Başkan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde, partinin video konferansla yapılan genişletilmiş il başkanları toplantısında konuştu:
14 Mayıs'ta yapılacak seçimlerin ülkeye, millete ve teşkilatlara hayırlı olmasını diliyorum. Artık karşımızda bir ittifak değil tıpkı eski Türkiye'de olduğu gibi tamamen kavga, ayak oyunu ve pazarlık üzerine kurulu bir koalisyon yapısı var. İşe altılı olarak başlayan artık 8'li mi, 10'lu mu olduğu meçhul hale gelen bu koalisyonun yayınladığı 12 maddelik bildiri bile tek başına ülkemizin nereye sürüklenmek istediğinin yazılı ispatıdır. Masanın altını üstüne getirme pahasına Bay Bay Kemal'i cumhurbaşkanı adayı olarak gösteren bu koalisyonun gündeminde ülkenin ve milletin hiçbir meselesi yoktur. Muhalefetin gündeminde ne depremin yol açtığı acılar, ne depremzedelerin yürek sızıları ne de deprem yaralarının bir an önce sarılması ihtiyacı yer alıyor. Küresel ve bölgesel krizlerin Türk ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesine dair herhangi bir niyet, teklif, proje bunların gündeminde yer almıyor. Türkiye'nin 20 yılda kat ettiği gelişmeyi, büyümeyi, kalkınmayı sürdürmeye yönelik tek bir adım bunların gündeminde yer almadığı gibi tam tersine yapılanları yıkmayı vaat ediyorlar. Milletin sıkıntılarını çözecek, refahını artıracak, güvenliğini ve huzurunu güçlendirecek, hayallerini gerçekleştirecek hiçbir irade beyanı, hazırlık, program bunların gündeminde yer almıyor. Ülke sınırlarını tehdit edecek, birlik ve beraberliğe gözünü dikecek kadar azan terör örgütlerinin başını ezmek için yürüttüğümüz mücadeleyi sürdürme kararlılığı da muhalefetin gündeminde yok.
Peki bu koalisyonun gündeminde ne var? Siyasi ihtiras var. Makam ve mevki paylaşımı var. Ülkenin kaynaklarının nasıl yağmalanacağı hesabı var. Milli birlik ve beraberliğimizi bozma niyeti var. Ülkemize ve insanımıza ağır maliyetleri olan eski Türkiye'yi geri getirme çabası var. Altılı koalisyonun, 'güçlendirilmiş parlamenter sistem' diye başladığı yolculuğun sonu, önce kumar masasına sonra at pazarlığından beter bir cumhurbaşkanı yardımcılığı ve milletvekili paylaşımı kavgasına çıktı. Üstelik öyle bir kavga ki içinde tehditten rüşvete, hakaretten şantaja, aba altından değil alenen sopa göstermekten sürüden ayrılmaya kalkanları bindirilmiş kıtalarla linç ettirmeye kadar her türlü rezillik var.
14 MAYIS DESTANINI BİRLİKTE YAZACAĞIZ
Geçtiğimiz
20 yılda ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetler saymakla bitmez. Allah'ın izni, milletimizin desteği ve sizlerin gayretiyle 14 Mayıs seçimlerinde de hem cumhurbaşkanlığında hem milletvekilliğinde bir kez daha zafere ulaşacağımızdan şüphe duymuyoruz. Amacımız, ülkenin demokrasi ve kalkınma yolunda elde ettiği kazanımları Türkiye Yüzyılı'nın girizgâhı yaparak milletimizi hayallerine kavuşacakları yeni bir dönemin kapılarını açmak. İşte bu kutlu mücadelenin son dönemeci olan 14 Mayıs destanını, bir süredir beraber yol yürüdüğümüz, aramıza yeni katılan ve katılacak olan dostlarımızla Cumhur İttifakı olarak inşallah beraberce yazacağız. Bu destanı yazmaya deprem yaralarını sararak, yıkılan şehirlerimizi yeniden ve ihya ederek başlayacağız. Tabii bu arada uzunca bir süredir hazırlıklarını yaptığımız yatırımları, istihdamı, üretimi, ihracatı katlayarak artıracak, insanımızın refahını yükseltecek programımızı da kararlılıkla uygulamayı sürdüreceğiz.
ÜLKEMİZİ, HIRSI BOYUNU AŞANLARA TESLİM ETMEYİZ
Böyle
otuz iki kısım tekmili birden entrikayı, ne sinemada, ne televizyon dizilerinde ne de romanlarda bulursunuz. Ama ülke olarak bunların Bizansvari taht kavgalarını aylarca, günlerce naklen seyrettik, satır satır okuduk, cümle cümle dinledik. Türkiye, Türk demokrasisi, milletimiz böyle hazin bir tabloyu asla hak etmiyor. Milletimize karşı sorumluluğumuzun gereği olarak ülkemizi bu içi karmaşık, arkası karanlık, şekli bozuk, yönü belirsiz, hırsı boyunu aşan koalisyonun insafına terk edemeyiz. Cumhuriyetimizin ilk asrındaki kayıpları ve kazanımları geride bırakarak Türkiye Yüzyılı'nı yükseltmek için hızlandığımız bir dönemde buna izin veremeyiz.
TÜRKİYE'NİN IŞIĞINI SÖNDÜRMEK İSTEYENLERE ZAFER ÇIĞLIĞI ATTIRMAYIZ
Depremde yakınlarını kaybeden, yıkılan evleri ve işyerleriyle birlikte hayalleri de harap olan insanları tekrar hızla hayata bağlamak için yürüttüğümüz çalışmaların tehlikeye girmesine rıza gösteremeyeceğiz. Kadınlarımızla ve gençlerimizle paylaştığımız umutların, birlikte geliştirdiğimiz vizyonun, bir avuç muhteris yüzünden elimizden kayıp gitmesine göz yumamayız. Bölgesinde ve dünyada yıldızı parlayan Türkiye'nin ışığını söndürmek, nefesini kesmek, dizlerinin bağını çözmek için ellerini ovuşturarak bekleyenlere zafer çığlığı attıramayız.