Başkan
Recep Tayyip Erdoğan, BM 77. Genel Kurulu için bulunduğu New York'ta, Amerikan PBS televizyonunun konuğu oldu. Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
SEÇİMLE İLGİLİ ENDİŞEMİZ YOK: Şu anda seçimleri kazanma noktasında bir endişemiz yok. Ben meydanların dilini iyi bilirim. Yaptığım toplu açılışlarda, meydan mitinglerinde eğer on binleri meydanlara toplayabiliyorsam, bu halkımın bize olan teveccühünü göstermektedir. Halkımızın bize olan bu teveccühü devam ettikçe, bizi kimse tutamaz. Çünkü alternatif yok.
ÜLKEMDE RAFLAR BOŞ DEĞİL: Enflasyon aşılamaz bir ekonomik tehlike değildir. Ben ekonomistim. Şu anda yüzde 8, yüzde 9 enflasyonun bile tehdit ettiği ülkeler var. Bizde yüzde 80 var. Biz şu anda 250 milyar dolar ihracatı yakalamış bir ülkeyiz. Benim ülkemde marketlerde raflar boş değil. Ama Amerika'da bile bugün raflar boş, Fransa'da raflar boş, Almanya'da raflar boş. Vatandaşım şu anda istediği her türlü ürünü marketlerde bulabiliyor. Yeni bir adım attık. Tarım Kredi Kooperatiflerimizde ürünler çok çok ucuz fiyatla satılıyor. Bizim için şu anda enflasyon bir sıkıntıdır ama yılbaşından sonra biz enflasyonda da bu sıkıntıyı aşacağız ve yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Şu anda Türkiye'nin büyüme oranı yüzde 7.6. Büyümede, dünyada şu anda ikinci sıradayız.
YAPTIRIM, İKİ DOST ÜLKE İÇİN ÇOK YANLIŞ: Amerika'yla dış ticaret hacmimizin buralarda olmaması lazım. Türkiye-ABD ilişkileri savunma sanayiinde de istenilen yerde değil. Savunma sanayiini iyi bir yere taşımamız lazım. Mesela F-16 meselemiz var. Sizden F-16 almışız. Sizden F-16 aldığımıza göre bunun gerisinin gelmesi lazım. Burada siyasi yaklaşımla karar vererek F-16 konusunda Türkiye'ye hâlâ bir yaptırım uygulama yoluna gitmek iki dost ülke için çok yanlış bir şey. En son Sayın Biden, bunu çözme noktasında bana söz verdi. Biden'ın buna olumlu baktığını biliyorum.
F-16 KONUSUNDA BAŞIMIZIN ÇARESİNE BAKARIZ: F-16 konusunda eğer biz Amerika'dan istediğimiz neticeyi alamazsak ne yapacağız? Başımızın çaresine bakacağız. Siz kalkıp da Yunanistan'a F-16 konusunda her türlü desteği vereceksiniz, orada üsler kuracaksınız ama Türkiye gibi NATO'daki dost ülkeye ve ilk 5 içerisinde NATO'da her türlü desteği veren ülkeye bu desteği vermeyeceksiniz. Bu durumda Türkiye'nin yapacağı iş de başının çaresine bakmaktır. Bunun dışında bizim Amerika'yla sıkıntımız yok.
AB'YE HESAP VERECEK DEĞİLİZ: Biz dünyanın parçasıyız; ne Doğu'nun ne Batı'nın. Bizim için ülkemizin coğrafi olarak büyük bir kısmı Doğu'ya aittir. Batı'ya ait olan kısmı ayrıdır. Ama AB, 52 yıldır bizi devamlı oyalamıştır, ne yazık ki hâlâ üye yapmamıştır. İster istemez farklı arayışlar içerisine girme durumunda da olabiliriz. AB 52 yıldır bizi tutacak, bizi yanına yaklaştırmayacak ve ondan sonra da 'Niçin şurayla görüştü, niçin burayla görüştü?' diyecek. Görüşürüm, bu görüşmeleri yaparken de AB'ye bu noktada hesap verecek değiliz. Dünyanın tüm ülkeleriyle görüşürüz. Çünkü hepimiz bu dünyanın bir parçasıyız.
200 REHİNE TAKASI KONUSUNDA MUTABAKAT SAĞLANDI
Özbekistan'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile etraflıca görüşmelerimiz oldu. Kendilerinin de aslında bu işi artık bir an önce bitirmenin gayreti içerisinde olduğunu anladım. Bu gidişin sıkıntısı büyük. Bu noktada, örneğin şu anda 200 rehinenin takası konusunda bir mutabakat sağlandı. Bu güzel bir gelişme. Çünkü bu rehinelerle birlikte orada çok çok önemli bir adım atılmış oluyor. Teknik boyutunu da arkadaşlar yürütüyorlar. Bununla güzel bir gelişmeyi sağlamış olacağız.