DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın, Savunma Sanayini 'Dokunacağız' diyerek hedef alması, akıllara geçmiş yıllarda sabote edilen milli savunma hamlelerini getirdi.
ŞÜPHELİ BİR YANGINLA SON BULDU
Milli mücadele döneminde, ele geçirilen askeri mühimmatı kullanılır hale getiren ve daha sonra kurduğu fabrikada; top, havan, uçaksavar mermi ve tapalarının yanı sıra uçak bombaları imal eden Nuri Killigil yerli savunma sanayinin öncülerinden biri olarak Türk tarihindeki yerini aldı. Milli savunmamız için dönemine göre kritik önem arz eden askeri mühimmatları üreten Killigil, Zeytinburnu'ndaki ilk fabrikasında çeşitli savunma ürünleri imal etmeye başladı.
Şakir Zümre
Zeytinburnu'ndaki fabrikasını Sütlüce'ye taşıyan Killigil, 81 milimetre havan, mühimmat, tapa, uçak bombası, tahrip kalıpları da üretti. Killigil ayrıca, o dönem için temin edilemeyen 40 milimetrelik uçaksavar topları için mermi ve tapa da üretti. Killigil'in bu çabası, bugün dahi halen tam olarak aydınlatılamayan elim bir olay sonrası yarıda kaldı. Fabrikanın kimyahanesinde çıkan şüpheli bir yangın sonrası meydana gelen patlamada Nuri Killigil ve birçok işçi hayatını kaybetti.
Nuri Killigil
SAVUNMA FABRİKASI SOBA İMALATHANESİNE DÖNDÜ
Türk savunma sanayisinin kilometre taşlarından olan Şakir Zümre'nin hikayesi de belleklerdeki tazeliğini koruyor. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde Atatürk'ün teşvikiyle açtığı silah fabrikasını 1940'lı yıllardan sonra soba fabrikasına dönüştürmek zorunda kaldı. 1925 yılında Türk Sanayi Harbiye ve Madeniye Fabrikası'nı kuran Zümre, burada ordunun silah ve cephane ihtiyaçlarını giderecek mühimmatlar üretti. Türk Hava Kuvvetlerinin ilk bombardıman uçaklarının kullandığı bombaların büyük bir bölümü bu fabrikada üretildi. Deniz Kuvvetleri için mayın bombaları ve fişekler de yine bu fabrikada imal edildi. 2. Dünya Savaşı'nın ardından ABD'nin "yardım" adı altında ücretsiz ya da ucuz fiyatla gönderdiği uçak ve mühimmatlarla Türkiye'nin savunma sanayi alanında atılımlarını sabote etti. Zümre, üretim alanını değiştirmek zorunda kaldı ve soba üretimine geçen fabrika 1970 yılında kapandı.
Nuri Demirağ
HAVA YOLU ŞİRKETİNİ KAPATMAK ZORUNDA KALDI
Cumhuriyetin ilk yıllarında ürettiği ve 'Vecihi' adını verdiği uçak serileriyle siyasi tarihimizde önemli bir yeri olan Vecihi Hürkuş'un teşebbüsleri de akamete uğratıldı. 1912 yılında Tayyare Makinist Mektebi'nden mezun olan Hürkuş'un, uçaklara olan ilgili yaşamının sonuna kadar devam etti. Hürkuş, milli mücadele döneminde düşman askerlerinden kalan uçak malzemelerinden yararlanarak projesini hazırladığı ilk uçağı "Vecihi K VI'yı yaptı. 1926'da "Junkers A.35" uçağının tecrübe edilmesi görevini başarıyla yerine getiren Hürkuş, TOMTAŞ'ın 14 kişilik 3 motorlu "Junkers G.24", diğeri altı kişilik tek motorlu "Junkers F.13" yolcu tayyareleriyle Ankara-Kayseri arasında ulaşım uçuşları yaptı. 1927'de yapılan bu seferler ülkedeki ilk hava yolları uçuşları sayıldı. Hürkuş Hava Yolları'nı kurmasına rağmen, sefer yapılmayan şehirlere uçuş koyma izni alamaması sonrası şirketini kapattı.
A SINIFI YOLCU UÇAĞININ SATIŞINA İZİN VERİLMEDİ
Soyadını demir yolu yapımlarındaki rolü nedeniyle Atatürk tarafından verilen Nuri Demirağ, ilk uçak fabrikası ve yerli paraşüt gibi önemli icraatlara imza attı. Demirağ ilk uçak fabrikasını 1936 yılında İstanbul'da kurdu. Demirağ ismini simgeleyen "Nu.D-36" ilk tek motorlu uçak üretildi. 1941 yılında tamamen Türk yapımı olan ilk uçak İstanbul'dan Divriği'ye uçtu. 1944 yılında "Nu.D-38" serisi uçaklar dünya havacılığı yolcu uçakları A sınıfına alındı. 1946 yılında yurtdışına uçak satışının yasak olması nedeniyle daha fazla ayakta kalamayan fabrika kapanmak zorunda kaldı.