Hatay, Adıyaman ve Kahramanmaraş'ın aralarında bulunduğu 10 kentte, ibadet merkezleri de depremden etkilendi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı; yaptığı incelemeler sonucunda, depremin yaşandığı şehirlerde, toplam bin 852 ibadethane ve tarihi eserin yıkıldığı tespit etti.
KÜLTÜREL ZENGİNLİĞİMİZ YOK OLDU
Depremin en fazla yıkıma uğrattığı Hatay'da şehrin kültürel dokusu bozuldu. Anadolu'nun en eski camilerinden Habib-i Neccar ve 16'ncı yüzyılda Memlükler tarafından inşa edilen Ulu Cami depremle yerle bir oldu.
Hatay İskenderun'da deprem sonucu ağır hasar gören Aziz Nikola Rum Ortodoks Kilisesi, 151 yıl sonra aynı kaderi yaşadı. Kilise daha önce de yaşadığı depremle yıkımla yüz yüze gelmişti.
BİRÇOK UYGARLIĞA EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞTI
Antakya'da Altınözü Tokaçlı'da bulunan Rum Ortodoks Kilisesi yıkıldı, Antakya merkezdeki Rum Ortodoks Kilisesi ağır hasar gördü. Antakya Haçlı Prensliği'nin simgelerinden olan Kırıkhan'daki Darb-ı Sak Kalesi tamamen yıkıldı. Hatay'da İskenderun'da bulunan Karasun Mangants Ermeni Kilisesi de depremde büyük hasar gören yapılar arasında.
Gaziantep'te şehrin sembolü olarak görülen Gaziantep Kalesi, yaşanan depremde en fazla zarar gören yapılar arasında yer aldı. Nerdeyse harabeye dönen kale, Anadolu medeniyetlerinden Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu'na kadar birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştı.
BİNLERCE YILLIK CAMİLER AYAKTA KALMADI
Adıyaman'da da aynı manzaralar vardı. Kentin merkezinde bulunan ve 1515 yılında yapılan Ulu Cami, asrın felaketinde ayakta kalamadı. Tarihi Çarşı Camii'nden geriye ise sadece enkaz görüntüleri kaldı. Kahta Kalesi de depremin etkisiyle hasar gördü. Yıkıcı deprem, dünya miraslarına adını yazdıran Diyarbakır surlarında da yıkıma neden oldu.