Enerjide tam bağımsızlık yolculuğunun çıkış noktası, doğalgaz ve petrolde dışa bağımlı olmayan bir ülke inşa etme kararlılığıydı. Başkan Erdoğan'ın liderliği ve 2015- 2018 arasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yapan Berat Albayrak'ın cesur adımları, Türkiye'nin bir enerji merkezi olma yolculuğunu başlattı. 6 Nisan 2017'de Albayrak'ın Milli Enerji ve Maden Politikası Toplantısı'nda sarf ettiği "Tarihimizde ilk defa bu yıl alımını gerçekleştireceğimiz arama sondaj gemimizle, yılda en az Akdeniz'de 2 tane, Karadeniz'de 2 tane her yıl kuyu kazacağız" sözleri dev milli enerji hamlesinin ilk müjdesi oldu. Bu süreçte en önemli mihenk taşlarından biri de TPAO'nun dışarıdan platform kiralamaya son vermesiydi.
Fatih Sondaj Gemisi 2017'de TPAO'nun envanterine kazandırıldı. Fatih'i Yavuz, Kanuni ve Abdülhamid Han sondaj gemileri izledi. Türkiye, piyasa değeri 1 milyar doları aşan 4 sondaj gemisine pandemi döneminin de getirdiği fırsatları değerlendirerek 250 milyon dolar gibi düşük bir maliyetle sahip oldu. Fatih, Yavuz ve Kanuni sondaj gemilerinin finansmanı kamu ve özel bankalardan avantajlı kredi şartları çerçevesinde sağlanırken, dördüncü sondaj gemisinin finansmanı ise TPAO'nun özkaynaklarıyla sağlandı. Böylece milli enerji alanında Albayrak'ın Milli Enerji ve Maden Politikası'yla yaktığı bağımsızlık ateşi, Başkan Erdoğan'ın vizyonuyla Enerji Bakanı Fatih Dönmez döneminde de devam ettirilerek bugünkü gurur tablosunun ortaya çıkmasını sağladı. Bugün Türkiye, 4'ü sondaj 2'si sismik araştırma gemisi olmak üzere 6 gemiden oluşan dev bir hidrokarbon keşif filosuna sahip bulunuyor.