Diyarbakır'ın Silvan ilçesindeki evinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ağırlayan 'Hanım Ağa' lakaplı Suna Kepolu Ataman, "İkinci kez bir Cumhurbaşkanı'nı ağırlama şerefini yaşadık" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen pazar günü toplu açılış töreni için bulunduğu Diyarbakır'da, sürpriz bir şekilde Adalet ve Kalkınma Partisi Kadın Kolları MKYK Üyesi ve Diyarbakır İl Başkan Yardımcısı Suna Kepolu Ataman'ın Silvan ilçesinde bulunan evine konuk olmuştu. Daha sonra ise dışarıda vatandaşlara hitap etmişti.
'KÜRT HALKINA SAHİP ÇIKTI'
Suna Kepolu Ataman, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın evine yaptığı ziyareti anlattı. Erdoğan'ın Diyarbakır'a gelişinin çok güzel olduğu değerlendirmesinde bulunan Ataman, "Diyarbakır ve Kürt halkının Cumhurbaşkanı Erdoğan'a güveni ve inancı devam ediyor. Bunu iki yıldır sahadaki siyasetimde görüyorum. Allah, bin kere razı olsun. Cumhurbaşkanımız Kürt halkına sahip çıktı. Çok sayıda reformlar çıkarttı. Artık korkmadan, gururla Kürt'üz diyoruz. Bu, bizler için çok önemlidir. Cumhurbaşkanımızın gelişinde hem bir heyecan vardı, hem de çok güzel geçti. Özelikle 12 Eylül darbesinde ve geçmişte çok acılar yaşanılan Diyarbakır Cezaevi'nin Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredilmesi ve müze olması çok anlamlıydı" dedi.
O EVE ÖZAL DA KONUK OLDU
Merhum 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın da 1986'da evlerini ziyaret ederek kendilerini şereflendirdiğini belirten Ataman şunları söyledi: "Pazar günü de Cumhurbaşkanımız şeref verdi. O ev iki kez Cumhurbaşkanı ağırladı. Cumhurbaşkanımızla siyasi olarak bir ilişkimiz yok. Ben İl Başkan Yardımcısı'yım veya kadın kollarında MKYK üyesiyim diye öyle bir ilişkimiz yok. Baba-evlat ilişkisi var. Ben baba gözüyle bakıyorum. Cumhurbaşkanımızla konuşurken dedi ki, 'Bir gün ben de gelirim, rahmetli Özal gelmişse o eve, o yere ben de geleceğim. O koltukta ben de oturacağım' dedi. 2-3 yıl oldu, dün kısmet oldu. Silvan'da yapılacak Organize Sanayi Bölgesi ve Silvan Barajı konuşuldu. Bu çok önemli."
Cumhurbaşkanı'nın kendilerine unutulmayacak bir gün yaşattığını ifade eden Ataman, "O an babam sanki bizimleydi. Anlatılmaz bir duygu. Ev içerisindeki sohbet, aile sohbetiydi. Siyaset konuşulmadı. Tam bir aile ortamıydı" dedi.