Rusya İstanbul Başkonsolosu Andrey Buravov, Rusya Federasyonu'nun mart sonunda yenilenen Dışişleri Politikası Stratejik Metni'ni basın mensuplarıyla paylaştı. Buravov ayrıca Türkiye seçimleri ve iki ülke arasındaki ilişkilere dair açıklamalarda bulundu.
İLİŞKİLERİMİZ İYİ GELİŞTİ
Buravov, şöyle konuştu: "Çok açık olarak şunu söyleyebiliriz. Türkiye'yle ilişkilerimiz uzun bir dönem içinde çok iyi bir şekilde gelişmektedir. Tabii ülkelerin ilişkilerinin gelişmesinde çeşitli dönemler olabiliyor. Ama ana prensip olarak bizim ikili ilişkilerimiz iyi bir şekilde gelişti, gelişmeye devam etmektedir. Çeşitli alanlarda, siyasi alanda çok yoğun bir diyaloğumuz var. Ekonomik ilişkilerimiz bizim ikili ilişkilerimizin iyi bir temelini oluşturmaktadır."
BİZ SADECE GÖZLEMLİYORUZ
"Türkiye'deki seçimde, bu dönem içinde iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesiyle ilgili olarak. Bir taraftan bizim önemli bir prensibimiz var. Bir hiçbir ülkenin iç işlerine karışmıyoruz. Dolayısıyla biz burada, ülkemizin resmi temsilcileri olarak sadece durumu gözlüyoruz. Yani analiz ediyoruz. Tabii ikili ilişkilerin olası perspektifleri açısından da değerlendiriyoruz bu durumu. Fakat şu veya bu şekilde iş süreçlere müdahale etmekten kaçınıyoruz."
TÜRK HALKININ SEÇİMİNE SAYGILIYIZ
"Bu tamamen Türk halkının söyleyeceği söze bağlı olan bir süreçtir. Ve tabii Türk halkının yapacağı seçimi kabul edeceğiz. Bunda hiçbir tereddüdümüz yok. Türkiye'nin iç işlerine karışma gibi bir niyetimiz yok ve bununla ilgili şu veya bu değerlendirmeleri yapmaktan da kaçınıyoruz."
DIŞ POLİTİKAYA YÖN VERECEK
Rusya Federasyonu'nun ulusal çıkarları, ve stratejik hedefleri hakkındaki vizyonunu ortaya koyan metin, Rusya'nın dünyadaki yerini merkeze alarak küresel sömürgecilik sistemini ortadan kaldırmadaki aktif rolünü dikkat çekiyor.
ÇOK KUTUPLU BİR DÜNYA VAR
Daha adil ve çok kutuplu bir dünya düzeninin oluşumuna dikkat çeken belgede, mevcut küresel eğilimler şu şekilde yer aldı: "Halihazırda meydana gelen ve genellikle olumlu olan değişiklikler, yine de küresel hakimiyet ve yeni sömürgecilik mantığına alışmış bazı devletler tarafından hoş karşılanmıyor. Bu ülkeler, çok kutuplu bir dünyanın gerçeklerini tanımayı ve buna göre dünya düzeninin parametreleri ve ilkeleri üzerinde anlaşmayı reddediyorlar. Tarihin doğal akışı dizginlenmeye, siyasi-askeri ve ekonomik alandaki rakipler tasfiye edilmeye ve muhalefet bastırılmaya çalışılıyor."
YIKICI ETKİCİ HER ALANA UZANIYOR
"Çok çeşitli yasadışı araçlar ve yöntemler kullanılıyor; BM Güvenlik Konseyi'ni atlatmak için zorlayıcı önlemlerin (yaptırımlar) getirilmesi, darbelerin ve askeri çatışmaların provokasyonu, tehditler, şantaj, belirli sosyal grupların ve tüm ulusların bilincinin manipüle edilmesi, bilgi alanında saldırgan ve yıkıcı eylemler dahil. Egemen devletlerin iç işlerine yaygın bir müdahale biçimi, geleneksel manevi ve ahlaki değerlere ters düşen yıkıcı neoliberal ideolojik tutumların dayatılması haline geldi. Sonuç olarak, yıkıcı etki uluslararası ilişkilerin tüm alanlarına uzanmaktadır."