26 Ağustos 1922'de başlayıp 30 Ağustos 1922 gününe kadar 5 gün 5 gece devam eden Büyük Taarruz, Türk ordusunun kesin zaferi ile sonuçlandı. Planlaması büyük bir gizlilik ve titizlik içinde yapılan taarruzun ne zaman olacağından Gazi Mustafa Kemal Paşa ve yanındaki Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak) ile Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa'dan (İnönü) başka kimse bilmiyordu.
26 Ağustos'ta başlayan Büyük Taarruz'un sabahında Tınaztepe, Belentepe ve Çiğiltepe yokluklarla mücadele eden ve yüreğinde vatan sevgisiyle dolu Türk askeri tarafından düşmanın elinden alındı.
KIRIK KAĞNININ ÜZERİNDE...
Büyük Zafer'in ertesi günü, 31 Ağustos'ta Zafertepe Çalköy'de bir evin bahçesindeki kırık kağnının üzerine muharebe alanlarının haritasını koyan Başkomutan Mustafa Kemal, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa ile durum değerlendirmesi yaparak Yunanlıların yeniden savunma düzenine geçmesini önlemek ve onları mağlup etmek için İzmir'e girme görüşünde birleşti. Nihayet Zafertepe Çalköy'de, o tarihi emir verildi: "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" 9 Eylül'de şanlı Türk ordusu İzmir'e girerek, son hamlesini yaptı ve 1919 yılında başlayan işgal resmen bitirildi.
Zaferden iki yıl sonra 30 Ağustos 1924'te Dumlupınar'da Büyük Zafer'in Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın da katıldığı bir törenle hem zafer kutlandı hem de şehitler anıldı.
Atatürk, 30 Ağustos 1924'te, Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı'nın temel atma törenine katılmak üzere Zafertepe Çalköy'e geldi. Atatürk burada yaptığı konuşmada "Yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyeti'nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı. Bu alanda akan Türk kanları, bu göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır.