Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, "Cumhurbaşkanı sembolik olsun gerekirse görev süresini tamamlasın ama hükümet etme işini altılı masa oyuncuları yapsın tezleri Türkiye'nin yürütme gücünü dağıtmaya dönük stratejilerdir.
Yürütme görev ve yetkisi için Cumhurbaşkanı adayına oy istenecek ama adayları seçilirse halkın seçtiği kişi hükümet edemeyecek. Tam tersine halktan onay almamış kişiler yürütme görev ve yetkisini yerine getirecek? Bu hukuken mümkün değildir. Bu tez açıkça anayasanın ihlal edileceğinin ilanıdır." dedi.
"SEÇİLMİŞ İRADEYİ TASFİYE ETME PROJESİ"
6'lı masa liderlerinden gelen açıklamaların demokrasiye aykırı olduğunu vurgulayan Uçum, "Anayasaya göre yüzde 50'den fazla oyla seçilen Cumhurbaşkanı yürütme görevini üstlenir. Müthiş bir toplumsal tabana dayalı meşru bir sistem var. Fakat hiçbir toplumsal karşılığı olmayan birileri gelecek yüzde 50 den fazla oy almış Cumhurbaşkanı ve yetkisine ortak olacak veya müdahale edecek! Bunun demokrasiyle ilgisi yoktur. Hani bunlar demokrasiyi geliştirmeyi istiyorlardı? Fakat bu kurgu proje tamamen demokrasiye aykırıdır. Neyin projesidir bu? Seçilmiş iradeyi tasfiye etme projesidir." şeklinde konuştu.
"ANAYASANIN İHLAL EDİLECEĞİNİN İTİRAFI VAR
"Seçilecek Cumhurbaşkanına yürütme görev ve yetkisinin verilmeyeceği söylenerek Anayasanın ihlal edileceğinin itirafı var. Ülke Liderliği buna müsade eder mi? Halkımız buna geçit verir mi.? Söylenecek tek şey var: 2023'de tüm Türkiye karşıtı şebekeler halkın iradesiyle ve demokratik meşruiyete dayanan devlet organları eliyle tasfiye edilecek."
HUKUK VE SİYASET NAZARINDA KARŞILIĞI YOKTUR
Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi (TÜRKAD) Başkanı Mehmet Sarı, "Halkın oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanı üzerinde bir vesayet organı kabul edilemez. Anayasadan yetkisini almayan hiçbir makam ve organ Cumhurbaşkanı üzerinde bir karar mercii olarak hareket etmesi mümkün değildir. Bu yöndeki hükümet etme girişimleri her şeyden önce anayasadan yetki almayan kişilerin ya da organların yetki gaspıdır.
Hayal ettikleri seçilecek cumhurbaşkanı üzerinden kendilerini karar makamı haline getirme çabalarıdır. Böylece cumhurbaşkanının alacağı kararlar üzerinde hak sahibi olma iddiasında bulunmaktadırlar. Böylece kontrol altında olacak cumhurbaşkanı üzerinden herhangi bir seçime girmeden kaynağını Anayasadan almayan hakları kullanma çabası olduklarını göstermektedir. Açıkça ifade edebilirim ki ne hukuk nazarında nede siyaseten bu önerilerin herhangi bir karşılığı yoktur."