Türkiye'de 2017'de başlatılan ve kısa sürede sınırları aşarak küresel bir çevre seferberliğine dönüşen sıfır atık projesinin mimarı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşan ilk Türk First Lady oldu. Dünyaya seslenen Erdoğan, "Gelecek nesiller, bize tüm bunların hesabını sorarken, verebilecek cevabımız olsun istiyorsak, hemen bugün, değişimi başlatmalıyız. Buradan, 'dünyayı ben mi kurtaracağım?' diye düşünen herkese, seslenmek istiyorum. Evet siz, evet biz, dünyayı kurtaracağız!" dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterliği'nin özel davetlisi olarak New York'ta bulunan Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü dolayısıyla düzenlenen özel oturumda önemli mesajlar verdi. Konuşmasına 6 Şubat'ta 11 ilde meydana gelen deprem felaketinde hayatını kaybeden vatandaşları rahmetle anarak başlayan Erdoğan, dünyanın dört bir köşesinden Türkiye'ye yardım gönderen ülkelere teşekkür etti.
DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR
Türkiye'de başlayan hareketin, dünyaya model teşkil edecek seviyeye gelmesinden dolayı gurur ve mutluluk duyduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Dünya bize emanettir. Bu emaneti korumak ve sürdürülebilir bir yaşamın temelini atmak; adalet ve fırsat eşitliğinin sağlanmasından geçmektedir. Fakat ne yazık ki, uluslararası sözleşmelerde verilen taahhütlerin, samimi, vicdanlı ve adil bir yaklaşımla ele alınmadığını görüyoruz. Diğer meselelerde olduğu gibi, iklim ve çevre sorununda da, adil dağılım ilkesine dayalı, hakkaniyetli bir sisteme ihtiyacımız var.
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her fırsatta dile getirdiği, "Dünya beşten büyüktür" ifadesi, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında da, ayrı bir önem kazanıyor. Hakkaniyete dayalı bir yük paylaşımı ile, önlemleri almak; iklim değişikliğinde payı olmadığı halde, sonuçlarından en çok etkilenen ülkelerin gözetildiği, adil bir sistem kurmak mecburiyetindeyiz" dedi.
Emine Erdoğan, Guterres ile 6 Şubat'taki depremler için BM'de kurulan "Anma Köşesi"ni ziyaret etti.
"Açlıktan ölen çocukların sayısı, obeziteden hayatını kaybeden çocuklarla, aynı iken, adil paylaşımdan söz edemeyiz" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Üretilen gıdanın üçte birini çöpe atamayız. Hem de, bu gıdalar açlık sorununu bitirebilecekken! İşte bu yüzden ben de haykırıyorum; dünya beşten büyüktür! Gelecek nesiller, bize tüm bunların hesabını sorarken, verebilecek cevabımız olsun istiyorsak, hemen bugün, değişimi başlatmalıyız. En uzun yollar bile, bir adım ile başlar. Diliyorum bu 30 Mart, geleceğimiz ve ortak evimiz dünya için, birlikte yürüyeceğimiz bir yolun, ilk adımı olur."
SÖMÜRGECİLİK ÜRETİYOR
'Görmediğimiz çöp zararsızdır' düşüncesiyle atıkların en az gelişmiş ülkelere gönderildiğini söyleyen Erdoğan, "Bunlar sadece tabiatı kirletmekle kalmıyor, yeni sürüm bir sömürgecilik üretiyor. İklim değişikliği kaynaklı kuraklık sebebiyle, dünyanın farklı yerlerinde hâlâ, binlerce çocuk ölüyorsa, bu gidişata dur demek için, kaybedecek bir dakikamız bile yok demektir! İnsanlık olarak, ya hep birlikte kazanacağımız ya da hep birlikte kaybedeceğimiz bu denklemde, topyekûn ve hemen bugün harekete geçmek mecburiyetindeyiz" diye konuştu.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan da sosyal medya paylaşımında, "Değerli eşim Emine Erdoğan Hanımefendi öncülüğünde sürdürülen, bugün dünya markası haline gelen Sıfır Atık Hareketi yoluna kararlılıkla devam edecek" dedi.
SIFIR ATIK VAKFI KURULACAK
BEŞ yıl önce Türkiye'de Sıfır Atık Projesi'ni başlattıklarını hatırlatan Erdoğan, proje kapsamında, geri kazanılan milyonlarca atıkla 650 milyon ton, hammadde tasarrufu sağlanırken, 4 milyon ton sera gazı salınımının önlendiğini söyledi. Sivil toplum gönüllüleriyle projeyi daha daha geniş kitlelere yaymak amacıyla bir Sıfır Atık Vakfı kuracaklarını bildiren Emine Erdoğan, "Yakın bir zamanda faaliyetlerine başlayacak vakfımız, uluslararası alanda bu sesin, daha çok yankılanmasına katkı sağlayacak" dedi.
HER VİCDANDA YETİŞECEKTİR
Atıkları yeniden kullanıma kazandıracak döngüsel bir sistem kurulması gerekliliğine işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu, benim vatanım olan, köklü medeniyetlerin beşiği Anadolu kültüründe de, böyledir. Doğup büyüdüğüm evde de, yiyecekler nimet, yani yaratıcının bir lütfu olarak kabul edilirdi. İslam peygamberi Hz. Muhammed'in, 'nehir kıyısında bile olsan, suyu israf etme!' emri, dünyaya ve doğal kaynaklara nasıl bakmamız gerektiğini, asırlar öncesinden bize öğretti. Eminim, bu salonda temsil edilen her bir kültürün, köklerinde, tabiatla uyumlu yaşamın, farklı örnekleri mevcuttur. Sıfır atık tohumunu, hangi vicdana ekersek ekelim, mutlaka yeşereceğine inanıyorum. Yeter ki, ortak bir vicdan ve akıl pusulasıyla hareket edelim."