Adnan
Oktar Suç Örgütüne yönelik karar İstinaf Mahkemesi tarafından usulen bozuldu. Yeniden görülen davada, Adnan Oktar ve 14 örgüt yöneticisine farklı suçlardan toplamda 8 bin 658 yıl hapis cezası verildi. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi 10 bin 393 sayfalık gerekçeli kararını açıkladı. Gerekçeli kararda ilk olarak Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü'nün kuruluşu, işlevleri ve tarihsel gelişimi anlatıldı. Gerekçede, sanık Adnan Oktar'ın süreklilik kendisinin 'Mehdi' olduğunu ima eden yaklaşımlarda bulunduğu ifade edildi. Oktar'ın hadisler ve yorumlamalar yoluyla kendisinin mehdi olduğunu anlattığı değerlendirilerek mehdiyet inancını örgüt üyelerine kanıksattırmaya çalıştığı belirtildi. Örgütün tek hakim ve lider Adnan Oktar olduğu, örgüt içerisinde mehdi olarak görüldüğüne, örgüt üyeleri tarafından insanüstü özellikler atfedilen, beklenen mehdi olduğu düşünülen, Adnan Oktar örgüt üyelerince atfedilen şekli ile dini kuralları ve kutsal kitap Kur'an-ı Kerim'i kendince yorumlama ve örgütün amaç ve idealleri doğrultusunda hükümler çıkarmaya yetkili tek kişi olduğu anlatıldı. Kararda, "Bizzat örgüt lideri tarafından kurulduğu, örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda faaliyet yürüten 'Hukuk Grubu', her ne kadar hukukçu olmasa da geçmişten günümüze örgütün bütün davalarıyla ilgilediği vurgulandı. Dosya yoğunluğundan dolayı önem derecesine göre bazı örgüt dosyalarına, örgüt üyesi olmayan ancak gelecekte örgüte kazandırılması muhtemel avukatlar da hukuk grubu faaliyetlerine dahil edildiği ortaya çıktı.
TURNİKE SİSTEMİ
Kararda, örgütün turnike sisteminin Oktar tarafından kurulduğu ve erkekler tarafından eyleme dönüştürüldüğü aktararak, "Kandırılarak, hile yoluyla veya iradesi fesada uğratılarak bu sistemin içerisine sokulan kadınlar, kız çocukları kişilikleri bitirilerek ailelerinden koparılmış, yaşadıkları travma yüzünden psikolojileri bozulmuş ve örgüt lideri Adnan Oktar'ın elinde köleleştirilmiştir" ifadeleri yer verildi. Bu sistem doğrultusunda örgüte kazandırılması amaçlanan kızların 18 yaşının altında olmasının bir engel teşkil olmadığı, kanunen çocuk statüsündeki bu şahıslara organize bir şekilde hareket edilerek hile yoluyla kandırma taktikleri uygulandığı, cinsel suçlar işlenmeye devam edildiği anlatıldı.