Kredi ve Yurtlar Kurumu'na (KYK) bağlı Cevizlibağ Atatürk Kız Öğrenci Yurdu, İstanbul'da 'öğrenci yurdu' denilince ilk akla gelen yerlerden biri... Yaklaşık 6 bin 600 kız öğrencinin barındığı yurtta kalan öğrencilerin bir günlerini nasıl geçirdiklerini yerinde gözlemledik. Öğrenci gibi davranarak 24 saat boyunca yurt yaşamını deneyimlediğimiz ziyaretimizde bize, Spor Bilimleri Fakültesi 2. Sınıf öğrencisi Nisa Ertal ve Biyomühendislik 2. Sınıf öğrencisi Karina Buran eşlik etti.
PARMAK İZİYLE GİRİŞ
Parmak izi okutarak girdiğimiz yurtta çok geniş bir bahçe karşıladı bizi. 7 bloktan oluşan yurtta, kantinden kütüphaneye, spor salonudan kuaföre kadar birçok sosyal alan bulunuyor. Nisa ve Karina ile birlikte yemekhanede kahvaltı yaparak güne başladık. Geçen yıla kadar birden fazla seçenekleri olan öğrenciler, kendilerine verilen belli bir kotayı aştıklarında üzerine para ödüyordu. Bu yıl fiks menüye geçildiği için öğrenciler hiçbir ek ödeme yapmadan kahvaltı edebiliyor. Kahvaltımızda zeytin, peynir, çikolatalı fındık kreması, ıspanaklı veya patatesli börek, çay, ekmek ve su vardı. Ayrıca 'al götür' denilen sandviç, gözleme seçeneği de bulunuyor. Konuştuğumuz öğrencilerden bazıları kahvaltının iyi olduğunu, bazıları ise tam doyurucu olmadığını söylüyor.
HAFTADA İKİ KEZ TEMİZLİK
Kahvaltıdan sonra Nisa'nın odasına çıktık. Yurdun 6 bloğunda odalar 4 kişilik. Bir bloğunda ise 6 kişilik. Herkesin kendi odasında banyosu, tuvaleti, kişisel bir dolabı ve çalışma masası var. Yurt odaları haftada iki kez detaylı bir şekilde temizleniyor ve öğrenciler haftanın belirli günlerinde nevresimlerini kendileri değiştirebiliyor. Her katta birer etüt odası var. Öğrencilerin çoğu yurtta internet hızının yetersiz olduğunu belirtiyor. Konuştuğumuz pek çok öğrenci bu nedenle özellikle online dersler için de okula gitmek zorunda kaldıklarını söylüyor.
SPOR SALONU 24 SAAT AÇIK
Bahçeyi gezdikten sonra iki katlı kütüphanenin yolunu tutuyoruz. Karina, en çok kullandığı alanlardan birinin ders çalışma alanları da bulunan kütüphane olduğunu söylerken, Nisa ise en sevdiği alanın spor salonu olduğunu anlattı. Bir sonraki istikamet spor salonu oldu. Fitness alanının yanı sıra voleybol, basketbol, masa tenisi gibi oyunlar için de bölümler mevcut. 24 saat açık olan spor salonunda haftada 2 gün 3'er seans zumba dersleri de veriliyor. Türkiye'deki tüm KYK yurtlarında olduğu gibi burada da psikolog, hemşire ve bir manevi danışman öğrencilere destek oluyor.
AKŞAM YEMEĞİNİ PUANLADIK
Nisa'nın çamaşırlarını yıkamak için çamaşırhaneye uğruyoruz. Her bloğun girişinde çamaşırhane var. Kurutma makinesi de büyük kolaylık sunuyor. Tabii yıkama ve kurutma için sıraya isim yazdırmak önemli. Daha sonra akşam yemeğine geçtik. Farklı bir şey deneyip yediklerimize puan vermeye karar verdik. Nisa, Karina ve sohbet ettiğimiz diğer öğrenciler, akşam yemeklerinin kahvaltıya göre daha başarılı olduğunu söyledi. Menümüzde nohut yemeği, etli mantar sote, bulgur pilavı, mahlata çorbası, havuç çorbası, salata, ekmek ve su vardı. Fiks menüde öğrenciler etli ya da etsiz yemeklerden birini seçiyor. Lezzete ve doyuruculuğa yüksek puan verdik ama biraz soğuk olduğundan puan kırmak zorunda kaldık. Yemek sonrası odalarımıza çekildik ve dışardan tatlı söyledik. Öğrenciler yurda en geç 23.00'e kadar girebiliyor ve en geç 23.00'te çıkabiliyor. Dışarıdan siparişler için son saat de 23.00.
METROBÜS VE TRAMVAYA YAKIN
Akşam yemeğinin ardından Karina'yı ders çalışması için odasına uğurladık. Geceyi Nisa'nın odasına geçirdim. Bir şeyler atıştırıp sohbet ettikten sonra çok geç olmadan uyuduk. Ertesi gün ise yine erken saatlerde uyanıp kahvaltı ettikten sonra Nisa ve Karina ile vedalaşıp yurttan ayrıldım. Böyle büyük ve kapsamlı bir yurtta bir öğrenci, hem barınma hem beslenme hem de sosyal anlamda fazlasıyla destekleniyor. Metrobüs ve tramvaya çok yakın olması ise yurdun en cazip özelliği.