Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Erzurum'daki tarihi kongre binasında düzenlenen Erzurum Kongresi'nin 103. Yılı Kutlama Töreni'nde yaptığı konuşmada, Türk tarihinin, Türk devletini yıkmaya çalışanlara karşı, dimdik duruş sergileyen kahraman Türk milletinin tarihi olduğunu söyledi.
Türk milleti olarak her tökezlediklerinde küllerinden tekrar doğup, ilelebet ayakta kalmanın mücadelesini verdiklerini ifade eden Varank, şöyle konuştu:
"Tarihin her döneminde destanlar yazdık, büyük başarılara imza attık. Sultan Alparslan'la 1071 yılında Anadolu'nun kapılarını kapanmamak üzere ardına kadar açtık. O zamandan bu yana Anadolu, yaklaşık 1000 senedir bizim topraklarımız, bizim ocağımız, bizim yuvamız oldu. Anadolu bizden önce de kadim medeniyetlere ev sahipliği yaptı ancak hiçbir devlete, bize olduğu kadar misafirperver davranmadı. Bizleri büyük bir memnuniyetle bağrına basan bu toprakları biz de mukaddes bildik. Bu kadim toprakların bir karışını bile feda etmemek için analarımız nice kınalı kuzularını, can parelerini gözlerini kırpmadan ölüme gönderdiler."
"DÜŞMAN GÜÇLERİNİ EZE EZE GELDİKLERİ YERE GÖNDERDİK"
Bakan Varank, tarihin her döneminde Anadolu'nun kahramanların kanıyla sulandığını belirterek, Türk ordularının dünyaya göğsünü gere gere "Çanakkale geçilmez" dediğini hatırlattı.
Çanakkale'de çok şehit verdiklerini ama vatanı vermediklerini dile getiren Varank, "Gelibolu yarımadasını döve döve zapt edeceğini söyleyen düşman güçlerini eze eze geldikleri yere gönderdik. Kurtuluş savaşında doğudan ve batıdan, kuzeyden ve güneyden aç kurtlar gibi saldıran Yunan ordusuna, Fransız ordusuna, Büyük Britanya ordusuna, hepsine diz çöktürdük. Hamdolsun bugün biz, bu topraklar için canın veren kahramanlarımız sayesinde kimseye muhtaç olmadan özgür bir şekilde yaşayabiliyoruz." diye konuştu.
Bu büyük başarıların hiçbirini, birilerinin sırtına yaslanarak elde etmediklerini vurgulayan Varank, bu başarılar için milletin canından vazgeçtiğini ve gözünü kırpmadan ölüme koştuğunu anlattı.
Mondros ile 1918 yılında devletin teslim olmuş durumda ve sahipsiz olduğunu kaydeden Varank, şöyle devam etti:
"Çanakkale Boğazı, İstanbul Boğazı ve Trakya İtilaf Devletlerinin, Mersin, Adana, Maraş, Antep ve Urfa Fransızların, Antalya ve Muğla İtalyanların işgali altındaydı. Bin yıldır yerlisi olduğumuz Anadolu topraklarında yabancılık çekiyorduk. İngiliz askerleri Eskişehir, Kütahya, Amasya gibi kentlerde elini kolunu sallayarak geziyordu. Yunanlılar, İzmir ve Ege Bölgesi'nde zalimce halkımıza eziyet ediyordu. İşte düşmanın içimize kadar girdiği böylesine bir dönemde, Türk milleti Gazi Mustafa Kemal Paşa liderliğinde harekete geçti. Erzurum Kongresi, başlayacak Kurtuluş Savaşı'nın adeta bir manifestosu olarak tarihe geçti."
"ERZURUM KONGRESİ BİR MİLLETİN ŞAHLANIŞ HİKAYESİDİR"
Erzurum Kongresi'nin öneminden bahseden Varank, "O gün, herkesin zihnine milli sınırlar içerisinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı kazındı. O gün, manda ve himaye isteyen hainlerin yüzüne Türk milletinin hiçbir zaman bağımlılık altına girmeyeceği haykırıldı. O gün, Türk milletinin her zaman olduğu gibi bu işgal girişimine karşı da topyekun savaşacağı teyit edildi. Bunların hepsinden öte, ümidini kaybetmeye başlamış milletimiz için Erzurum Kongresi bir umut ışığı oldu. Bu manada Erzurum Kongresi bir milletin şahlanış hikayesidir." ifadelerini kullandı.
Bakan Varank, Erzurum şehrinin tüm yurdu dolaşacak kurtuluş meşalesinin ilk yakıldığı yer olduğuna işaret ederek, Erzurum'da tarihin her döneminde "vatan" denilince akan suların durduğunu belirtti.
Erzurum'un tarihten bu yana hep "Dadaşlar'ın diyarı" olduğunu söyleyen Varank, şunları kaydetti:
"Nene Hatun'lar, Gazi Ahmet Muhtar Paşa'lar, Dadaş'ın anlamına yaraşır şekilde yaşadı. Erzurum halkı Aziziye Tabyası'nda nasıl destan yazdıysa, 15 Temmuz'da da imanıyla, inancıyla, yüreğiyle bu devletin ve milletin istiklal ve istikbaline her zaman sahip çıkacağını gösterdi. Üzerinden 103 yıl geçmiş olsa da biz sanki dün olmuş gibi Erzurum Kongresi kutlamaya devam ediyoruz. Bunu neden yapıyoruz diye hiç düşündünüz mü? Çünkü biz hala tehdit altında olan bir devletiz. Nasıl o gün, doğu illerimizi kendi emelleri doğrultusunda ele geçirmek isteyenler olduysa, bugün de o karanlık güçler hala iş başında. İşte görüyorsunuz yabancı güçlerin maşası PKK, başka başka isimler altında sınır ötesinde can çekişiyor."
"DOĞU İLLERİMİZDE TÜRK SİYASİ VARLIĞINI VE HAKİMİYETİNİ ASLA BIRAKMAYACAĞIZ"
Terör örgütünün gidecek yolunun kalmadığına işaret eden Varank, Türkiye'nin terörle mücadeledeki başarısından bahsetti.
Bayraktar, Akıncı, Atak helikopteriyle, sığınak delici bombalarıyla terör örgütünü inlerinde imha eden bir Türkiye'nin olduğunu kaydeden Varank, "Göreceksiniz, bu hain terör örgütünün köklerini nasıl sınır içerisinde koparıp attıysak, sınır dışında da bunlara dünyayı dar etmeye devam edeceğiz. İşte biz aslında bundan 103 yıl önce ne dediysek 23 Temmuz 2022'de de yani bugün de aynı şeyi söylüyoruz. O gün Erzurum Kongresi'nde söylediklerimizi bugün tekrar ediyoruz. Biz doğu illerimizde Türk siyasi varlığını ve hakimiyetini asla bırakmayacağız. Bunu PKK'da çok iyi bilsin, buna yeltenmeye çalışan başka oluşumlar ya da onlara sahip çıkan yabancı güçler de." dedi.
Bakan Varank, Türkiye olarak bundan önce olduğu gibi bundan sonra da vatana göz dikenlere prim vermeyeceklerini ve göz açtırmayacaklarını vurgulayarak, şunları aktardı:
"Dahili ve harici düşmanlara karşı kararlılıkla mücadele devam edeceğiz. Biz bu milletin tehdit edildiğinde neler yapabildiğini 15 Temmuz'da tüm dünyaya bir kere daha gösterdik. Bu millet gerektiğinde tanklara, mermilere karşı gövdesini siper eder, gerektiğinde ölüme gülümseyerek gider. Gerektiğinde evlatlarını, kınalı kuzularını feda etmekten çekinmez ama bu vatandan da asla vazgeçmez. Erzurum kongresi 103. yıl kutlama törenleri vesilesiyle aziz şehitlerimizi bir kez daha minnetle ve şükranla yad ediyoruz."