Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bir dizi etkinliğe katılmak için Tokat'a geldi. Erbaş, ilk olarak Tokat Valiliği ile Tokat Belediyesi'ni ziyaret etti. Daha sonra hafızlığını tamamlayan din görevlileri için düzenlenen törene katılan Erbaş, belgelerini verdi. Karşıyaka Merkez Camisi'nde cuma namazını kıldıran Erbaş, cuma hutbesinde, "Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim, Cenab-ı Hakk'ın bütün insanlığa göndermiş olduğu son ilahi mesajdır. İndirildiği andan kıyamete kadar bütün insanlık için her alanda kutsal bir metin; dini, hukuki ve ahlak alanında ilahi bir rehberdir. Rabb'imizin kullarına duyduğu engin şefkat ve merhametin en büyük tecellisidir. Alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamber'imizin en büyük mucizesidir. Kuran'ın hükmü, kıyamete kadar bakidir. Bir harfi bile değişmemiş ve asla değiştirilemeyecektir. Zira Kur'an, ilahi ve beşeri tedbirlerle Rabb'imizin koruması altındadır ve O'nun vaadi; haktır. Şüphesiz Kur'an'ı biz indirdik.
Onun koruyucusu da elbette biziz. Kur'an-ı Kerim, bütün insanlığı hidayete ve ebedi kurtuluşa davet eder. Rabb'imize, çevremize ve bütün kainata karşı görev ve sorumluluklarımızı bize öğretir. İslam'ın hayat veren hükümlerini açıklar. Bilgi ve hikmetin, iyilik ve güzelliğin yollarını gösterir. Barış ve huzurun, adalet ve birlikte yaşamanın ilkelerini bildirir. İnsan onur ve haysiyetini, hak ve hürriyetini mukaddes bilmeyi emreder. Kur'an-ı Kerim'i rehber edinen Müslümanlar, tarih boyunca farklı inanç ve kültürlerle bir arada, barış ve huzur içinde yaşamanın en güzel örneklerini sunmuştur. Farklı din mensupları Müslümanların idaresi ve koruması altında dinlerini özgürce yaşamıştır" dedi.
"İSLAM'DA BAŞKALARININ İNANCINA HAKARET ETMEK, KUTSALINA ZARAR VERMEK YOKTUR"
Allah'ın 'Dinde zorlama yoktur' buyruğu ile herkese inanç özgürlüğü tanıdığına vurgu yapan Erbaş, "İslam medeniyetinde başkalarının inancına hakaret etmek, kutsalına zarar vermek yoktur. Bu husus, Kuran-ı Kerim'de şöyle ifade edilmektedir; Allah'tan başkasına tapanlara hakaret etmeyin sonra onlar da bilgisizlik yüzünden sınırı aşarak Allah'a hakaret ederler. Son günlerde Kur'an'a ve İslam'a yönelik çirkin saldırılar sadece Müslümanları değil insanlığın bütün ortak değerlerini ve toplumsal barışı hedef almaktadır. İnsan onurunu zedelemek, kutsal değerlere saldırmak, hak ve hukuk tanımamak, özgürlük kılıfı altında normalleştirilemez. İfade özgürlüğü, hiçbir inanca ve o inancın mensuplarına hakareti masum gösteremez. Özgürlük, hiç kimseye bir başkasının hakkını ihlal etme yetkisi veremez.
Bilakis özgürlük, herkesin inanç ve düşüncesine saygı göstermeyi, bütün farklılıklara rağmen başkalarının hak ve hukukunu gözetmeyi gerektirir. Şu halde inancımıza ve mukaddes değerlerimize yapılan bu tür menfur saldırıların karşısında yer almak sadece Müslümanların değil bütün insanlığın ortak vazifesidir. İslam'a ve onun muazzez değerlerine yönelik saldırılara karşı verilebilecek en güzel cevap, yüce dinimiz İslam'ı en doğru şekilde öğrenmek ve temsil etmektir. Bunun için de Kur'an'ı okumak, anlamak, yaşamak ve yaşatmak için daha fazla çalışmalıyız. Onun hayat veren ilkelerini, hak ve adalet anlayışını, sevgi ve barış yüklü mesajlarını bütün insanlığa hikmetli bir dil ve güzel bir üslupla ulaştırmak için daha çok gayret göstermeliyiz" dedi.