Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu yaşamını yitirdi. Kanadoğlu, "TBMM'nin 367 olan 'karar yeter sayısı' olmadan toplanmış sayılamayacağı" yorumuyla 2007 yılında Meclis'te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi oylamalarının iptaline giden yolu açan isimdi.
367 KRİZİNİN SORUMLUSU SABİH KANADOĞLU KİMDİR?
20 Mayıs 1938'de Menemen'de doğdu. Ortaöğrenimini İzmir'de bitirdikten sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. 1959 yılında buradan mezun oldu. Askerliğini Çubuk'ta yedek subay piyade asteğmen ve teğmen olarak yaptı. Burhaniye Hakim Adayı olarak mesleğe başlayan Kanadoğlu, sırasıyla Orhaneli ve Erzurum Cumhuriyet Savcılığı, Bingöl Sulh Hakimliği, Tokat ve Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı, İzmir Ceza Hakimliği ve Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi ile Adli Yargı Adalet Komisyonu görevlerinde bulundu.
"Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Hukuku" adlı eserinin yanı sıra çeşitli yerlerde yayınlanmış makaleleri bulunan ve 1984 yılında Yargıtay Üyeliğine seçilen Sabih Kadanoğlu Yargıtay Büyük Genel Kurulunca 1994 ve 1998 yıllarında iki kez Yargıtay Onbirinci Ceza Dairesi Başkanlığı'na seçildi. Yargıtay Onbirinci Ceza Dairesi Başkanı iken, Yargıtay Büyük Genel Kurulunca gösterilen adaylar arasından 19 Aralık 2000 tarihinde Cumhurbaşkanınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına seçildi.
20 Mayıs 2003'te yaş haddinden emekliye ayrıldı. 22 Mayıs 2012 tarihinde Türk Hukuk Kurumu başkanlığına seçildi. Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısıdır.
367 KRİZİ SÜRECİ
2000 yılında seçilen 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görev süresi 16 Mayıs 2007'de dolmaktaydı. İlk tur oylama gününü 27 Nisan olarak belirlemişti. Seçim dönemine, başörtüsü ve laiklik tartışmalarıyla gelinmişti. Ülkenin çeşitli yerlerinde "Cumhuriyet Mitingleri" adıyla geniş katılımlı gösteriler düzenlendi ve iktidar partisinin, kendi siyasal çizgisinden bir ismi cumhurbaşkanlığına seçmesi engellenmek istendi. AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayı olarak Abdullah Gül isminde karar kılındı.
Seçimin kaderini ise, dört ay önce ortaya atılan 367 tartışmaları belirledi.
Anayasa'nın 102. maddesine göre cumhurbaşkanı seçilebilmek için, ilk iki turda nitelikli çoğunluk (367 oy), sonraki iki turda ise salt çoğunluk (276 oy) aranıyordu.
Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 26 Aralık 2006'da Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan yazısında, 367'nin sadece karar yeter sayısı değil aynı zamanda toplantı yeter sayısı olduğu görüşünü ortaya atmıştı. Kanadoğlu, oylamalara en az 367 milletvekilinin katılması gerektiğini, aksi halde sonucun geçersiz olacağını iddia etmişti.
Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı adayı olduğu seçimde, ilk tur oylama 27 Nisan 2007'de yapıldı. Toplam 357 oy kullanılırken, Abdullah Gül 352 oy aldı. Genelkurmay Başkanlığı internet sitesine, daha sonra e-muhtıra olarak anılacak, bir basın açıklaması konuldu.
Açıklamada seçimlerde laikliğin tartışma konusu yapıldığı ve Genelkurmayın bu konuda taraf olduğu söylendi. Anayasa Mahkemesi 1 Mayıs'ta verdiği kararla, 367 iddiasını kabul ederek yapılan birinci tur oylamayı iptal etti. Bunun üzerine 6 Mayıs'ta yapılan iki yoklamada da toplantı yeter sayısının (367) bulunamayışı yüzünden 11. Cumhurbaşkanı seçilemedi. Oylamanın hemen ardından CHP "367 iddiasıyla" seçimi Anayasa Mahkemesi'ne götürdü.
AYM 1 Mayıs'ta verdiği kararla, cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Meclis Genel Kurulu'nda en az 367 milletvekilinin bulunması gerektiğine hükmetti ve Meclis'teki birinci tur oylamayı iptal etti. Ülke seçime gitti. Seçimlerden yüzde 47 gibi ezici bir çoğunlukla çıkan AK Parti, bir kez daha 367 sorunuyla karşı karşıyaydı. İşte tam bu notada AK Parti'ye sürpriz destek geldi. MHP "AK Parti kimi isterse aday gösterebilir. Biz Meclis'e gireriz, 367 sorunu yaşanmaz" açıklamasıyla krizin çözülmesini sağladı. 3'ncü tura 448 milletvekili katıldı ve Gül, 339 oyla 11'inci Cumhurbaşkanı seçildi.