Başkan Recep Tayyip Erdoğan dün akşam Üsküdar Burhan Felek Salonu'nda düzenlenen 3. Uluslararası İlahiyat Gençlik Buluşması ve İlahiyat Yıldızları Ödül Töreni'ne katıldı. Erdoğan, özetle şunları kaydetti:
28 Şubat'ın canlı şahitleri o meşum günlerde yaşanan hukuksuzlukları, adaletsizlikleri ve hak gasplarını çok iyi hatırlıyor. Bizler de gerek siyasetçi gerek ebeveyn olarak milletimizin evlatlarına yapılan zulümleri yakinen biliyoruz. Rabb'im bir daha bu milleti tek parti faşizmi özentisi darbeci zihniyetin insafına bırakmasın diyoruz. Sevgili gençler, aziz milletimizin desteği ve Rabb'imizin yardımıyla bin yıl sürecek denilen 28 Şubat karanlığına 3 Kasım 2002 seçimleriyle hamdolsun hep birlikte son verdik. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak şiarıyla ülkemizde, demokrasinin, özgürlüklerin ve adaletin olduğu yeni bir dönemi başlattık.
Başı açık veya başörtülü ayrımı yapmadan gençlerimiz başta olmak üzere tüm kadınlarımıza kamuda fırsat eşitliği sağlıyoruz. E şimdi ana muhalefetin başındaki zat çıktı. Ne dedi? Gelin dedi şu anda başörtüsüyle ilgili yasal bir düzenleme yapalım. Yasal bir düzenlemeye gerek yok ki. Gene bize oyun mu çekmek istiyorsun? Tuzak mı kurmak istiyorsun? Eğer bu konuda samimiysen gel Anayasa değişikliğini yapalım. Çünkü biz bir daha bu tuzaklara gelmek istemiyoruz. Anayasal bir düzenleme yapalım ve bu işi bitirelim. Şimdi anayasal düzenleme metnini Meclis'e gönderdik. Samimiyetlerini göreceğiz. Bakalım bu konuda samimi mi değil mi? Göreceğiz.
Türkiye'de ne sebeple olursa olsun hiçbir gencimizin hak kaybına uğramadığı, gelecek kaygısı yaşamadığı iklimi tahkim etmekte kararlıyız. Bunu da birileri gibi sosyal medyadaki sahte demokrasi şovlarıyla değil, gerekirse Anayasa'yı değiştirmek dahil hukuki yollarla gerçekleştireceğiz. Çetin mücadeleler neticesinde bedel ödeyerek elde ettiğimiz demokratik kazanımları kendini hâlâ vesayetin aparatı gibi gören güruhun ihtiraslarına kurban edemeyiz.
Haftalardır şahit olduğumuz kimi olaylar bize tek parti zihniyetinin halen pusuda beklediğini göstermiştir. Hepimizin içini acıtan bir istismar vakası üzerinden 28 Şubat heveslisi kesim, hemen içlerindeki kin ve nefreti kusmaya başlamışlardır. Oysa şöyle geriye doğru baktığımızda bugün ortalığı yıkanların geçmişinin ne kadar kirli, ne kadar çifte standartla dolu olduğunu görebiliyoruz.
Ne dediler? Helalleşme. Böyle çağrı yaptı. Ajans mahsulü kötü bir tiyatrodan, sadece bir göz boyamadan ibaret olduğu bu vesileyle ortaya çıktı. Tek parti zihniyetinin değişmediğini ve asla değişmeyeceğini, 85 milyon olarak hep birlikte yeniden görmüş olduk. Sunduğumuz Anayasa değişikliği teklifiyle işte tüm bu habis niyetlerin önüne set vurmayı hedefliyoruz. Böylece başörtüsünü anayasal güvence kazandırırken sapkın akımların hedefi haline gelen aile müessesesini de bu Anayasa metnine inşallah koyacağız.
Temennimiz teklifimizin, insanımızın beklentilerine uygun şekilde en geniş mutabakatla Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçmesidir. Şayet gereken çoğunluk sağlanamaz, bu süreçte bir yol kazası yaşanırsa elbette son sözü yine milletimiz söyleyecektir. İnşallah referanduma gerek kalmadan Meclis'imizdeki akıl, vicdan, sorumluluk sahibi milletvekillerimizin de güçlü desteğiyle bu meseleyi kalıcı bir çözüme kavuşturacağımıza inanıyorum.
2023 seçimleri çok büyük önem taşıyor. Türkiye bu seçimlerde sadece gelecek 5 yılının değil, gelecek 25 yılının, 50 yılının, hatta 100 yılının nasıl olacağına karar verecektir. Milletimiz ya 20 yıl öncesinin kaotik günlerine geri dönecek ya da aydınlık yarınlarına yürümeye devam edecektir.
Gençlerimizden sandığa gittiklerinde oylarını kullanmadan önce sadece iki siyasi ittifak arasında değil, aynı zamanda iki Türkiye arasında da bir tercih yaptıklarını unutmamalarını istirham ediyorum.