15 Temmuz 2016 gecesi İstanbul'un Avrupa yakasındaki birçok kritik yeri işgal için Topkule Kışlası'ndaki 66'ncı Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'ndan askeri birlikler çıkarılmıştı. Hainler kamu kurumları başta olmak üzere stratejik yerleri işgal ederken, mekanize tugaydan bir birlik de o dönem Beşiktaş'ta bulunan Turkuvaz Medya'yı işgal için gönderilmişti. Amaçları aHaber, atv ve SABAH gazetesini de bünyesinde bulunduran medya grubunu susturmaktı. 3 land araç ile saat 00.00 sıralarında kışladan çıkış yapan bu birlik TEM otoyolunda ilerlerken yoğunluk nedeniyle zaman zaman durmak zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine darbecilere direnmek için yollara çıkan vatandaşlar ile polisler darbecilerin yolunu kapatmıştı. O kahramanlardan biri de Gaziosmanpaşa'daki evinden çıkan seramik ustası Servet Asmaz'dı. 4 çocuk babası olan Servet Asmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısı üzerine ağabeyi Sebahattin Asmaz ve arkadaşı Yasir Kaya ile birlikte otomobiline binip darbecilerin kapattığı Boğaziçi Köprüsü'ne gitmek için yola koyuldu. O da TEM Otoyolu'ndaki kalabalığa takılmış ve katilleriyle yolu burada kesişmişti.
HEDEF ALIP VURDULAR
Turkuvaz Medya binasına ilerleyemeyen hainler, polislerle ve vatandaşlarla yolun açılması için girdikleri tartışma sırasında G3 piyade tüfekleriyle halkın üzerine ateş açtı. Darbecilere tepki gösteren Servet Asmaz, doğrudan hedef gözetilerek vuruldu. TEM Otoyolu'nun Gaziosmanpaşa'daki Avrupa Konutlarına yakın bir noktada vurulan Asmaz, kaldırıldığı hastanede kurtarılamadı. Yollarına bir süre daha devam eden darbecilerin önü daha sonra Seyrantepe'deki Galatasaray Stadyumu önünde tekrar kesildi. Bu sefer ki halk kalabalığı çok daha fazlaydı ve yolu açmak mümkün değildi. Hainler bir otobüse binip kışlalarına geri döndü ve kışlada polis ekiplerince yakalandı.
SUBAYLAR HALKA ATEŞ ETTİ
Turkuvaz Medya'yı işgale giden 19 askere ağır ceza mahkemesinde dava açılmıştı. O davanın sanıkları arasında 66'ncı Mekanize Tugay'da görevli teğmen Latif Ağaçbacak, Harp Akademilerinde kurmaylık öğrencisi olan ve darbe için 66'ncı Mekanize Tugay'da görevlendirilen yüzbaşılar İsmail Menderes Sema, Sedat Engin ve tugayda staj gören astsubay öğrenciler de vardı. Yüzbaşılar İsmail Menderes Sema ve Sedat Engin darbenin başarısız olması üzerine kayıplara karıştı. Sanıklardan teğmen Latif Ağaçbacak ifadesinde, Servet Asmaz'ı kurmaylık öğrencisi subaylardan birisinin vurulduğunu, kendilerinin de havaya ateş ettiğini öne sürdü. Astsubaylık öğrencileri de yüzbaşı rütbesindeki kurmaylık öğrencisi subayların yolu açmak için vatandaşa ateş ettiklerini söyledi.
KIŞLADAKİ HAİNLER
Bu sanıkların davası daha sonra 66'ncı Mekanize Piyade Tugay'daki olaylara ilişkin dava ile birleştirildi. 19 kişilik birlik, Turkuvaz Medya'yı işgale gidemeyince tugaya geri dönmek zorunda kalmıştı. Tugayda da çatışmalar devam ediyordu. Tugayın bulunduğu kışlada görevli Kurmay Albay Sait Ertürk ile Albay Davut Ala o gece kalkışmayı evlerinde televizyondan öğrenip birbirlerini aramışlardı. Darbecilerin, kendilerinden olmayan subaylardan habersiz bir şekilde harekete geçtikleri anlaşılmıştı. Albay Ertürk ve Ala derhal evlerinden çıkıp kışlaya gitti, polislere kendilerini tanıttı. Kahraman albaylar, polis ekipleriyle birlikte darbecileri etkisiz hale getirmek için karşı harekat başlattı. Darbeciler, teslim olmaları çağrısına ateşle karşılık verdi. Hain kurşunların hedefi olan Albay Ertürk şehit oldu, Ala ise ağır yaralandı. Geçirdiği ameliyatların ardından hayata geri dönen Ala, daha sonra tuğgeneralliğe terfi etti.
MAHKEMEDE HERKESİ AĞLATTI
Davut Ala 19 Şubat 2018'de tuğgeneral rütbesindeyken mahkemede kanlı geceyi şöyle anlattı: "Bu insanlara 'teslim olun' diye üç kez bağırdım. Onlar ateşle karşılık verdi. İlk mermiyi bana attılar. Mermi cüzdanıma geldi. (Cüzdanını göstererek) İçindeki kartları kırıp çıktı. O an fark edemedim. İki, üç silah sesinden sonra Yaşar'ın düştüğünü gördüm. Onu çekmeye çalışırken, parmağıma kurşun geldi, sol parmağım koptu. Parmağımı avucumun içine aldım. Sol dizime iki mermi girdi. Sağ ayağıma, iki elime, kalbimin iki santim altına mermiler girdi. Boş binaların kenarlarından, mermiler geliyordu. Şehadet getirdim. O saate kadar hiç acı hissetmemiştim. Kelime-i şahadet getirince, hani 'ciğerim yandı' derler ya, işte aynen öyle, ciğerim yandı. Dedim ki 'Allah'ım burada öleceğim ama bari doğru düzgün öleyim, birkaç haini daha vurayım.' (Bu sözler sırasında gözleri doldu, salondaki müşteki gaziler ve şehit yakınları da gözyaşlarını tutamadı). Düştüm, kan kaybından bayılmışım. 10 gün komada kalmışım. 13 defa ameliyat geçirdim, halen daha ameliyat geçiriyorum."
DARBECİLERİ SUSTURAN SORU
Tuğgeneral Ala, mahkemede masum olduklarını söyleyen darbecileri de şöyle susturdu: "Vatan Emniyet'e neden gittiniz? aHaber'e neden gitmeye çalıştınız? Bunlar çocuk kandıracaklarını sanıyorlar. Bir şehit babası bana ne dedi biliyor musunuz? 'Neden o hainleri vurmadın' dedi. Çünkü biz onları öldürmek için değil, gözaltına almak için gittik. Bizleri öldüreceklerini nereden bilelim. Bize teslim olurlar sanıyorduk. 'Devre arkadaşımız' dediğimiz hainler bize ateş ediyordu. Tugay komutanı (şu an firari olan M. Nail Yiğit), izindeydi. Adamın hainlik yaptığını nereden bileyim. Bizim çocuklarımız yok muydu? Bakın, arkada şehit Sait albayımızın çocuğu, eşi var! Peki, biz niye çatıştık, ölümü göze aldık? Hem de mesleğin sonuna gelmişiz. Neden olduğunu söyleyeyim; çünkü biz harp okulunda yemin ettik, 'Bu vatanı, milleti son nefesime kadar koruyacağım' diye."
YOLU AÇTIRAN POLİS ŞEFLERİ DE FETÖ'CÜ
TEM Otoyolunda darbeci askerlere yol açıp ilerlemelerini sağlayanların ise dönemin Gaziosmanpaşa İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Sait Yalçın ve Emniyet Amiri Şükrü Özbek olduğu ortaya çıktı. İlk polis barikatını açtırıp darbecilere geçiş veren bu iki hain de tutuklandı. İkisinin de FETÖ'nün gizli haberleşme uygulaması ByLock'u kullandığı tespit edildi.
MÜEBBET HAPSE MAHKûM OLDULAR
66'ncı Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'ndaki olaylar ve Turkuvaz Medya'yı işgale kalkışanların birlikte yargılandığı davada mahkeme, 26 Nisan 2018'de şu kararı verdi:
131 sanıktan 55'ine müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis.
Şehitler Sait Ertürk, Servet Asmaz, Serdar Gökbayrak ve Mehmet Güder'i öldürülmesine ilişkin ayrıca müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları verildi.
Gazilere yönelik yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kamu malına zarar gibi suçlardan da sanıklar ayrıca onlarca yıl hapis cezaları aldı. 69 sanık darbe suçundan beraat ederken, firari 4 sanığın dosyaları ayrıldı. 3 sanığa da darbe suçundan 12.5 yıl hapis cezası verildi.