Başkan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Sultanbeyli'de restorasyonu tamamlanan Aydos Kalesi ile Sultan Korusu'nun açılış töreninde on binlere hitap etti. İşte konuşmanın satırbaşları:
Ülkemizin 14 Mayıs'ta gideceği seçimlerde küresel güçleri arkasına alarak tek parti faşizmini hortlatmak isteyen zihniyete karşı yeni bir meydan okumaya hazırlanıyoruz. 14 Mayıs'ta sadece CHP'nin başındaki zata 'bay bay' demekle kalmayacak, aynı zamanda tek parti zihniyetinin son çırpınışlarını da sandığa gömeceğiz.
Kendi köhne düzenlerini sürdürmek için vesayetten darbeye terör örgütlerine göz kırpanlar yine her zaman olduğu gibi karşımızda kol kola girdiler. Batı ne diyecekmiş? Yazıklar olsun. Avrupa'nın aferin demesine bunlar muhtaç. Sen git Corç'tan aferin almaya devam et. Zavallı bunlar ya. Gözünü ABD'ye, Avrupa'ya dikenlerin böyle bir gayreti olamaz. Ne diyor, 'Davos'a gideceğim'. Ne yapacak sana Davos? IMF başkanına Davos'ta dedim ki 'Bak adamlarını gönderirsin, taksitlerini alırsın ama Türkiye'ye talimat veremezsin'. 2013'te borcu sıfırladık. CHP o masanın etrafındaki birileriyle otel lobilerinde IMF ile görüşmeye devam etti. Biz buyuz. Bizim milletimin 'aferin' demesine ihtiyacımız var. Bunlar herkese eyvallah ederler. Bir tek bu millete dönüp bakmazlar. Hayatımızın her safhasında olduğu gibi bugün de sadece Allah'a güveniyor, sadece milletimizden destek bekliyoruz.
BAY BAY KEMAL VE YANINDAKİLER VAR MI BÖYLE ESERLERİNİZ!
Denizin altından geçirdiğimiz Marmaray ve Avrasya Tüneli'yle biz bu ülkede tarih yazdık, tarih. Fatih, karadan kadırgaları yürüttü, onun torunları olarak biz de Marmara'nın altından raylı sistemi yürüttük. Bay bay Kemal, var mı böyle bir eseriniz? Yanındakiler, var mı böyle bir eseriniz? Büyükşehirler var elinizde. Bu büyükşehirlerde ne yaptınız ya söyleyin? 'Şunu yaptık' deyin. Bay bay Kemal, var mı böyle bir eseriniz? Yanındakiler, var mı böyle bir eseriniz? Büyükşehirler var elinizde. Bu büyükşehirlerde ne yaptınız ya söyleyin? 'Şunu yaptık' deyin. İstanbul susuz muydu? İstanbul'a suyu, 110 kilometreden, Istranca Dağları'nı delerek biz getirmedik mi? Bu bölgeler susuz değil miydi? Buralar da susuzdu. Ta Sakarya'dan, aynı şekilde buraya suyu biz getirmedik mi? Biz laf üretmedik, iş ürettik, iş. Şehrin ihtiyaçlarını karşılayacak imkânları yüzlerce kilometre öteden alıp buralara taşıdık. İşte Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptık mı? Şimdi düşünün, nerelerden nerelere geldik. İlçelerde de belediye başkanlarımızın verdikleri mücadelenin, gösterdikleri gayretin yakın şahidiyiz.
BUNLARIN ÇÖKERTTİĞİ İSTANBUL'U BİZ AYAĞA KALDIRDIK
BU
şehri hak ettiği yatırımlara kavuşturmak için kurumlarımızla gece gündüz çalıştık. Hangi işin, hangi kurumun sorumluluğunda olduğuna bakmadan, İstanbul'un her meselesinin çözümüne dört elle sarıldık. Şayet kendi halinde devam etse, ulaşımıyla, suyuyla, çöpüyle, kanalizasyonuyla, arıtmasıyla, elektriğiyle, doğalgazıyla velhasıl tüm altyapısıyla çöküp, kalkacak, ayakta duracak mecali olmazdı. Ama İstanbul'u biz yeniden ayağa kaldırdık. Bizden önce İstanbul çöp, çukur, çamurdu. CHP demek bu demek.
13 YILDA İĞNEYLE KUYU KAZDIK
Bir yanı Aydos Dağı'na, diğer yanı Teferrüç Tepesi'ne dayanan ilçemizi, bugün her iki tarafta da iki büyük esere kavuşturuyoruz. Bugün açılışını yaptığımız eserler, konumları ve hikâyeleriyle ihtimamı hak eden yerlerdir. Aydos Kalesi, 11. yüzyıla kadar uzanan geçmişi ve Abdurrahman Gazi'nin kahramanı olduğu fetih hikâyesiyle milletimizin gönlünde ayrı bir yere sahiptir. 1990'da keşfedilen kalenin 13 yıl süren restorasyon çalışmaları adeta iğneyle kuyu kazar gibi sürdürüldü. Sultan Korusu da 127 bin metrekare bir alanda, kütüphanesinden sosyal, kültürel, sportif tesislerine yürüme ve bisiklet yollarından otoparkına kadar ilçemize yakışır bir mesire yeri oldu.
BİRBİRLERİNİ TEKMELEMEKTEN BAŞKA YAPTIKLARI BİR ŞEY YOK
20 yılda İstanbul başta olmak üzere ülkemizin 81 vilayetinin tamamını nasıl asırlık eser ve hizmetlere kavuşturduysak Türkiye Yüzyılı destanını hep beraber yazalım diyoruz. Güya bize karşı aday çıkarmak için kurdukları masanın altından birbirlerini tekmelemekten başka bir şey yapmayanlara iradenizi sandıkta göstermenizi istiyorum. CHP'nin başındaki zatın büyük hevesle sarıldığı Bay Kemal sıfatını terfi ettirdik. 14 Mayıs'ta adı ne oldu? Bay bay Kemal'e çevireceğinizden şüphe duymuyorum.
SEN KİMSİN YA NEYİ YIKIYORSUN!
'Şunu
yıkacağız, bunu yıkacağız' diyorlar. Sen kimsin ya, neyi yıkıyorsun ya? Bu milletin kuruşunu yedirmeyiz diyeceksin, nasıl yıkacaksın? Yapılanları yıkacak, tersine çevirecek bir yıkım ekibine değil, daha büyük hizmetler getirecek AK Parti ve Cumhur İttifakı'na ihtiyaç var.
CHP'NİN 'ÇOLUK ÇOCUK' DEDİĞİ GENÇLERİ BİZ FATİH GİBİ GÖRDÜK
30 yaşından önce 25'e, sonra 18'e seçme-seçilme yaşını biz getirdik. "Gençlere, 'Parlamentoyu çoluk çocuğa mı bırakacağız?' diyenler kimdi? Bu CHP. Biz ne dedik? Biz dedik ki, 'Fatih 18 yaşında bir çağ kapadı, bir çağ açtı. Onun torunları olarak, bizim gençliğimiz de evvelallah parlamentoda yerini alır.' Ve aldılar.