Doç. Dr. Mücahit Küçükyılmaz, kayseri Valiliği, Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve Erciyes Üniversitesi'nin ev sahipliğinde Kayseri'ye geldi. ERÜ Sabancı Kültür Sitesi Konferans salonunda öğrencilerle buluşan Mücahit Küçükyılmaz, Anadolu'da 1.000'inci Yıla Doğru- 15 Temmuz postmodern haçlı seferi mi?" konulu konferans verdi.
"15 TEMMUZ KABUS GİBİ BAŞLADI DESTAN OLARAK BİTTİ"
15 Temmuz'un bir kabus gibi başladığını ancak bitişinin destan olduğunu belirten Do. Dr. Mücahit Küçükyılmaz; "Tarih bizim için en iyi öğretmendir. Biz tarihte bir olduğumuz ve güçlü bir liderliği bulduğumuz zaman destanlar yazmışız 15 Temmuz'da olduğu gibi . Fakat bölündüğümüz zaman ise büyük sıkıntılar yaşamışız. Tarihi bir bütün olarak ele aldığımızda bize müthiş dersler veriyor" dedi.
15 TEMMUZ POSTMODERN HAÇLI SEFERİ Mİ?
Anadolu Selçuklu Devleti'nin Süleyman Şahın ölümünden sonra bir süre fetret devri yaşadığını belirten Do. Dr. Mücahit Küçükyılmaz; " O zamanlarda kimilerinin baldırı çıplak bir Türkmen dediği Çaka Bey tarih sahnesine çıkmıştır. Çaka bey 1071 Malazgirt Savası sonrası Alparslan'ın peşinden giden bir cengaverdir. Çaka bey bir saldırıda Bizans'a esir düşer. Bizans sarayına alınır. Orada hizmet eder ve kral tarafından çok soylu ünvanı verilir. Sonra saraydan ayrılarak İzmir'i Bizans'tan geri alır. Adalar denizindeki adalara seferler düzenler. Sonrasında Bizans İmparatorluğu ile deniz savaşı yapar ve imparatorluk donanmasını yener. Labidos burnunu kuşatır ve orayı da alır. Bugün ki Ulubat Gölünü de alır. Sonrasında Çaka bey İstanbul'u kuşatmaya karar verir. İstanbul'u almak için sadece denizden değil, hem doğudan hem batıdan İstanbul'u kuşatmak gerekir diye Peçenek Türkleri ile anlaşır. Anadolu Selçuklu Devleti'nin başına geçen Kılıçaslan'la görüşür ve ona kızını verir. Kılıçaslan'a da "Sen doğudan gel ve İstanbul'u kuşatalım der. Bizans imparatoru ise Kılıçaslan'a mektup yazıp Çaka beyin Bizans'ı ortadan kaldırdıktan sonra sıranın kendine geleceğini söyler. İçine kuşku düşen Kılıçaslan ise Çaka beyi yemeğe davet edip orada öldürür. 1096'da Ortodoks ve latinden gelen haçlılar birleşip Anadolu Selçuklu Devletinin başkenti İznik'i kuşatırlar. İznik düşer. Kılıçaslan daha sonra ordusunu toplayıp Eskişehir yerleşir. Orada büyük bir meydan muhaberesi gerçekleşir. Selçuklu'nun hafif süvarileri Bizans'ın zırhlı süvarilerini yenemez ve mağlup olur. Kılıçaslan geriye çekilir. Haçlı Bizans müttefik ordularının başında ise Tadık adlı bir Peçenek türkü vardır. Tadık bu savaşı kazanır. Hızlı bir şekilde Kudüs'e doğru bu ordu ilerler. Eğer Çaka bey hayatta olsaydı haçlılar denizden gelemeyecekti. İznik'i işgal edemeyecek, Eskişehir'de de mağlup edemeyecekti. Haçlılar adın adım Kudüs' doğru ilerlerken bugün ki İdlip orada büyük bir mücadele verdi. Haçlılar orada ilk kez Müslümanları kazanlarda kaynatıp etlerini yediler. Bu tarihteki ilk yamyam olayının örneğidir. Haçlılar 15 Temmuz 1099'da Kudüs'ü ele geçirdiler. Tarihe dikkat. Orada öyle bir katliam yapıyorlardı ki omuz üstünde baş, taş üstünde taş bırakmıyorlardı. Sonrasında 15 Temmuz 1099'da Kudüs düştükten sonra orada haçlı krallığı kuruluyor. 1081 yılına kadar, Selahattin Eyyubi gelen kadar. Alparslan Malazgirt'te sadece Romen Diyojen ile e savaşmadı. O dönemde öz ağabeyi Kavut ile de savaştı. Alpaslan Bizans seferine gittiğinde ağabeyi hep paçasından çekti. Alpaslan 200 bin kişilik orduya karşı değil aynı zamanda Türk olan Kavut ile de savaştı. Fakat büyük davaları olan Alpaslanlar, Yavuzlar, Fatihler, Mustafa Kemal Atatürkler ve bugünde Recep Tayip Erdoğanlar sayesinde yaşamaya devam ediyoruz. Ve bu düzen böylece binlerce yıl gidecek inşallah. Kılıçaslan'ın 11 oğlu vardı 11'ide birbiriyle savaşıyordu. Bu da yetmezmiş gibi birde babalarıyla savaşıyorlardı.
"15 TEMMUZ TERÖRİST BİR DARBE GİRİŞİMİ"
Ortadoğu'da 100 yıl boyunca oluk oluk kan aktığını belirten Do. Dr. Mücahit Küçükyılmaz; "Bugüne kadar ortadoğu'da ölen neden ölüğünü öldüren de neden öldürdüğünü bilmiyordu. 15 Temmuz 2016'ya geldik. O gece eğitim hareketi gibi başlayıp sonra terör örgütü olarak ortaya çıkan FETÖ darbe girişiminde bulundu. Ben doktora tezimin bir kısmı darbeler üzerine yaptım. Darbeler Türkiye de 2 ye ayrılıyordu. Birincisi konvansiyonel, yani hükümete doğrudan müdahale, mesela 27 Mayıs darbesi ve 12 Eylül 1980 öyledir. Bir de müdahaleci darbeler vardır. Bunlar utangaç darbelerdir. Yani bir türlü uzaktan kumandayla terbiye etme darbeleridir. 27 Nisan elektronik darbesi de öyledir. Ama o zaman ilk kez sivil hükümet ayağa kaktı ve ben seni tanımıyorum" dedi. Menderesi yok yere koltukları için astılar. Bu milletin başına ayağı çarıklılar geri gelir diye korktular. Halbuki demokrasi bunun için değil miydi? İşte bunu engellemek için astılar. İşte ilk kez bir siyasi irade ben sizin darbenizi tanımıyorum dedi. 15 Temmuz darbe girişimi ne klasik ne de müdahaleciydi. 15 Temmuz terörist bir darbe girişimiydi. Çünkü öncekiler devleti hükümeti hedef almıştı. Ama 15 Temmuz'da milleti hedef aldılar ve 251 insanımızı şehit ettiler. Biz gerçekten çok büyük bir olay yaşadık. Allahın izniyle Türkiye'yi bir iç savaşa götürme senaryosunu askerimizin polisimizin, milletimizin ve Cumhurbaşkanımızın gayreti ile bertaraf ettik" dedi.
15 TEMMUZ'U NEDEN SEÇTİLER?
"Peki 15 Temmuz'u neden seçtiler. 15 Temmuz 1099 haclı seferlerinin bitimi ve Kudüs'ün düşmesiydi. Sizce 15 Temmuz 2016 yılı boşuna mı seçilmişti? Haclıların sizin topraklarınızı işgal etmesi o kadarda tehlikeli bir şey değildir. Onlar sizin mabetlerinize, karılarınıza kızlarınıza ilişmez diyordu. Semboller üzerinden yürümeyi çok sevdikleri için bu darbeyi asker üniforması giymiş mankurtlarıyla yaptılar. Çoğu kez bu devleti bu millet kurtarmıştır. Bu şerefli üniformayı giyip darbe yaptırmaya çalıştıkları ordu 24 Ağustos günü Fırat Kalkanı Harekatı'nı yaptı. Biz bize gönderdiğiniz mesajı aldık. Bizim kahraman ordumuz vatandaşına silah sıkmak için değil onu korumak için vardır. Fırat Kalkanı Harekatı'nın yapıldığı bölge Merci Dabıktır. Bizde Allahın izniyle büyük bir devletiz. Bu motivasyonla bu inançla çalışalım. Hiçbir gece ebedi değildir, hiçbir zorluk kalıcı değildir. Bu coğrafyanın kaderinde maalesef savaşlar var. Böyle bir senaryoda tarih bize şunu öğretmektedir. Güçlü liderlikle ancak bu topraklarda ayakta kalınır. Bu milletin bekası sağlanır"