Eli kanlı darbecilere karşı korkusuzca direnen gençlerden Batuhan Ergin, şehit edildiğinde 21 yaşındaydı. Okulunda çok başarılı olmasına rağmen daha lise yıllarında Kapalıçarşı'da Ermeni bir ustanın kuyumcu atölyesinde çırak olarak çalışmaya başladı. Ustası onu çok beğenince okulu bıraktı ve iş hayatına atılmak istedi. Yaşı geldiğinde askere gitti ve gönüllü olarak komando olmak istediğini söyledi. Ailesi kendisine tepki gösterse de o askere gitti ve vatani görevini Bitlis'te komando olarak yaptı. Askerden döndükten 63 gün sonra 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı direnmek için arkadaşıyla birlikte Boğaz Köprüsü'ne gitti. Köprünün üzerinde çekip 'Eve erzak almaya değil devletimize sahip çıkmaya geldik' notuyla paylaştığı fotoğrafıyla akıllara kazınan Batuhan, darbeci askerler tarafından kalbinden vurularak şehit edildi.
ALLAH KORKUSU VE VATAN SEVGİSİ OLAN BİR GENÇ
Batuhan'ın annesi Deniz Ergin, aradan 6 yıl geçmesine rağmen acısının katlanarak devam ettiğini ve oğlu Batuhan'ı SABAH'a şu sözlerle anlattı: "Batuhan 8 aylık doğdu, çok erken doğdu ve çok erken kaybettik. İçi içine sığmayan, çok hareketli, pozitif enerjili, insanları çok seven, büyüklerine saygılı, Allah korkusu ve vatan sevgisi olan, çok iyi niyetli bir gençti. Çok eğlenceliydi ve etrafındaki herkes onu çok severdi. Onun iki aşkı vardı motosikleti ve işi. Biz onunla abla kardeş gibiydik, ilişkimiz çok güçlüydü. Her sabah beni alır, motosikletle işe bırakır, akşamları da almaya gelir, kendi elleriyle kaskımı takardı. İş hayatında çok başarılıydı ve en büyük hayali kendi atölyesini açmaktı. Erken evlenmek, baba olmak istiyordu, çok sorumluluk sahibi bir insandı."
KEŞKE ALLAH BİZE DE ŞEHADETİ NASİP ETSE
Oğlunu kaybettikten sonra oğlunun asker arkadaşlarından dinlediği bir hikâyeyi paylaşan Ergin, "Askerdeyken bir arkadaşları şehit olmuş ve bir tören düzenlenmiş. Herkes ağlamış, ailesi gelip cenazeye sarılmış. Batuhan ağlamayınca arkadaşı da ona 'Sen üzülmüyor musun' diye sorunca, 'Ben şehit olmasını şeref olarak görüyorum buna ağlanır mı? Keşke Allah bize de nasip etse' demiş. Batuhan kulağında küpesi olan, yırtık kot giyen modern bir çocuk olmasına rağmen bir taraftan da inanılmaz güçlü Allah sevgisi ve vatan sevgisi olan bir çocuktu" şeklinde konuştu.
'EVE ERZAK ALMAYA DEĞİL DEVLETİMİZE SAHİP ÇIKMAYA GELDİK'
Darbe gecesi oğlunun yaşadıklarına ve slogan haline gelen sözlerine de değinen Ergin, "Batuhan'ın en büyük tutkusu motosikletiydi ve 1 Temmuz'da yeni bir motosiklet almıştı. Araya bayram tatili girdiği için plakasını alamamıştı ve 15 Temmuz'da plakası takıldı. Motosikletiyle sadece o gün trafiğe çıkabildi. Darbe girişimi başladığında bir arkadaşının evindeydi ve arkadaşının anlattığına göre haberlerde köprünün kapatıldığını duyunca hemen birlikte Ortaköy'e geliyorlar. Telefonunun şarjı bitince eve dönmeye karar veriyor ama Batuhan dışarda gördükleri yaşlı bir adama 'Dede darbe ne demek?' diye soruyor. O adam da 'Ah oğlum sorma vatan elden gidiyor' deyince, "Vatan elden gidiyorsa ben neden eve gideyim, yürü köprüye gidelim en fazla şehit oluruz' diyor arkadaşına. Köprüye giderken ATM'lerde para çekenleri ve alışveriş yapanları görünce çok kızıyor ve boğaz köprüsüne gittiğinde sosyal medya hesabından 'Eve erzak almaya değil devletimize sahip çıkmaya geldik' notuyla bir fotoğraf paylaşıyor. Batuhan'ın en önemli sözü ve son sözü buydu. Bu sözünü mezar taşına da yazdırdık ve Batuhan'ı Batuhan yapan bu oldu. Bana 'Oğlunuz köprüdeki o askerlerden biri olsaydı o da aynı şekilde bunu yapabilirdi' diyenler oldu. Ben de 'Hayır benim oğluma öyle bir emir gelse kendisine sıkar yine de masum insana silah doğrultmaz' diye cevap verdim. Batuhan yüreğinden konuşan delikanlı bir çocuktu ve hiç kirlenmeden gitti."
HER MEZARINA GİTTİĞİMDE OĞLUM BANA SARILIYOR'
Aradan 6 yıl geçmiş olsa bile Batuhan'ın kendileri için kaybolmadığını söyleyen Ergin, "Her mezarına gittiğimde oğlum bana sarılıyor, sol kolumun ısındığını hissediyorum. En zor zamanlarımda bana yardımcı olduğunu, çok üzüldüğüm zamanlarda bana verdiği morali hissediyorum. Onu yok etmedik hep bizim ailemizin içinde. Telefon rehberimden ismini silmedim hala Batuhan diye kayıtlı. Hiçbir mesajını silmedim, açıp okuyorum. Onu konuşmaktan gurur duyuyorum. Fotoğraflarına baktığım zaman çok mutlu oluyorum. Biz 4 kişilik bir aileydik ve hala 4 kişiyiz. Batuhan benim için hala yaşıyor" ifadelerini kullandı.
'ONU HİSSEDİYORUM DESEM DE ACISI İÇİMDEN ÇIKMIYOR'
15 Temmuz'un aileleri için çok acı bir gün olduğunu söyleyen Ergin, şöyle devam etti: "Her ne kadar onu hissediyorum desem de yüzünü göremiyorum. Hiç kolay değil 6 sene geçti ama bu acı, özlem, hasret katlanarak artıyor. Arkadaşları büyüdü, 27 yaşına girdi ve onları gördükçe canım yanıyor. Çoğu evlenmeye başladı, anne baba olanlar var. Şimdi Batuhan'ı seven herkes bana anne diyor. 15 Temmuz her yaklaştığında bizim acımız da o güne geri dönüyor. Çok üzgünüm, canım yanıyor acısı içimden hiç çıkmıyor."