TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, geçtiğimiz günlerde terör örgütüne destek ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik iftirası nedeniyle tutuklanmıştı. Boğaziçi Film Festivali'nde ödül alan Özcan Alper ise Fincancı'ya destek veren açıklamalarda bulundu. Oyuncu Burak Haktanır ise o anlarda skandala sessiz kalmayarak Alper'e salonda tepki gösterdi. İşte bu tepki sonrası Türkiye'nin her yerinden Haktanır'a destek yağdı. Haktanır, konuyla ilgili A Haber'de önemli açıklamalarda bulundu.
İşte oyuncu Burak Haktanır'ın açıklamaları...
"TSK BU MİLLETİN GÖZBEBEĞİDİR"
Bu olayın bu kadar çok konuşulma nedeni saldırının yapıldığı kurumun itibarından kaynaklı. TSK bu milletin gözbebeğidir. Toplumun her kesimin değeridir. Yıpratılmaması gereken bu önemli kuruma alçakça iftira ve saldırı olunca, ona karşı yapılan savunma da bu kadar milletin gönlünde anlam kazandı. Ben buna bağlamaktayım.
Herhalde bu çıkışın çok alışık olunmayan bir meslek gurubundan geliyor oluşu zannedersem biraz da ilgi çekti. Bu derece çirkinleşen propagandayı ilk defa denediler. Yani hatırladığım kadarıyla.
"BU KADAR AĞIRINI İLK DEFA GÖRÜYORUZ"
TSK'ya bu anlamda bu kadar ağırını ilk defa görüyoruz. Kameraların ve toplumun gözüne baka baka bir insan bu kadar yalan söyleyebilir mi? Fincancı'nın ne söylediklerini biliyor! Bilmez olur mu?
Şimdi ben 2 gündür çok sayıda programa katıldım. Sonuncusu da bu programdır. Katılmaya arzu etme nedenlerimden biri bu yansıyan görüntülerin öncesi ve sonrası var. Bunları anlatabilme adına ben programlara çıkmayı kabul ediyorum.
Bu görüntünün öncesinde adı geçen Özcan Alper, çok uzun bir konuşma yaptı. Sonra ödülünü aldı. Ben oyunculuk gereği bu festivalleri elimden geldiğince takip etmekteyim.
"NEREDEN FONLANIYORLARSA..."
Festivaller başka bir şeye dönüştü. Çıkan siyasi göndermeler yapabileceği ortama dönüştürmeye çalışıyor. Festivalin, sanatın, medyanın, sinemanın bir karşılığı var insanlarda.
O yüzden orada bir konuşma sokakta yapacağı konuşmadan daha etkilidir. Bu sebeple bu tür ortamları seçiyorlar.
Farklı nedenleri de vardır. Lobiler ve yönlendirmeleri. Nereden fonlanıyorlarsa onların talepleri doğrultusunda konuşmalar.
Çok ses getireceği için bu programları tercih ediyorlar. Milletin gözünün içine baka baka "Sırf barış için dediği için" diyor. Böyle bir şey olmaz. "Ben Şebnem Korur Fincancı'ya ithafen alıyorum" dese bile itiraz ederdim. Ama konuştuğumuz konu başka olurdu. Bu göz göre göre başka sebepten alındı diyor. Dünyanın neresinde kim barış talebinden dolayı bu muameleye maruz kalabilir. Ambalajın arkasına başka bir şeyler sıkıştırıp!
"HAZIRMIŞ ZATEN DUVAR SIKILMIŞ BİR YUMRUĞA"
Salonda yaşananlara ve oyuncuların tavrına değinen Burak Haktanır sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa" sözleri aklıma geldi. O kadar hazırmış ki salon. O salonun hali sektörün halidir. Sanat camiası diye çok geniş yelpazede tutmak doğru olmaz. Tamamına vakıf değilim. Oradan anlayabiliriz. İkna etmesine gerek yok hazırlar zaten.
Özcan Alper, Fincancı ile dostluklarının öncesine değiniyor. "Her sıkıştığımızda ona giderdik ve yardım ederdi diyor." diyor. "Fincancı için bu ödülü alıyorum" deyince salonda destek alkışı koptu ve sahneden indi.
Ben o sahnedeyken ona laf atmadım ve provoke etmedim. İndi sahneden ve yanıma doğru gelirken "Neden yalan söylüyorsun" dedim. "Efendim anlayamadım" dedi ve "Kaç defa sesleneceğim" dedim.
Akabinde Selcan hanım çıktı. Konu benim adıma kapanmıştı Üzerime düşeni söyledim ve tepkimi ortaya koydum. Durup durukken bana sataştı. Ben ciddi bir şeyden bahsediyorum! O da benim konuşmamın içeriğine dem vurmaktansa konuşma biçimime takılıyor.
Ortaya çıkan sonuç ise bir önceki arkadaşa destekti. Salonda yapılan alkış üzülerek söylüyorum ki bana değildi. O alkışın büyüğü Selcan'a idi ve beni susturmak için bir yöntemdi. Ben kendimi zor ifade ediyorum Mikrofonda yok. Sağdan gelen sesler "Kes, sahnedekine saygın olsun, uzatma, yeter" gibi sesler bunu de destekliyor. Beni batırmaya çalıştılar. Kendimce protestomu ortaya koydum ve salonu terk etmek üzereydim. Bu arda ben salondan çıkarılmadım, kendim çıktım. Zaten oraya doğru yürümekteydim. Kapıya doğru giderken sunucu sataştı bana.
SUNUCUNUN "TSK KENDİNİ SAVUNAMAZ MI? SÖZLERİ?
"Sana mı kaldı diyor!" Evet, bana kaldı. Herkese kaldı. TSK bu milletin gözbebeğidir. En değerli kurumlarından biridir. Böyle alçak saldırıda TSK'yı savunmak hepimizin görevidir.
Bende ona cevap olarak; "PKK kendini savunamaz mı? Şebnem kendini savunamaz mı? Onları savunmak da size mi düştü" dedim. Bu seferde" TSK kendini savunacak güçtedir" şeklinde çıkış yaptı. Sunucunun o lafı da havada kaldı.
(Sunucu) Korhan Abay bunu anlayacak kapasitede bir adam. Çok rahat krizi yönetebilecek bir adam. Konuyu farklı yere çekti. Madem öyle "Ver bakalım o ödülü geri niye demiyorsun niye lafın onlara değil de bana?"
.