Avrupa hayaliyle yola çıkan 10'u çocuk olmak üzere aralarında kadınların da bulunduğu 40 kişilik düzensiz göçmenlerin olduğu grup Meriç Nehri üzerinden Yunanistan'a geçti. Ülkelerindeki savaştan kaçarak daha konforlu bir yaşam sürmek için Edirne üzerinden Meriç Nehri'ni geçerek Yunanistan üzerinden Avrupa ülkelerine gitmeye çalışan düzensiz göçmenler Yunan güvenlik güçleri tarafından dondurucu soğukta Meriç Nehri'nde ölüme terk edildi.
JANDARMA SAHİP ÇIKTI
Yunan unsurları tarafından kıyafetleri, telefonları ve paraları alınarak Türkiye'ye itilen 40 düzensiz göçmene jandarma ekipleri sahip çıktı. Aralarında çocuk ve kadınların da olduğu göçmenlerin ısınması için ateş yakıldı ve darp edilenlerin tedavileri için sağlık ekipleri bölgeye sevk edildi. Hastanede tedavileri tamamlanan düzensiz göçmenlere Edirne İl Göç İdaresi Müdürlüğü tarafından beslenme ve kıyafet ihtiyaçları giderildi.
"YUNAN ASKERLERİNİN KADIN-ERKEK AYRIMI YOK"
40 kişilik düzensiz göçmen grubu arasında bulunan ve ölüme terk edilen Afganistan uyruklu Zehra Etayi (19), yaşadıkları korku dolu anları anlattı. 19 yaşındaki Afganistan uyruklu Etayi, şunları kaydetti: "Biz Meriç üzerinde Yunanistan'a geçmek istiyorduk, Yunanistan'a geçtikten sonra Yunan askerleri bizi buldu. Bizi bilinmeyen bir noktaya götürdüler. Orada bizi dövdüler tüm eşyalarımızı aldılar. Değerli bütün kıymetli eşyalarımızı aldılar. Telefonlarımızı ve gıda ürünlerimizi aldılar. Daha sonra bizleri çıplak ayaklı bir şekilde Türkiye tarafına gönderdiler. Karakol tarzı bizim bilmediğimiz bir yere götürdüler. Biz 4 kişi olarak geçtik fakat gittiğimiz noktada 45 kişilik bir grup vardı. Hepsi Afgan uyrukluydu. Yunan askerinin kadın ya da erkek ayrımı yok. Bizlere kötü davrandılar. Bizleri dövdüler hatta kadınlara da üst araması yaptılar. Bizi çok kötü bir yerde muhafaza ettiler. Orada yemek ya da su vermediler hatta bizlere pis su içirdiler. Bizleri bir araca bindirdiler. Aracı Türkiye tarafı gümrük duvarına getirdiler. Oradan sonrada Türk tarafına geçirdiler. Türk tarafına geldikten sonra Türk askeri bizim için ateş yaktı. Bizim için yemek, içecek verdiler. Daha sonra sabah bir otobüsle bizi buraya gönderdiler. Türk askerlerine çok teşekkür ediyorum bizlere çok iyi davrandılar."
"O KADAR DÖVDÜLER Kİ BAYILDIM"
Yunanistan güvenlik güçleri tarafından yakalandıktan sonra bayılana kadar darp edildiğini belirten İran uyruklu Alınır Rashidi (21), Yunanistan tarafında 4-5 kişi tarafından bilinci kapanana kadar darp edildiğini söyledi. Botlara bindirilerek Türkiye sınırına yakın bir noktada silah zoruyla suya atıldıklarını belirten Rashidi: "Biz o tarafa geçtik orada askerler bizi yakaladı. Rehber kaçtı. Yunan askerleri bizi dövdü. Rehberin nereye gittiğini sordular. Bilmediğimizi söyledik bize daha sert vurdular. Bizi bir araca bindirdiler. Meriç'e doğru geri gönderdiler. Orada bizim eşyalarımızın hepsini aldılar. Bazılarını yeniden dövdüler. Kıyafetlerimizi, ayakkabılarımızı, paralarımızı ve cep telefonlarımızı aldılar. Sonra botlarla bir kısmımızı Türkiye'ye geri gönderdiler, bir kısmımızı da nehrin ortasında suya attılar. Ben de onların arasındaydım. Yüzerek Türkiye'ye geldik. Türkiye'nin askerleri ateş yaktılar. Yunanistan tarafında 4-5 kişi dövdü, beni o kadar dövdüler ki bayıldım. Yumrukla, tekmeyle sopalarla ellerine ne geçerse onunla vurdular. Tanınmaz haldeydim, gözlerim şişmişti şimdi çok daha iyiyim. Ateş yaktılar daha sonra ambulansa haber verdiler. Hastaneye götürdüler beni. Sonra buraya geldik. Şimdi ben çok daha iyiyim" ifadelerini kullandı.
"SİLAH GÖSTEREREK NEHRİN İÇİNE İNDİRDİLER"
Düzensiz göçmenlerin arasında Yunanistan güvenlik güçleri tarafından öldüresiye dövülen ve vücudunun bazı bölgelerinde morluklar meydana gelen Fas uyruklu Abdülsamed Gamda (21), Yunanistan askerleri tarafından kıyafetlerini alındıktan sonra sopalarla saatlerce darp edildiklerini söyledi. 10 kişi botlara bindirilip silah zoruyla suya atıldıklarını belirten Fas uyruklu Gamda: "Bot yardımıyla 4 kişi karşıya geçtik. Bir tren yoluna vardığımızda Yunan askerleri bizi yakaladılar. Bizi yere yatırdılar kıyafetlerimizi paramızı aldılar. Sopalarla bize vurdular. Bizi araca bindirip kampa götürdüler. Kampta sadece iç çamaşırıyla kaldık. Daha sonra geri gönderilmek üzere yola çıktık. Araçlara bindirdiler. Araçlarda yaklaşık 40 kişi vardı. Türkiye sınırına yakın bir yere tel örgülerin yakınına getirdiler. Bizi 10'ar kişi olarak botlara bindirdiler. Botları kullanan 2'şer kişi vardı. Suyun ortasında bize silah göstererek nehrin içine indirdiler. Kendi imkânlarımıza Türkiye tarafına geçtik. Türk askeri bizi gördü, bizim için ateş yaktılar bize giysiler verdiler" dedi.