A Haber ekranlarında yayınlanan 'Ajans Gün içi' programında, Türkiye'nin kayıp yıllarına, koalisyonla geçen buhranlı yıllara değinildi. Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Furkan Kaya, o dönemde CHP'nin yüzde 36.7, Adalet Partisi'nin yüzde 34.8, C.K.M.P'nin yüzde 13 ve Yeni Türkiye Partisi'nin de yüzde 13 oy aldığını belirterek, "Üçünü topladığımız zaman yüzde 62 yapıyor. Aslında bu milli iradenin bir karşı devrimidir. CHP ve içindeki darbeciler ve bunu destekleyenlere karşı." ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Furkan Kaya, A Haber ekranlarında şu ifadeleri kullandı:
"Askeri bir darbe, meşru bir hükümet, Demokrat Parti hükümeti bir askeri cunta tarafından devrildi. Yassıada'daki tiyatro mahkemesi sonucunda 3 tane devlet adamı idam edilerek şehit edildi.
"DEMOKRASİYİ İSTESELERDİ ZATEN DARBE YAPMAZLARDI"
1961'e giden süreçte Milli Birlik Komitesi iktidardaydı. Cemal Gürsel darbenin başı olarak yönetimin başındaydı. Demokrasiye geçmeleri gerekiyordu. Demokrasiyi çok sevdiklerinden değil. Demokrasiyi isteselerdi zaten darbeyi yapmazlardı.
Çünkü dışarıdan yardım gelecekti, siyasi bir kriz ortaya çıkıyordu, Türkiye buhranlara doğru ilerliyordu ve alelacele demokrasiye geçilmeli diye bir süreç başlattılar. Ben buna şöyle bir isim veriyorum. Bu güdümlü bir demokrasi. Bu askeri cuntanın altında demokrasi gösterisi sadece. İktidara gelenler süngünün üstüne oturacaklarını zannettiler. Zannettikleri olmadığı için zaten Türkiye'nin koalisyonlar tarihinin 1961'den 2002'ye kadar -arada tek parti rahmetli Süleyman Demirel ve Turgut Özal dönemleri hariç- Türkiye'nin karanlık ve kayıp yılları başlığında olduğu gibi bu sürecin başlamasına sebep oldu.
Türkiye'nin karanlık ve kayıp yılları! Darbenin gölgesinde ilk koalisyon... | Video
Burada 1961'de seçimler gerçekleştikten sonra (15 Ekim'den sonra) ve seçimler o dönemde de tartışılmalı… Siz bir düşünceye darbe yapıyorsunuz, ve 1961 seçimlerine giderken CHP yine siyasi süreçte Demokrat Parti'nin devamı partiler kurulmaya başlanıyor. Bunlardan bir tanesi Adalet Partisi, biri Yeni Türkiye Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi kuruluyor. Adalet Partisi'nin başında Ragıp Gümüşpala var.
Kendisi 27 Mayıs darbesi sonrası genelkurmay başkanlığı yapıyor. Sonra görevden alınıyor. Sonra da Adalet Partisi'nin başına geçiyor. Tabii 1961 seçimlerine girerken zannediyorlar ki 'Darbeyi yaptık demokrat parti bitti. Artık o görüş ortadan kalktı. CHP tek başına iktidar olacak. Yönetim bizim istediğimiz tarz olacak' gibi hayalleri var.
"MİLLİ İRADENİN KARŞI DEVRİMİDİR"
Sandıklar açıldığı zaman öyle olmadığı görülüyor. CHP yüzde 36.7, Adalet Partisi yüzde 34.8, C.K.M.P. yüzde 13 ve Yeni Türkiye Partisi yüzde 13… Bu son saydığım 3 parti Demokrat Parti'nin devamı olarak kurulmuş partiler. Üçünü topladığımız zaman yüzde 62 yapıyor. Aslında bu milli iradenin bir karşı devrimidir. CHP ve içindeki darbeciler ve bunu destekleyenlere karşı.
KURA İLE DÖNÜŞÜMLÜ BAŞBAKANLIK!
Koalisyon kurulamıyor. CHP, 'Başbakan ben olacağım' diyor. Cemal Gürsel 'Biz kura çekeceğiz. 2 yıl içerisinde 8'er ay başbakanlık yapacak liderler' diyor. Ne kadar günümüzdekine benziyor. Son CHP diyor ki ilk başbakan benden çıkmadıkça bu olmaz. Görüşmeler dağılıyor."