İstanbul Emniyet Müdürlüğü, silahlı terör örgütü içinde faaliyet yürüttüğünü değerlendirilen bir kişinin İçişleri Bakanına yönelik silahlı eylem arayışı içinde olabileceğine yönelik istihbarat bilgisi aldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının konuya ilişkin bilgilendirilmesinin ardından bir Cumhuriyet Savcısı şüphelinin kaçması, delillerin yok edilmesi veya başka bir yere nakledilmesi tehlikesine karşın silahlı terör örgütü içinde faaliyet yürüttüğünü değerlendirilen İnanç Özkeskin'in evinde arama yapılmasına, elde edilecek delillere el konulmasına karar verdi. Bunun üzerine polis ekipleri İnanç Özkeskin'in yaşadığı dairenin kapısını çaldı ve "Polis, açın kapıyı" şeklinde uyarıda bulundu. Daireden ayak sesleri gelmesine rağmen kapının açılmaması üzerine daire kapısı koçbaşı yardımıyla açıldı. Daireye giren polis ekipleri girişte yaşlı bir kadın ile İnanç Özkeskin'i gördü. Polis ekiplerinin içeri girmesi üzerine İnanç Özkeskin, koşarak odaya girdi. Polis ekiplerinin odanın kapısına yönelmesiyle zanlı hedef gözeterek polis ekiplerine ateş açtı. "Polis, at silahını teslim ol" uyarılarına rağmen ateş etmeye devam eden zanlı etkisiz hale getirildi.
POLİSLER TUTUKLANSIN DİYE DİLEKÇE VERDİ
Bunun üzerine İnanç Özkeskin'in annesi Güneş Ayşe Öskeskin, oğlunun ölümüne neden olan polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Dilekçesinde, polisin "teslim ol" çağrısında bulunmadığını ve öldürmek kastıyla hareket ettiğini iddia etti ve oğlunun ölümüne neden olan polislerin tutuklanmasını talep etti. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada Özkeskin'in polis memurlarına açtığı ateş sonrasında başlayan çatışma neticesinde öldüğünü ve olayda meşru savunma halinin bulunduğuna dikkat çekerek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Özkeskin oğlunun ölümü nedeniyle etkili bir ceza soruşturması yürütülmediği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu.
AYM'DEN ŞAŞIRTAN KARAR
Başvuruyu Hasan Tahsin Gökcan başkanlığındaki Anayasa Mahkemesi üyeleri Muammer Topal, Recai Akyel, Selahattin Menteş ve Muhterem İnce değerlendirdi. Yüksek Mahkeme üyeleri başvuruya konu soruşturmada soruşturmanın etkililiğine tesir eden önemli eksiklikler olduğuna dikkat çekerek, "Olayda meşru savunma halinin bulunduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilse de bu kararda yaşam hakkına yönelik müdahalenin ölçülü olup olmadığına yönelik bir değerlendirme yer almamıştır. Ölümle sonuçlanan bir silahlı güç kullanımı olayıyla ilgili soruşturma sonunda verilen kararda, yaşam hakkına yönelik müdahalenin Anayasa'nın aradığı zorunlu bir durumdan kaynaklanıp kaynaklanmadığı yanında zorunlu bir durumdan kaynaklanmıyorsa müdahalenin ölçülü olup olmadığı da değerlendirilmelidir" denildi. Yüksek Mahkeme, açıklanan gerekçelerle yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiği iddiasının kabul edilebilir olduğuna oy birliğiyle karar vererek başvurucuya 90 bin lira tazminat ödenmesine karar verdi.
AYM ÜYELERİNDEN BİRİ KARŞI OY KULLANDI
Verilen karara karşı Anayasa Mahkemesi üyesi Muhterem İnce ise karşı oy kullandı. İnce, çoğunluğun görüşüne katılmadığını belirterek gerekli bütün delillerin toplandığını, soruşturmanın yapıldığını, başvurucunun yaşam hakkını ihlal edildiği iddiası bakımından etkili bir soruşturmanın yürütülmediğinden bahsedilemeyeceğini kaydetti.