturmayan bir eylemden dolayı cezalandırılma nedeniyle suçta ve cezada kanunilik ilkesinin, hukuka aykırı şekilde elde edilen delillerin mahkumiyete esas alınması nedeniyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının, yargılamanın Yüce Divanda yapılmaması nedeniyle kanuni hakim güvencesinin ihlal edildiği öne sürüldü.
İlgili bireysel başvuruları inceleyen AYM, Anayasa'nın 38'inci maddesinde güvence altına alınan suçta ve cezada kanunilik ilkesinin, 36'ıncı maddesinde güvence altına alınan hakkaniyete uygun yargılanma hakkının, kanuni hakim güvencesinin ihlal edilmediğine hükmederek, başvuruları reddetti. Kararda, sanıklara ceza veren Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin kararının gerekçesinde sanıkların eylemlerinin neticeyi oluşturmaya elverişli olmadığına, cebir ve şiddet içermediğine, hükümetin kendi rızası ile istifa ettiğine dair savunmalarına itibar etmediğinin açıkladığına yer verildi.
Yerel mahkemece "suçun eksik kalmayıp tamamlandığını" kabul ettiği hatırlatılan kararda, "Derece mahkemesinin yargılama konusu fiillerin görevin ifası kapsamında bulunmadığına ve suçun unsurları itibarıyla oluştuğuna dair değerlendirmelerinin temelsiz, suçun özü ile uyumsuz ve öngörülemez olduğu söylenemez. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir" denildi.
Bireysel Başvuru yapanların görevle ilgili suçlama nedeniyle Yüce Divan'da yargılanmaları gerektiğine vurgu yapılan kararda, "kanuni hakim ilkesinin ihlali" başvurularının yerel mahkeme ve Yargıtay'ın "suçun görevle ilgili bulunmadığını" kabul ederek hüküm kurduğu gerekçesiyle, kurulan hükümlerin hak ihlali oluşturmadığından bahsedildi.