Cumhuriyet savcılığının iddianamesinde, PKK/KCK terör örgütünün, cezaevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklu örgüt mensuplarıyla organik bağ kurarak cezaevlerinde yaşanan olaylardan haberdar olmak, içeride ve dışardaki örgüt üyelerinin irtibatlarını sağlamak amacıyla cezaevlerinde hiyerarşik yapı kurduğu belirtildi. Bu yapıyla örgüt elemanlarının cezaevlerinde intihar, ölüm orucu, açlık grevi, sayım vermeme, kargaşa çıkarma gibi yaptıkları eylemlerde koordinasyon kurmak, cezaevindeki örgüt üyelerinin eğitimlerini yaptırmak, örgüte eleman kazandırmak, tutuklu ve hükümlü ailelerini organize etmek, eylem ve propagandanın yanı sıra örgüte katılım faaliyetlerine ağırlık vermek gibi faaliyetlerde bulunduğu kaydedildi.
ÖCALAN'IN TALİMATIYLA
Terör örgütünün cezaevlerindeki hiyerarşik yapıya bürünme sürecine de iddianamede yer verildi. Buna göre, 23-28 Ağustos 1991 tarihinde Suriye'de elebaşı Abdullah Öcalan başkanlığında 1'inci, 2001 yılında ise Kuzey Irak'ta 2'nci Zindan Direniş Konseyi yapıldı. 2014 yılında da yine Kuzey Irak'ta KCK Türkiye Sorumlusu Sabri Ok ve KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık başkanlığında yapılan üç ayrı 3'üncü Zindan Direniş Konferansları düzenlendi.
Yapılan bu konferanslar sonucunda, Türkiye'de bulunan cezaevlerinin başında Zindan Direniş Konseyi'ne bağlı olarak Zindan Genel Yönetimi oluşturuldu. Bu birim İç Koordinasyon ve Dış Koordinasyon olarak iki guruba ayrıldı. İç ve Dış Koordinasyon, örgütün kırsal alan üst yönetimlerine doğrudan bağlı hareket ediyordu.
ÖRGÜTÜ AYAKTA TUTMA ÇABASI
Cezaevi komitelerinin üst örgütlenmesi olan Dış Koordinasyon, örgüt ile cezaevi arasındaki iletişimi sağlayan ve cezaevi örgütlenmesinin politikasını belirleyen birimdi. İç Koordinasyon ise Koğuş Sorumlusu, Cezaevi Sorumlusu ve Cezaevleri Genel Sorumlusu olmak üzere hiyerarşik olarak üç aşamalı bir yapılanma çerçevesinde faaliyet gösteriyordu. Cezaevlerinde İç Koordinasyon altında "bölge yapılanmaları" bulunuyordu. Bölge yapılanmalarının her biri yine "alan (cezaevi) yönetimi" adı altında yapılanmaya gitmişti. Alan yönetimi altında da "oda yönetimi" ve "komiteler" olmak üzere alt yapılanmalarla terör örgütü üyelerinin tüm cezaevi hayatını disiplin altına alacak bir yapı oluşturulduğu anlaşıldı.
İddianameye göre terör örgütü, KCK sistematiği içerisinde cezaevi faaliyetlerini "Cezaevi Komiteleri" adı altında sürdürüyor. Bu yapılanma çatısı altında oluşturulan alt birimlerle ülke genelinde bulunan birçok cezaevinde hem iç hem dış iletişim ağı oluşturarak örgütsel yapının devamlılığı sağlamaya çalışıyor.
PARA TRANSFERLERİ
Yapılan soruşturmada terör örgütünün, Marmara Bölgesindeki cezaevleri yapılanmasını İstanbul'dan yönettiği belirlendi. Savcılık Tekirdağ, Edirne, Bursa, Gebze, Kocaeli, Bakırköy, Metris, Maltepe, Ümraniye ve Silivri ceza ve infaz kurumlarında 2018 yılından günümüze kadar bin 314 tutuklu ve hükümlü adına yatırılan paraları inceledi. Bazı şahısların hiçbir akrabalık bağı olmadığı halde örgütün cezaevi yapılanmasında sorumlu düzeyde faaliyet yürüten Türkiye vatandaşı örgüt mensupları ile İran, Irak, Suriye uyruklu örgüt mensuplarına aynı tarihlerde, aynı tutarlarda çoğunluğu PTT kanalı ile sistemli bir şekilde para yatırdığı tespit edildi. Adlarına para yatırılan tutuklu ve hükümlülerden bazılarının aralarında yapmış oldukları örgütsel yazışmalardan, para göndereni tanımadıkları anlaşıldı.