Düzce'nin Gölyaka ilçesinde dün sabaha karşı meydana gelen, 80 kişinin yaralanmasına ve evden çıkarken düşen bir kişinin de yaşamını yitirmesine neden olan deprem, riskli bina gerçeğini yeniden gündeme getirdi.
Özellikle Düzce'de çoğu vatandaşın geceyi dışarıda geçirdiği görülürken, İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye'de depreme karşı riskli binaların güçlendirilmesi veya dönüştürülmesinin önemi yeniden dile getirildi.
Vatandaşların binalarına bir an önce dayanıklılık testi yaptırması gerektiğini aktaran uzmanlar, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca güçlendirme ve dönüşüm konusunda verilen desteklerden tüketicilerin yararlanabileceği uyarısında bulundu.
TÜRKİYE GENELİNDE 3,2 MİLYON KONUT YENİLENDİ
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 12 Kasım'da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "3 milyon 200 bin konut yenilendi, 81 ilde 922 ilçede 250 bin konutun dönüşümü sürüyor. 6,6 milyon ev ve iş yeri denetimi tamamlandı. 24 milyon vatandaşımız depreme dayanıklı konutlarda oturuyor." ifadelerini kullanmıştı.
Kurum, 2035 yılına kadar kentsel dönüşüme girmemiş tek yapı bırakmamayı hedeflediklerini belirterek, İstanbul'da hayata geçirilen 788 bin konutluk kentsel dönüşüm kapsamında ise 39 ilçede 695 bin konutun yenilendiğini ve 93 bin konutun da dönüşümünün sürdüğünü bildirmişti.
MUHTEMEL ŞİDDETLİ BİR DEPREMDE İSTANBUL'DAKİ 491 BİN BİNANIN HASAR ALMASI BEKLENİYOR
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün verilerinden derlenen bilgilere göre, İstanbul'da yaşanması muhtemel 7,5 ve üzeri büyüklüğe sahip bir depremde megakentte bulunan 1,2 milyon civarındaki binadan 491 bininin hasar alması bekleniyor.
Söz konusu senaryoda 13 bin 492 binanın çok ağır, 39 bin 325 binanın ağır, 136 bin 746 binanın orta, 300 bin 963 binanın ise hafif hasar alması öngörülüyor.
İstatistiklere göre, İstanbul'da bir binada 12,72 kişi yaşadığı göz önüne alındığında hasar alması beklenen binalarda 6,25 milyon kişinin kaldığı düşünülüyor. Çok ağır ve ağır hasar alması beklenen binalarda ise 671 bin 832 kişinin yaşadığı tahmin ediliyor.
9,4 MİLYON ADET KONUTUN SİGORTASI BULUNMUYOR
DASK verilerine göre, ülke genelindeki 20 milyon 32 bin adet konutun yüzde 46,9'unun deprem sigortası bulunmuyor. Bu rakam, 9 milyon 389 bin 355 adet konutun sigortasının olmadığı anlamına geliyor.
Sigortalılık oranında yüzde 61,4 ile Marmara Bölgesi ilk sırada yer alırken, Marmara'yı, yüzde 54,3 ile Ege, yüzde 49 ile Doğu Anadolu, yüzde 48,5 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi izliyor. Konutların sigortalılık oranının İç Anadolu'da yüzde 48,2, Akdeniz'de yüzde 47,3, Karadeniz'de ise yüzde 44,1 olduğu görülüyor.
"MALİYET VE SÜRE AVANTAJI GÜÇLENDİRMEYE RAĞBETİ ARTIRIYOR"
Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkanı Sinan Türkkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son 3 yılda yaşanan depremler ve Kovid-19 nedeniyle güçlendirmeye talebin arttığını söyledi.
Vatandaşlarda güçlendirme isteğinin artmasında inşaat maliyetlerindeki artışın da etkili olduğunu vurgulayan Türkkan, "Vatandaşlarımızda güçlendirme konusunda bilinç de artmaya başladı. Dönüşüme göre yüzde 60'a varan maliyet avantajı ve çok daha kısa süre gerektirmesi nedeniyle güçlendirme vatandaşlarımıza daha cazip gelmeye başladı." dedi.
Türkkan, güçlendirmenin tamamen bilimsel metotlarla gerçekleştirildiğini, bu konuda süren uzun çalışmalar sonrası en ideal yöntemlerin belirlendiğini aktararak, şunları kaydetti:
"Riskli binayı tespit ederken öncelikle laboratuvar çalışması ve zemin etütleri yapılıyor. Ardından sırasıyla statik analiz, maliyet analizi ve uygunluk analizini çıkarıyoruz. Son olarak, yapılması gerekenleri tespit ediyoruz ve binanın güçlendirileceğine ya da dönüştürüleceğine karar veriyoruz. Yeni yapılmış bina da, güçlendirilmiş bina da depremde can güvenliğini sağlamak üzere projelendirilir."
"VATANDAŞLAR, BİR AN ÖNCE DAYANIKLILIK TESTİ YAPTIRMALI VE BİNALARINI GÜÇLENDİRMELİ"
Sinan Türkkan, İstanbul'da muhtemel deprem senaryolarının sürekli dillendirildiğini ve şiddetli bir deprem beklendiğini ifade ederek, bu sorunun ancak güçlendirme ile çözülebileceğini söyledi.
Vatandaşlardan binalarına bir an önce depreme karşı dayanıklılık testi yaptırmalarını ve hasar alması beklenen konutları hızlıca güçlendirmelerini isteyen Türkkan, "Dünyanın neresine gidilirse gidilsin konuyla ilgili tüm ilim insanları, 'güçlendirmenin ne kadar önemli ve hayat kurtarıcı' olduğunu belirtiyor. Bütün konutları dönüştürmek mümkün değil, buna gerek de yok. Önceliğimiz daha az maliyetle ve daha kısa sürede güçlendirmek, mümkün değilse dönüştürmek." ifadelerini kullandı.
Türkkan, orta ve hafif hasar alacak binaların güçlendirmeyle çok rahat kurtarılabileceğini belirterek, "Yani Kandilli Rasathanesi'nin raporunda yer alan 491 bin binanın yüzde 90'ını güçlendirerek kurtarabiliriz." dedi.
"BELEDİYELER DAYANIKSIZ BİNALARIN TESPİTİ İÇİN SEFERBER OLMALI"
Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören de "kentsel dönüşüm kanunu" olarak bilinen 6306 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden bu yana geçen 10 yılda hangi konutların depreme dayanıksız olduğunun tespit edilemediğini söyledi.
Depreme dayanıksız olduğu belirlenen konutların idareler tarafından 60 gün içerisinde tebligatla boşaltılmasının istenmesinin konutların idareler tarafından tespitini engellediğini belirten Öngören, belediyelerin bu konuyu ihmal etmemesi ve depreme dayanıksız konutları tespit etmek için seferber olması gerektiğini kaydetti.
Riskli yapıların dönüşümü ve güçlendirilmesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca sağlanan destekleri kullanarak vatandaşların harekete geçebileceğine işaret eden Öngören, "Öncelikle binaların güçlendirilmesini öneriyorum. İlgili mühendislerle ortaya çıkarılacak projelerde çok iyi ve teknolojik malzemeler kullanılarak binalar güçlendirilebilir. Çünkü yıkıp yeniden yapmak çok daha maliyetli." diye konuştu.