İslam İşbirliği Teşkilatı 12'nci Enformasyon Bakanları Konferansı sona erdi. Gün boyu süren oturumların ardından alınan kararlar İletişim Başkanı Fahrettin Altun tarafından açıklandı. Fahrettin Altun, konferansın tekrar toplanmasına öncülük etmekten büyük memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
"KONFERANS BAŞKANLIĞINI TÜRKİYE OLARAK DEVRALDIK"
Altun, "Gerek ulusal, gerek bölgesel, gerekse küresel çapta karşı karşıya kaldığımız sınamaların bir boyutu da medya, iletişim ve enformasyon alanında yaşanıyor. Ve bu sınamaları aşmak için en önemli aracımız dost ülkelerin aralarında kuracağı iş birliğidir. Konferansın bu alandaki güncel sorunlara çözüm üretmek noktasında önemli bir işlevi olduğuna inanıyoruz. Bugün ayrıca Konferans başkanlığını, Türkiye olarak devraldık. Onur duyarak üstleniyoruz, bu sorumluluğu, büyük bir hassasiyetle yerine getirmek için gayret sarf edeceğiz" dedi.
"MEDYA ALANINDAKİ İŞ BİRLİĞİMİZİ DAHA İLERİ NOKTALARA TAŞIYACAĞIZ"
Altun, "Bugünkü toplantımızın somut çıktılarından biri de İslam İşbirliği Teşkilatı Medya Forumu hakkında oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın da dünkü hitabında talimat verdiği üzere, İstanbul merkezli faaliyet gösterecek olan İslam İşbirliği Teşkilatı Medya Forumu'nu aktifleştirdik ve önemli bir platform olarak hayata geçirdik. Bildiğiniz üzere, bu Medya Forumu'na dair çalışmalar Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığımız uhdesinde sürdürülecek. Teşkilat üyesi ülkelerin de katkılarıyla bu forumla medya alanındaki iş birliğimizi daha ileri noktalara taşıyacağımıza inanıyorum" diye konuştu.
"İSTANBUL DEKLARASYONU'NU KABUL ETMİŞ BULUNUYORUZ"
Altun, "Hakikat Ötesi Dönemde Dezenformasyon ve İslamofobi ile Mücadele temasıyla düzenlediğimiz konferansımızda, bu doğrultuda atacağımız müşterek adımları istişare ettik. Hiç kuşkusuz, dezenformasyon ve İslamofobi, uluslararası alanda medya ve enformasyon bağlamında kurulan sömürge düzeninin kullandığı stratejiler arasında yer alıyor. Dolayısıyla bu sömürge düzenine karşı, dayanışma içinde etkin ve çok boyutlu bir mücadele vermek zorundayız. Biz de bu amaçla bugün Konferansımızda İstanbul Deklarasyonu'nu kabul etmiş bulunuyoruz. İstanbul Deklarasyonu, dezenformasyon ve İslam karşıtlığıyla mücadele açısından sınamalarla boğuştuğumuz bu dönemde son derece anlamlı ve kritik bir içeriğe sahiptir" dedi.
"SİSTEMATİK DEZENFORMASYONLA MÜCADELENİN ÖNEMİNİ VURGULADIK"
Altun, "Deklarasyonda, içinde bulunduğumuz dijital çağda sistematik dezenformasyonla mücadelenin önemi vurgulanmıştır. Dezenformasyon faaliyetleri ve yalan haberlerin, bireylerin ve ülkelerin güvenliklerinin yanı sıra dünyanın dört bir yanındaki Müslüman toplumu ve azınlıklar için oluşturduğu tehdide işaret ettik. Dezenformasyonla mücadelede İslam ülkelerinin iş birliğini güçlendirecek somut adımları ele aldık. Hiç kuşkusuz, hakikat ötesi çağda dezenformasyonla mücadele kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler gerektiriyor. Bu doğrultuda yasal altyapıların güçlendirilmesinin yanı sıra medya okuryazarlığının yaygınlaştırılması ve teyit mekanizmalarının geliştirilmesi hususunda ortak bir vizyon ortaya koyduk" diye konuştu.
"FİLİSTİN DAVASINA BAĞLILIĞIMIZI BİR KEZ DAHA TEYİT ETTİK
Altun, "İstanbul Deklarasyonunda ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı'nın kuruluş gayelerinden biri olan Filistin davasına bağlılığımızı bir kez daha teyit ettik. Filistinli kardeşlerimizle dayanışmamızı tekrar vurguladık. Filistin Haber ve Enformasyon Ajansına destekte bulunulması yönünde müşterek bir karar aldık. Üye ülke medyalarında İsrail'in Kudüs'teki hukuksuz eylemlerine daha fazla yer verilmesi ve İsrail'in propaganda faaliyetlerine karşı Filistin halkının yaşadığı mağduriyetin uluslararası kamuoyuyla daha fazla paylaşılması yönünde bir irade koyduk. Bu kararın İslam dünyasının ve aslında tüm uluslararası camianın bu önemli soruna daha fazla hassasiyet göstermesini temenni ediyoruz" dedi.
"TERÖR ORTAK ŞEKİLDE KINANMALIDIR"
Altun, "İstanbul Deklarasyonunda, İslam dünyasının şiddet, aşırılık, radikalizm ve terörün her türünü ortak bir tavırla kınadığını tekrar ifade ettik. Nereden gelirse gelsin, şiddet şiddettir. Nereden gelirse gelsin, terör terördür ve ortak şekilde kınanmalıdır. İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliği'nin terör, şiddet ve aşırılığı reddeden, diyalog ve birlikte yaşama çağrısında bulunan sosyal medya kampanyaları düzenlemesi konusunda mutabık kaldık. Bu girişimin yeni medya mecralarında İslam ve Müslümanlar hakkındaki olumsuz ve haksız algıyla mücadele için bir vasıta olacağını düşünüyoruz" diye konuştu.
MÜLTECİ VE EV SAHİPLİĞİ YAPAN ÜLKELERE VERİLEN DESTEĞİN ALTI ÇİZİLDİ
Altun, "İstanbul Deklarasyonunda ayrıca mültecilere ve mültecilere ev sahipliği yapan ülkelere verilen desteğin öneminin altını çizdik. Teşkilatın İslam dünyası ile dünya kültürleri arasında oluşturduğu diyaloğa da dikkati çektik. Bununla beraber, Afrikalılara yönelik ayrımcılık konusunda farkındalığın artırılması çağrısında bulunduk. Üye ülkeler arasında ikili ve çok taraflı değişim programlarının yaygınlaştırılması yönündeki ortak iradeyle, İslam ülkeleri arasında kültürel etkileşim ve iletişimi artırıyoruz. Ayrıca, teşkilat bünyesinde İslam ümmetinin geleceğinin teminatı olan gençlerimizle iletişimin daha sağlıklı şekilde sürdürülmesi noktasında bir forum düzenlenmesi kararı da aldık. Teşkilat kapsamında bir uluslararası kanalın kurulması ve bu kanalın finansmanı konusunda Genel Sekreterlik aracılığıyla bir yol haritası çizilmesine karar verdik.
Bu kanal, üye ülkelerin ve ilgili kurumların faaliyetlerini tanıtacak içeriklerle İslam ümmetinin birliği doğrultusunda değerli bir araç olacaktır. Teşkilat çatısı altındaki Haber Ajansları Birliği, İslami Yayıncılar Birliği ve Medya Forumu gibi kuruluşlara verilen desteğin artırılması yönünde mutabakat da sağladık. Ayrıca kardeş Azerbaycan'ın müteakip Enformasyon Bakanları toplantısına ev sahipliği yapma önerisi olmuştu. Bu öneri, ülkemizin de desteğiyle kabul edildi" ifadelerini kullandı.